Huzur merhamet medeniyetinde..!

Merhamet medeniyeti çocukları olarak öyle bir maziye sahibiz ki;dünya tarihinde bıraktığımız iz ve büyüklüğümüzün dinamikleri kendisini hemen göstermektedir…

Merhametten anlayışından bihaber kazanç merkezli Batı medeniyetinin aşağıdan bize baktığı yerden aramızda fersah fersahmesafe olduğu, ehli insaf ve ehli vicdanbirkaç batılı müelliftarafından, buhakkın teslimine nadiren de olsa şahit oluruz…

Medeniyet iklimimizin etkisi altındakibölgelerde hayvanata, nebatata, insana ve bütün mahlûkata öylesine bir saygı ve şefkat duyulmuştur ki, batılı kafa kendi zaviyesinden baktığında bu duruma asla bir mana veremez… Bu engin merhamet anlayışı karşısındaki ezikliğini ancak alaya alarak  savuşturma  yoluna tevessül etmiştir, barbar batılı..!

En basit zaviyeden bakıp hatırlamaya çalışırsak,

Medeniyet coğrafyamızda yük hayvanlarına bile haddinden fazla yük vurulamazdı, varsa böyle bir durum zabıta marifeti ile takibe uğrardı,  hayvan dinlendirilir, sahibine ceza kesilir  ve hayvana vurduğu aşırı yük kendisine taşıtılırdı..! Batılı kafa da ancak bununla alay geçip haber konusu yapardı..!

Mesela,satılmak üzere kafeslenerek pazarlara getirilen kuşların, vatandaşlar tarafından satın alınarak salıverilmesi bir anane haline gelmişti, bir zamanlar. Batı kaçkınıbazı sütü bozuk istismarcıların bu merhamet duygusundan menfaat sağlamak için özellikle  kuş eğittiği ve satılıp salınan kuşların tekrar alıştırıldıkları yere geri gelip tekrar satıldığına bile şahit olunmuştur..!

Evlere alınmayan sokak hayvanlarının beslenmeleri için günün muayyen saatlerinde, belirlenen kenar köşelere kovayla et veya ekmek bırakmak için özel maaşlı elemanlar tahsis edilmiştir… Hatta bu husus insanların vasiyetlerine geçen kayıtlar bile vardır..!

Fırıncılar ve kasaplar sokağın hayvanlarını beslemek için kendi aralarında paylaşırlardı ve maddi durumu el veren mahalleliler  fırıncı ve kasaplara dağıtmaları için bir miktar para verirlerdi..!

Yavrulayan kedi köpekler için sokakların münasip köşelerine küçük kulübeler yaptırılırdı..!

Devlet binaları, ibadet haneler, özel ikametgâhlar olsun, inşa edilirken duvarlarına veya münasip yerlerine, taş veya ahşaptanözel kuş evleri yapmak bir zorunluluk olarak telakki edilirdi… Hatta bu kuş evleri medeniyet mimarimizde özel bir branşhaline gelmekle beraber ahşap veya taş kuş evi yapan bazı ustalara iş yaptırabilmek için sıraya girildiği bile söylenir..!

Kervansaraylarda yolcu hayvanları için özel ahırlar yapılır ve bu ahırlarda hayvanların bakımları için gerekli her türlü malzeme hazır tutulurdu..!

Leyleklerin ve Kırlangıçların yuvalarına özel hürmet gösterilirdi ve bu hayvanların evlerin damlarına yaptıkları yuvalarasla bozulmaz, hayra alamet olarak yorumlanırdı..! Bu konuda hizmet veren vakıflar tarihimizde sayısızdır..!

Hububat bir yerden bir yere nakledilirken üzerine konup yemeye çalışan hayvanlara kat’iyen dokunulmaz, malın sadakasına sayılırdı..!

Etleri yenen hayvanların mezbahalarda, kesilirken eziyet çekmemeleri için azami dikkat gösterilir, süratle boğazlanmaları şart koşulurdu..!

Ağaçların ve hatta verimsiz ağaçların dahi sulanmaları ve gerekli  bakımları yapılması için özel vakıflar kurulduğu bilinmektedir..!

Avcılık hoş karşılanmaz, ihtiyaç dışında av yapanlara millet asla hoş gözle bakmaz ve kerih bir iş olarak görürdü…

Özel olarak Himayeyi Hayvanat kanunları adı altında bir çok idari ve kanuni düzenlemeler yapılmıştır, tarihimizde..!

Merhamet medeniyetimizin büyüklüğündeki dinamikleri hatırlarken yukarıda not düştüklerimiz ancak okyanusta bir damla miktarına eş değer olduğu muhakkaktır..!

Tanzimat’tan sonra, kendi eksiklerimizi giderme yoluna gideceğimize, zaman içinde,yükseldiğini zannettiğimiz, aslında barbarlığının üzerini cicili bicili modernizm şallarıyla örtmüş batı peşinde çok zaman kaybettik..! Maddi manevi depremler yaşadık..! Nesillerimiz kayboldu,başkalaştık..!

Son tahlilde, çeşitli isimler ve guruplar halinde bölünüp parçalanmışlıktan vaz geçip acilen bir birimizi sevmeye ve el ele verip geleceği inşa etmeye mecburuz..!Fındıkkabuğunu doldurmaz mahiyette kardeş kavgalarıyla geçirdiğimiz kayıp bir asır, sadece ibretle ders almak için koskoca bir leş gibi serilmiş arkamızda yatmaktadır..!

Bizim ve insanlığın kurtuluşu için acilihtiyaç olan mefkûrebarbar Batı’da değil, sadece şanlı merhamet Medeniyeti tarihimizdeki büyüklüğün dinamiklerinde  mevcuttur.!

Yeni nesillerimize huzura giden tek yolun Merhamet Medeniyeti olduğunu ve maalesef  imrendikleri  Batı zihniyetini aslında barbarlık ve sonunun felaket olduğunu sürekli hatırlatacağız..!

Başkaca bütün yollar  tıkalı ve çıkmaz sokaktır..!