İbn Haldun üzerinden sosyal bilimler mümkün mü?

Benim de psikoloji bölümünde öğretim üyesi olduğum İbn Haldun Üniversitesi’nin resmi açılışı geçen Cumartesi günü yapıldı. İbn Haldun Üniversi-tesi’nin iki alameti farikası var: Sosyal bilimler alanına odaklanan bir üniversite olması ve geleneksel bilgiyi dikkate alarak, bugünkü bilimle de etkileşime girerek alternatif bilim oluşturma iddiasına sahip olması. 

İbn Haldun Üniversitesi’nin şiarlarından biri “fikri bağımsızlık”.  Nasıl teknoloji üretmeden sadece teknolojiyi ithal ettiğimizde, teknolojik ba-ğımlılık içinde oluyorsak, bilgiyi üretmeden sadece Batı’dan taşırsak “fikri bağımlılık” içinde olmuş oluruz. 

Fikri bağımlılığı kırıp, bağımsız fikir üretimi nasıl mümkün olur? Galiba yapılacak ilk işlerden biri sadece Batı’ya değil, tüm dünyaya bak-mak. Ayrıca, sadece Batı’nın düşünce geleneğine değil aynı zamanda bizim ve diğer dünyanın düşünce geleneklerine bakmak. Bu anlamda İbn Haldun, Gazali, Farabi vb. okuryazarı olmak gerekli. 

Modern psikoloji yüzyıllık birikime sahip

Modern psikoloji son yüzyılın ürünü ve insan üzerine önemli bir birikim oluşturdu. Yüzbinlerce iyi zekanın bir yüzyıl boyunca oluşturduğu biri-kime sahip. Birbirleriyle mücadele halinde alt ekollerinin dinamik etkileşimden oluşan  bir paradigmaya sahip. Bir yandan beyni hücresel düzey-de incelerken, öbür  yandan işleyen beyni görüntülerken, diğer taraftan da davranış genetiği çalışmaları yapabiliyor. 

Modern psikolojinin bu birikimi gerçekliğin kendisi olmasa bile dikkate alınması zorunlu bir içerik gücüne sahip. Arayışlara devam etmek, bu psikoloji bilgisini dışarıda bırakmak anlamına gelmez. 

Alternatif bilim arayışları değerli ama riskleri de var

Bilimin ve fikrin bağımlısı olmanın aşılması gerektiği konusunda hem fikir olmak zor değil. Önemli olan bunu nasıl yapacağımız meselesi. Örneğin son yüzyılda psikiyatri / psikoloji birikimine sebep olan fikir, insan gücü, ekonomik desteğin bir başka hali nasıl oluşturacak. İyi kafala-rın, araştırma üniversitelerinde,  maddi imkanlarla buluşması ve bu kişi ve kurumların hakikati arama anlayışının geleneğini oluşturması gereki-yor. 

Alternatif arayışların, Batı geleneği dışında üretim yapma arzusunun kolayca düştüğü  tuzaklar var. Üzerine iyi düşünülmemiş, kanıt değerleri zayıf şeyleri bize ait bilim diye sunmaya başlamak bu tuzaklardan biri. Bir şeyin başına “İslami” koymak onu İslami yapmıyor. İnsanlığın birikimini dikkate almamak da diğer bir tuzak. Etkileşime girmek kaçınılmaz. Diğer bir tuzak da, aşırı teorik ve eleştirisel düzeyde kalmak. Halbuki alterna-tif üretmek ancak kurucu olmakla mümkün. 

Bakalım, psikoloji bölümünde öğretim üyesi olduğum İbn Haldun Üniversitesi, hem psikoloji bölümü hem de üniversite olarak, alternatif bil-gi üreterek, “fikri bağımsızlık” sürecinin bir parçası olmayı başarabilecek mi?