İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde seçim dönemi yapılan örtülü ittifakın doğal sonucu olarak, PKK'ya yakın merkezlerin referansıyla işe adam alındığı ortaya çıktı.
1) Deniyor ki, "...Madem bunlar terörist, neden tutuklamıyorsunuz?..." Değerli dostlar, iddianame ortada. Kimlerin hangi referanslarla nerelerde çalıştırıldığı, hangi kırmızı alanlara girme izni aldıkları vesaire çıktı ortaya. PKK elebaşı Öcalan'ın talimatıyla kurulan bir teşkilatın, İBB'nin bazı iştirakleri için adeta insan kaynakları ofisi gibi kullanıldığı çıktı ortaya. Aynı örgütün başkanı şu anda terörden tutuklu. Söz konusu derneğin yöneticileri, polis/asker katilleriyle irtibatlı çıktı. Bu adamların referansıyla işe giren birine nasıl güveneceksiniz? Legal olan ile meşru olan arasındaki farkı perdelemeye çalışırsanız sonuç elde edemezsiniz. Birileri, "Madem terörist, haydi tutukla" kolaycılığıyla tüm bu kirli ilişkilerin üstünü kapatmaya çalışıyor anlaşılan. İş bu kadar da basit değil.
2) Deniyor ki, "Bu kadar adam işe alınırken bunların 'sakıncalı' olduğunun bilinmemesi mümkün mü? Bu durum, Belediye'nin hatası mıdır yoksa sistemde bir güvenlik açığı mı var?..." O konu çok daha dramatik. Bu meselenin esası, işe alımlarda 'güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması' şartına bağlanıyor. Belediye ve iştiraklerine girişlerde 2019 yılına dek uygulanan 'güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması' şartı, CHP'li milletvekillerinin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Ne zaman? Tam 3 sene önce. 2000 yılı şubat ayında Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği, CHP'nin yerel seçimlerden önce AYM nezdindeki girişimleriyle birlikte yürürlükten kaldırıldı. Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç başta olmak üzere CHP'li 114 milletvekili, konuyu AYM'ye götürerek yönetmeliğin iptalini istedi. Güvenlik soruşturmasını 'kişisel verilerin gizliliğini ihlal' kapsamında değerlendiren Yüksek Mahkeme, belediyeye girişlerde bu yönetmeliğin uygulanamayacağı hükmüne vardı. Karar 2019 Temmuz ayında alındı. Yerel seçimler sonrası yayınlanan kararın ardından İBB, rahat rahat istediği adamı işe alabilir hale geldi. Çünkü arşiv kaydı olmazsa, tek başına e-devletten alınmış bir adli sicil belgesi ile işe aldığı adamı sonuna kadar savunabilecekti.
3) Deniyor ki, tam da adaylık tartışmalarının yapıldığı bu dönemde çıkan bu haberler İmamoğlu'na yarar. İşte bunu hiç anlamıyorum. Yani; "...bütün bu yaşananlar nedeniyle İmamoğlu mağduru oynayabilir. Danışmanı onu millete emanet edebilir. Durup dururken yıldızı parlar ve adaylığı garantiler..." Bunu, hem de böyle kritik bir konuyla ilgili olarak gündeme bu şekliyle getirmek ne denli doğru bilemiyorum.. Yani yanlışlıkla İmamoğlu'na mağduriyet alanı açabilir diye, İBB'de işe alınan PKK'lı personel konusu hiç gündeme getirilmesin mi? Elbette İmamoğlu bir siyasetçi olarak şartları kendi lehine çevirmeye çalışacaktır. Krizi fırsata dönüştürmenin yollarını arayacaktır. Ama bu terör iltisaklı kişilerin görmezden gelinmesini gerektirmemeli.
4) Son not. Anlaşılan bu algıyı oluşturanlar da İmamoğlu'nun adaylığına karşı lobi faaliyeti yürüten CHP içindeki Kılıçdaroğlu'na yakın çevreler. "...Ya hu bırakın CHP kendi iç kavgasını içerde kendi kendine versin. Asıl siz bu tartışmanın bir tarafı olarak bazılarına neden can suyu veriyorsunuz?" diye sormazlar mı adama?... Tek boyutlu da bakmamak lazım olan, bitene.