Geçen hafta bir akþam, 24 TV’nin rejisindeki gençlere, “çocuklar, bir gün burayagelip, Hazreti Peygamber -haþa- biraz önce odamdaydý, bana, ‘Ardan doðru yoldasýn ama þunlara da dikkat et’ dedi desem, ne yaparsýnýz” diye takýldým... Ortak cevaplarý, “abi, önce güvenliði ararýz, sonra da 112’ye haber veririz” oldu. Güldüm ve “iyi ama, Fetullah Gülen, etrafýnda halka olmuþ insanlara yýllardýr bunlarý söylemiþ, aralarýndan biri de ‘hoca sen ne zýrvalýyorsun, iyi misin’ dememiþ”diye sürdürdüm...
Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof.Dr.Mehmet Görmez, kendisinden bir yýldýr beklediðimiz açýklamayý yaptý, kendisi baþta, ülkemizin aklý baþýnda tüm ilahiyatçýlarýna teþekkür ediyorum.
Lafý uzatmaya gerek yok. Gülen’in “sözde” Ýslam anlayýþý, antik Yunan’ýn pagan tanrýlarýndan baþlayýp Ýsevi ve Musevi inançla harmanlanan, kendisini -haþa- peygamberin bile üstünde bir yere koyan(sana raðmen senin için yaptým cümlesi iþin zirve noktasýdýr) -haþa- býrakýn Hz.Muhammed (sav)’ý, iþi Yüce Rabbimizle istiþareye kadar vardýran “batýl” ve haliyle Ýslam açýsýndan “harici” kimlik taþýyor.
Ýþin uzmaný deðilim, bunu, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn Gülen’in 670 saate varan sesli ve görüntülü konuþmalarýný, 80 kitabýný ve dergilere yazdýðý makaleleri incelemiþ bir kurulun seçkin ilahiyatçýlarý söylüyor...
Konunun uzmaný olmayan bir gazeteci olarak benim ortaya çýkan tablodan anladýðým, DEAÞ ne kadar “harici” ise, FETÖ de o kadar “harici” bir harekettir. DEAÞ, Ýsevi-Musevi emperyalist odaklara, onbinlerce masum Müslüman’ýn katledilmesine yol açarak, FETÖ ise, ayný odaklarýn Ýslam’a monte etmeye çalýþtýðý “evanjelik” kimliði kullanarak hizmet etmiþlerdir. Gülen’in, Wall Street Journal’de yer alan “seccadeye ayakkabý ile basma” fotoðrafý da bundan baþka bir kimlik taþýmamaktadýr... FETÖ mensuplarýnýn Almanya’da açtýklarý “liberalcamii”(!) bu zorlamanýn bir baþka örneðidir... Cemaatine söylediði, “ben sizin sol meleklerinize emir verdim, günahlarýnýzý yazmayacak” sözü... Sümme haþa...
Peygambersiz Ýslam saldýrýsý...
Ýslam, merkezine, “kul hakký” kavramýný yerleþtirmiþ dindir, bu nedenle, “vicdan” duygusuyla barýþçý kimlik taþýr. Vahþi kapitalizmin ve emperyalizmin, Soðuk Savaþ’ýn bitiminden hemen sonra Ýslam’ý bir numaralý hedef haline getirmesi asla tesadüf deðildir. Merkezinde “kul hakký” olan ve paylaþmayý emir kýlan bir dinle bugünün Evanjelik Hýristiyan-Musevi kimlikli“küresel sisteminin” uzlaþmasý mümkün müdür, hayýr!..
Emperyalizm, önce, ümmeti bölmüþ, devamýnda da Müslüman coðrafyanýn kendi içinde kanlý bir hesaplaþmaya yönelmesini saðlamýþtýr.
“Küresel sistem”,Ýslam coðrafyasýnda, Hýristiyanlýk’ta “reformcu” olarak adlandýrýlan 15’nci yüzyýlýn papazý Martin Luther’ini aramaktadýr!.. Gülen baþta, pek çok örnek, buna aday isimlerin olduðu yönündedir...
Amaç, Hz.Muhammed (sav)’siz bir Ýslam anlayýþýný zorlamak,Ýslam’ý günümüz vahþi kapitalizmine entegre etmenin yolunu açmaktýr.
Biz, bununla sonuna kadar mücadele eder, kitabýmýzýn ayetlerine, peygamberimizin de hadislerine dokundurtmayýz...
Korku, zaaftýr, ama tehlikeli olabilir...
Fetullah Gülenile, Nisan 2013’te Pensilvanya’da, bir grup gazeteciyle birlikte görüþmem oldu, kendisine soru sormaktan çok, “yazýlmamak kayýtlý” görüþmenin tüm notlarýný almayý tercih ettim. Kendisiyle birlikte çekilmiþ fotoðrafým, notlarým ve izlenimlerim kiþisel arþivimdedir. Bugüne kadar “þahsi” bulduðum izlenimlerimi paylaþmamayý tercih ettim ama Prof.Görmez’in açýklamasýndan sonra yerinde buluyorum.
Gülen’in kronik “korku hastalýðý” yaþadýðýný gördüm, bu, doðuþtan olabilir veya yaþamýnýn bir noktasýnda karþýlaþtýðý aðýr travmadan kaynaklanabilir. Bu durum þu sonuçlarý doðuruyor: 1- Çok güvendiði ve hiç deðiþmeyen insanlarla “münzevi” hayatý seçiyor, 2- Aþýrý güven arayýþý ile sürekli, “güçlü himayenin” þemsiyesi altýnda kalmayý tercih ediyor, ABD’yi tercih etmesi bundan, 3- Korku hastalýðý, saldýrgan kimlik oluþturuyor, çok kolay acýmasýz oluyor, 4- Bu hastalýk onu halisülasyonlara sürüklüyor, karþýmýza tipik bir “megaloman” olarak da çýkabiliyor, en tehlikelisi, ürettiði yalanlara önce kendi inanýyor, bu nedenle, çevresindeki insanlarý kolay ikna edebiliyor.
15 Temmuz Þehitler Köprüsü’ndeki canlý yayýnda sorduðum soruyu burada da tekrarlamanýn zamanýdýr: Bu dünyadaki bütün hacýyý-hocayý, imamý-müezzini, tarikat liderini, þeyhini, cüppelisini-sakallýsýný bir araya toplasanýz, bir Hz.Ömer (ra) eder mi?”verdiðiniz yanýtý da yazayým,hayýr!..
O zaman neyi tartýþýyoruz?..
Söyleyeyim: Cehaleti...