Evet, içerde elbette bir takým sýkýntýlar var; ama bütün bunlarýn temelinde, dýþarda tezgâhlanan büyük oyunun olduðu görülmezse, sadece içerdeki, doðru veya yanlýþlýðý herkese göre tartýþýlabilecek uygulamalarý sorgularken, oyununa gelmek kaçýnýlmazdýr.
Bu son ekonomik sýkýntýlarýn, 'faiz /riba tartýþmalarýndan ve onun indirilmek istenmesinden kaynaklandýðý unutulmamalýdýr.
Yüzde 25'leri bile bulan kredi faizli kredilerle üretilen bir mal konusunda, yüzde 0,25 faizle kredi alarak üretenlerle dünya pazarlarýnda nasýl rekabet edilebilir?
Erdoðan bunu defalarca beyan etti, ama, 'faizi indirdim' demekle indirilemediði; iç ve dýþ onlarca etkenin devreye girdiði ortada.
Tayyib Bey, bunu ifade ettiði zaman, onun bir zamanlar itimadýný kazanmýþ ve yanýnda yetiþmiþ, ama þimdi onu ekonomiyi bilmemekle suçlayan eski yardýmcýlarýnýn bile, nasýl toz-pembe bir hayal âlemi çizdikleri görülüyor. Ve, onlar, Amerikan Baþkaný Biden'ýn, 'Erdoðan'ý hizaya getirmek ve Amerikan siyasetlerine aykýrý tutumu dolayýsýyla, ona bedel ödetmek için sert ekonomik tedbirler uygulayacaklarýna ve içerdeki muhalefeti de bu yönde destekleyecekleri'ne dair açýk tehditlerine dair tek kelime etmiyorlar. Evet, içerde bir çok sýkýntýlar var, ama, asýl konu, Amerikan emperyalizminin Türkiye'yi kuþatma altýna almak istemesi. Trump, 'Türkiye ekonomisiyle nasýl oynamýþtýk...' diye gözdaðý vermemiþ miydi baþka ülkelere. Biden da o siyaseti takib ediyor. Hattâ Rusya'yý bile ayný oyunla, sert ekonomik tedbirlerle tehdit ediyor.
*
Ama, kapitalist emperyalizmin 'kaptan gemisi' durumunda olan Amerikan emperyalizminin kendisini nasýl emniyete aldýðý, Amerikan Federal Merkez Bankasý (FED)'in dün aldýðý ve faizleri yüzde 0,25'de tutmak þeklindeki kararý bile, faiz konusunun, sadece ekonomiyi deðil, bütün sosyal bünyeyi bir tümör olarak sardýðý ve felç ettiði gerçeðinden ve de kapitalist sistemin kalbinde bir problem olmasýnýn sonunun kendilerine neye mal olacaðýndan haberdar olduklarý görülüyor.
*
Ünlü þair, filozof ve aktivist Ezra Pound'un, insanlýk tarihinin derinliklerinden haber veren 'Ribâ /Faiz Kantosu' bu açýdan ilginçtir.
'Ribâ ile hiç kimse sahib olmadý taþtan yapýlmýþ saðlam bir eve.
Cennet yok duvarýnýn üstünde mâbedinin.
Ribâ yüzünden taþýndan alýkonur yontucu,
Dokumacý tezgâhýndan koparýlýr ribâ ile.
Pazara gelmez olur yün.
Kendi buðdayýný yiyemez köylü.(...)
Ýnsaný ve kalemini paslandýrýr ribâ.
Zanaatkârý yok eder, zanaati yýkarak. (...)
Ana rahminde öldürür çocuðu ribâ,
Gençleri kocaltýr ribâ.
Nifak sokar gelinle damad arasýna.
Ribâ yüzünden düzgün kesilmez hiçbir taþ,
Koyun sürüsünden hiçbir kazanç saðlayamaz köylü.
(...)'
*
**
Bizde ise, faizler yüzde 20'lerden aþaðýya çekilmeye çalýþýlýrken, hattâ Müslüman kimlikleriyle öne çýkan bazý isimler bile, 'Tayyib Bey, 'Bu bir 'nâss'týr..' diye, niye diretiyor?' diye yakýnabiliyorlar. Evet, faiz'in/ ribâ'nýn mezmûm / kötü olduðu hakkýnda sadece Ýslâm þeriatinde deðil, önceki 'enbiyaullah'/ (Ýlahî Peygamberler) eliyle insanlara gelmiþ olan îlâhî mesajlarda da bir 'nâss', bir 'kesin hüküm' vardýr.
Tayyib Bey'in, 'faiz/ribâ konusundaki 'nâss'ý hatýrlatmakla kalmayýp, Baqara Sûresi, 155'inci ve devamý âyetlerin meâllerini okumasý da, -býrakalým laikleri-, 'Müslüman' kimlikleriyle tanýnan bazýlarýný da rahatsýz etti.
Bu âyet meâllerinde; 'Andolsun ki, sizi biraz korku, açlýk, canlardan, mallardan ve mahsullerden yana eksiltmeyle imtihan ederiz... Sabredenlere müjdele ki, onlar bir musîbete dûçar olduklarýnda 'Biz Allah içiniz ve yine O'na döneceðiz.' derler. Onlar için Rableri tarafýndan maðfiret ve rahmet vardýr. Hidayete erenler de onlardýr.' deniliyordu.
Evet, bu hatýrlatmadan bile rahatsýz olan 'Müslüman'larýmýzý görüyoruz. Halbuki, toplumlarýn uyarýlmasý açýsýndan son derece çarpýcý hatýrlatmalar deðil mi bu âyetler.
*
**
Bir diðer konuya da kýsaca deðinelim.
Bataklýk çiçekleri veya at sinekleri misali...
Geçen akþam, bir yayýncý dost telefon etti. Üç kez aþý olmuþtu, ama yine de yakalandýðý Coronavirus rahatsýzlýðý'ný aðýr þekilde yaþamýþ ve amma atlatmýþtý, hamdolsun.
'Aþý karþýtlýðý' cereyanýna öncülük yapan birisi, kendisine, 'Aþý olmak yerine, eðer bana haber verseydin, 1-2 çay kaþýðý bir iksirle bir þeyin kalmazdý' demiþ. Yani, o kiþinin, bu kadar etkili bir ilâcý varmýþ da, bunu tabâbet âleminin ve bütün insanlýðýn hizmetine sunmaktan kaçýnmýþ!
Hayret ki, hayret!
*
Yayýncý dostumuzla, sonra da siyasî konular üzerinde sohbet ettik. '20 yýla varan AK Parti döneminden, her vatandaþ ne kadar istifade ettiyse, ben de o kadar istifade etmiþimdir. Ama, bunun dýþýnda benim AK Parti iktidarýyla bir alýþ-veriþim olmamýþtýr.
Ancak... Düne kadar AK Parti iktidarýndan makamlar, mansýblar yüksek emeklilik imkânlarý elde etmiþ olanlardan bazýlarýnýn, bugün, Erdoðan'ý eleþtirmekte baþ çektiði görülüyor. Ve eminim ki, Tayyib Bey bunlarý çaðýrýp, onlara yeni makamlar, vazifeler verse, koþa-koþa giderler. Ama, gelin görün ki, þimdi, Millet'in zihnini karýþtýrmak noktasýnda Muhalefet'ten de öndeler.'
*
Bu gibi tipler, 'at sinekleri' gibidirler, ezmek çok kolay deðildir; tekrar karþýnýza çýkarlar. Ya da, bataklýk çiçekleri gibi, her yerde hemen açýverirler. Demek ki, karakter imtihanýndan saðlýklý bir þekilde geçememiþler.
Evet, yarasý olmayan gocunmaz ve gocunmasýn.
Yarasý olanlarýn nasýl tepki verecekleri ise, kendilerinin bileceði bir husus.
*