Ağustos 1914... Osmanlı İmparatorluğu büyük felaketlerin kıyısındadır. Ay başında Avrupa’da savaş başlamış, Sömürgeci güçler, planlarını uygulamaya başlamıştır. Almanya ve Osmanlı hedeftir. Babı Ali, mevcudu korumak için son bir çabayla uğraşmaktadır, ancak zaman azdır, fazla seçenek yoktur ve Dersaadet, oldu-bittilere fazlaca açıktır.
Almanya, önceden kurguladığı planla ve erken gelen olarak, Osmanlı arazisinde saha avantajına sahiptir. Osmanlı ordusu Alman komutan Liman Von Sanders’ın denetiminde toparlanmaya çalışmaktadır. Ancak Komutan, Osmanlı ordusunu Kayzer’in emirleri doğrultusunda Almanya savaş stratejisi için ve Rusya cephesi için hazırlamaktadır.
Dersaadet, gıyabında yapılan planlardan habersizdir. Dış dünyanın gerçekçi biçimde okunduğu ya da dönen gizli işlerin fark edildiği konusunda işaret yoktur. Sefirlerle yüz yüze yapılan görüşmeler, merkezlere telgraf olarak gitmekte, sonra haber beklenmekte ve muhtelif sözlerin ışığında ülkelerin kaderini belirleyecek adımlar atılmakta ya da atılmamaktadır.
17 Ağustos: Osmanlı için savaşa giden yolda kritik bir gündür. Savaş ilerlerken, bir yandan görüşme-telgraf trafiği vardır. Ancak bu trafikte çelişkili ve dolaylı mesajlar, merkezden teyit almak için kaybedilen zaman, mesajın anlaşılır biçimde iletilip iletilmediği, kimin ne dediği, durumun nasıl değerlendirileceği gibi kilit önemde krizler yaşanmaktadır. Savaş ortamında her şey saate karşı yarıştır ve saatler farklı başkentlerde farklı işlemektedir.
17 Ağustos’ta İstanbul’daki Rus askeri ataşe Leontiev, Türk komutanların Rusya ile savaşın kaçınılmaz olduğuna inandıklarını merkeze bildirir. Ancak ertesi gün Sefir Giers, Sadrazam Damat Ferit Paşa’ya Babıali’nin tarafsız kalması halinde Rusya’nın Osmanlı toprak bütünlüğünü garanti edeceğini bildirecektir. Bu çok önemli bir adımdır.
Aynı gün Paris’te Fransa Dışişleri Bakanı Delcasse ve Londra’da İngiliz Bakan Grey ise Rus sefirlere, Batı Trakya ve Ege Adalarının Osmanlı’ya verilmesine karşı olduklarını bildirmişler ve Osmanlı ile ittifak ihtimalini yok etmişlerdi. Tekrar: Fransa ve İngiltere için Osmanlı en baştan beri hedefti ve kolay zaferle Osmanlı toprağını parçalayıp geniş ülkelere el koymayı planlamışlardı.
18 Ağustos: Rusya’nın İstanbul sefareti hala son bir çabayla Osmanlı ile ittifak yolu aramaktadır. Askeri Ataşe Leontiev gerçi bir gün önce St Petersburg’a ‘Osmanlı askeri çevreleri Rusya ile savaşı kaçınılmaz görüyor’ diye yazmıştır. Ancak Sefir Giers, Sadrazam Damat Ferit Paşa’ya çıkıp Osmanlı’nın tarafsız kalması halinde ittifakın toprak bütünlüğünü tanıyacağını söyler. Rusya önerisi memnuniyetle karşılanmıştır. Yine de Giers, ‘(Ege ve Balkanlarda) İstedikleri araziyi de Türklere verseydik, durum tamamen lehimize dönerdi’ diyecektir.
Rus sefir, merkeze yolladığı telgraflarında Osmanlı’ya toprak tavizi verilmesini önermektedir.
19 Ağustos: Sefir Giers, Maliye Nazırı Cavit Bey ile olan görüşmesini yazar: Nazır, müttefiklerle işbirliğine yakındır ve yazılı olarak 15-20 yıllık toprak garantisi ve kapitülasyonlardan vazgeçme taahhüdü vermelerini ister. O zaman Almanlar kovulacaktır.
Giers, Kapitülasyonların kaldırılmasını makul bulur. Ancak 5-10 yıldan uzun garanti, gerçekçi değildir. Cavit Bey, Fransız ve İngiliz sefirleri ile de görüşür. Onlardan ayrı ayrı yazılı garanti ister. Üçlü ittifakı bu şekilde bölmeyi amaçlamaktadır. Ancak Kapitülasyonların kalkması konusunda İngiliz ve Fransız sefirleri isteksizdir.
İleri bakınca, Rusya’nın Osmanlı ile ittifak arayışı, Goeben ve Breslau’nun Karadeniz’deki Rus limanlarını bombaladığı 29-30 Ekim’de bile sürecektir. Onu ayrıca anlatacağız. Ancak Osmanlı’nın Rusya merkezli ittifak arayışı, 17 Ağustos’ta İngiltere ile Fransa’nın Batı Trakya ve Ege Adalarını Osmanlı’ya vermeme kararıyla ağır yara almıştı. Ona rağmen Osmanlı’nın ittifak arayışları ve Kapitülasyonların kaldırılması isteği, Ekim sonuna dek sürecektir.
2 Ağustos’ta Almanya ile gizli anlaşma imzalayan Babı Ali 5 Ağustos’ta Rusya’ya ittifak önermiş ve bu öneri 17 Ağustos’a dek karmaşık bir görüşme ve telgraf trafiğine neden olmuştur. Ağustos başında Avrupa ve Balkanlar için savaş başlamıştı. Savaş adım adım yayılırken, zamanın ağır işleyen iletişim koşullarında Osmanlı hala arayıştaydı ve ülkelerin kaderi telgraf hatlarına bağlıydı.
20 Ağustos: Rusya Dışişleri Bakanı Sazanov Fransa’daki sefiri İzvolsky’e ‘Üç Müttefik Kapitülasyonların kaldırılması için ortak açıklama yapsın’ diye yazar. Rusya, Osmanlı çabalarını sürdürmekte, ortak zemin aramaktadır, ancak Fransa ve İngiltere’nin durumu desteklemediğini görmüştür. Ve bundan memnun değildir.
İstanbul’da ise bu kez Cemal Paşa, İngiliz Sefiri Mallet ile görüşüp, ittifak yolunu dener. Osmanlı için savaşa girişin en büyük gerekçelerinden olan Kapitülasyonları gündeme getirir.
Batılı ülkelerin Osmanlı üzerindeki ekonomik-siyasi hakimiyet aracı olan Kapitülasyonlar birkaç yüz yıldır sürüyordu ve artık dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Osmanlı, kapitülasyondan kurtulmak istiyordu. Almanya ile ittifakın en büyük gerekçelerinden biri, Kapitülasyonların kaldırılması konusunda Almanya ile anlayış birliği olmasıydı. Almanya da ekonomik siyasi imtiyaz peşindeydi, ancak diğerlerini devre dışı bırakmak, Osmanlı coğrafyasında tek olmak istiyordu.
Ağustos 1914’te Babı Ali’nin öncelikleri, toprak bütünlüğünü korumak ve Kapitülasyonlardı. Bu ağır imtiyazların Osmanlı üzerindeki yıkıcı etkisini şimdi algılamak kolay değildir. Osmanlı, egemenlik sahasında ekonomik ve siyasi tahakküm altındaydı.
Cemal Paşa’nın 20 Ağustos’ta İngiliz Sefir ile görüşmesi, tarihi dönemeçlerden biridir. Cemal Paşa son bir kez, İngiltere-Fransa-Rusya ile Osmanlı’nın şu şartlarla ittifaka hazır olacağını bildirir:
Kapitülasyonlar İngiltere tarafından derhal kaldırılmalıdır.
Kapitülasyonların kalktığı, Almanya ve müttefiklerine de savaş sonrasında kabul ettirilmelidir.
El konan Sultan Osman ve Reşadiye zırhlıları teslim edilmelidir.
Osmanlı’nın içişlerine karışılmayacağı beyan edilmelidir.
Bulgaristan Almanya ile anlaşırsa, Batı Trakya Osmanlı’ya teslim edilmelidir.
Ve Ege Adaları geri verilmelidir.
(Mallet’den Grey’e telgraf 20.08.1914)
İngiliz Sefir ise önerileri merkeze sorma gereği bile duymadan orada reddeder. Kapitülasyonların kaldırılması ‘zordur’, savaş gemilerinin iadesi ‘imkansızdır’, içişlere müdahale edilmeyeceği açıklaması ‘saçmadır’, Ege Adalarının iadesi ‘imkansızdır’... Yani, diz boyu küstahlık.
Çünkü İngiltere, Osmanlı’yı yemeye kararlıdır. Daha ortada savaş ilanı yokken bile kararlıdır. İttifak niyetleri olsa bu istekler müzakere edilebilir, takvime bağlanabilir isteklerdi. Ancak 20. yüzyılın başındaki sömürge siyaseti, Osmanlı’nın parçalanmasını hedefliyordu. Bu yolda, üç sözde ‘müttefik’ İngiltere, Rusya, Fransa kendi aralarında da çekişiyor ve birbirlerini aldatmakta sorun görmüyorlardı. Savaş boyunca ve sonrasında birbirlerini aldatacaklardır. Çünkü çıkar, her şeyden üstündü.
20 Ağustos itibarıyla Rusya Dışişleri Bakanı ile İstanbul’daki sefir, Osmanlı’yı bırakmak istememekteydi. Babı Ali’ye ‘Yabancıların hukuken korunması ve bazı ekonomik imtiyazların devamı karşılığında Kapitülasyonların kalkabileceğini’ söylediler. Karşılığında Alman askeri ülkeden ayrılacak, Goeben ve Breslau devre dışı kalacaktı.
27 Ağustos: Telgraf trafiğinde 20-27 Ağustos arası boş görünüyor. Savaş Batı Avrupa’da ölüm ve yıkımla sürüyordu. Tarihi dönemeçte olan coğrafya acaba bir haftayı kayıp mı etmişti? 27 Ağustos’ta Rus Sefiri Giers, tekrar merkeze yazar: Batı Cephesindeki Alman başarıları Türkleri umutlandırmıştır. Osmanlı, Almanya’ya yakın durmaktadır. İttifak, Babı Ali’ye derhal garanti verip, Osmanlı’yı kendi safına çekmelidir. Giers, ’Türkleri safımıza çekmek için her şeyi yapmalıyız’ diye yazar. Ancak St Petersburg’da bu çağrıyı kim duymuştur?
Aynı anda İstanbul’daki Fransız Sefiri Bombard, Osmanlı ile yakınlaşma konusunda merkezden direktif almadığını Rus sefire bildirir. Paris’te Fransa Dışişleri Bakanı Delcasse, Bulgaristan ve Yunanistan’ı Osmanlı’ya karşı ayaklandırma derdindedir: Batı Trakya’yı Bulgaristan’a, Epir’i Yunanistan’a söz vermiştir. Babı Ali de bu paylaşım planını duymuştur. Rus Sefiri bu olanların Almanlara yarayacağını, Osmanlı’nın Almanya safında kalmak zorunda kalacağını düşünmektedir.
8 Eylül: Bir hafta daha geçer. Babı Ali bir şeyler yapmaya hazırlanmaktadır. Rus Sefiri, Kapitülasyonların tek taraflı olarak Babı Ali tarafından feshedileceğini duyar. Ertesi gün Sadrazam, İngiliz Sefiri Mallet’e ön bilgi verir ve Kapitülasyonların fesh edileceğini bildirir. Mallet itiraz eder ve Kapitülasyonun tek taraflı fesh edilemeyeceğini söyler. Karar 1 Ekim’de resmen açıklanacaktır. Avusturya İtalyan hatta Alman sefirleri de alarma geçer. Dersaadet’te bütün konu, savaş ve ittifak değil, Kapitülasyonların kaldırılmasıdır.