İbrahim Güneş
İbrahim Güneş
Tüm Yazıları

“İçimize sinmedi”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Erdoğan yapan da aslında tam bu manşet... Bursa'da AK Parti teşkilatına seslenen Erdoğan konuşmasının büyük bölümünü ekonomiye ayırdı.

Asgari ücret konusundaki samimi açıklamaları dikkat çekiciydi.

Öncelikle asgari ücretin dolar bazında Asya ülkelerinin üstüne çıkarıldığını, Avrupa ülkelerinin seviyesine yaklaştığını hatırlattı.

"Buna rağmen arzu ettiğimiz sonuca ulaşamadık. İçimize sinmedi" ifadesini kullandı. Peki Erdoğan, hükümetin cebinden çıkan bir para olmadığı halde neden asgari ücreti CHP'nin istediği gibi 30 bin lira ilan etmedi. Erdoğan bu durumu, dünya piyasalarındaki rekabetin gerisinde kalıyoruz ve Türkiye'nin şu dönemde işsizliği tahammülü yok sözleriyle açıklamaya çalıştı. Asıl hedefin enflasyon ve faizi düşürmek olduğunu belirtti. 2025 yılında net sonuçlar almayı beklediklerini söyledi. Hep birlikte takip edip göreceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında iki önemli mesaj daha verdi. Birisi vatandaşlardan destek istemesiydi. "Millete fahiş fiyat çeken mal ve hizmetleri boykot edin bize yardımcı olun" diye seslendi. Ayrıca deprem konutlarıyla ilgili süreçte önemli mesafe alındığını hatırlattı. Yaz aylarından itibaren o potansiyelin sosyal konut inşası için kullanılacağını söyledi. Böylece ev kiralarındaki fahiş fiyat artışının önüne geçileceğini belirtti. Ev kiraları demişken, Suriyeli sığınmacıların yoğun olarak göç ettiği Hatay'da eve dönüşle birlikte kiracı bulamayan ev sahiplerinin dairelerde 3 bin liraya kadar indirim yapmaya başladığı haberleri geliyor. Ne diyelim bodrum katları, ahırdan bozma evleri, depoları sığınmacılara fahiş fiyatlarla kiralayanlar düşünsün.

Bu arada Erdoğan bu sözleri söylerken CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Ankara'da "Asgari Ücret Mitingi" yapıyordu.

Hakkı elbette. Ancak inandırıcı olabilmesi için önce CHP'li belediyelerin SGK prim borçlarını ödemesi, sürekli işçi grevi haberleriyle gündeme gelmemesi ve bir de eş dost akraba atamalarından vazgeçmesi gerekiyor. Üstüne bir de 2019'dan bu yana yönettikleri belediyelerin borçlarının katlanarak büyümesi var.

Yani Özel, Suriye cephesinde kaybettiği prestijini ekonomi üstünden kazanmak istiyor ama o cephede de CHP'nin karnesi pek parlak değil.

Biz bu bölümü yine Erdoğan'ın bir sözüyle bitirelim.

"Hiçbir serzenişe kulaklarımızı kapatmıyoruz. Her sorunun farkındayız. Kim ne veriyorsa benden beş fazlası anlayışı sırf günü kurtarmak için verilen sözler çok büyük zararlar verdi. Benden sonrası tufan diyenler geride enkazlar bıraktı. Biz bu siyaseti hep elimizin tersiyle ittik"

Takdir milletin elbette...

"TUTUŞTU"

Türkiye'nin terörle mücadele stratejilerini adım adım hayata geçirdiği, kesin sonuçlar alma yolunda ilerlediği bir dönemden geçiyoruz.

Bu durum özellikle terör örgütü PKK/YPG'de derin bir korkuya sebep olmuş vaziyette. PYD Elebaşı Ferhat Abdi Şahin, sırtını yaslayacak ülke arıyor. Belli ki artık "ABD'ye güvenemeyiz, İran'ın gücü yok. Esed gitti. İşimiz bitti" korkusu var. Yani bir anlamda tutuşmuş gibi görünüyorlar. Bunu nereden çıkardığımızı düşünenler olabilir. Sözü uzatmadan hemen konuyu açıklığa kavuşturayım. Terörist Elebaşı Şahin, son açıklamasında Rusya'dan, Türkiye ile arabuluculuk yapmasını istedi. Belli ki, PYD'nin umudu Suriye sahasından çekilmek zorunda kalan Moskova yönetiminin, terör örgütü üstünden güç konsolide etme çabası içine girebileceği öngörüsü. Ancak ne Rusya'nın böyle bir isteği var. Ne de Türkiye'nin terör örgütü PKK/YPG ile bir irtibat kurma isteği... Bundan sonra terör örgütü için tek bir yol var. Silahları teslim edip. Suriye'nin yeni yönetimi ile uzlaşı zemini sağlamak. Bu süreçte Türkiye kritik bir hamle daha yaptı. DEM'li Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'a İmralı'ya gitme izni verildi. Her iki isim PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile adada görüşme yaptı. Yani Türkiye bir yandan DEM'lilere Kandil ve Suriye'deki terör elebaşları bizim için yok hükmünde mesajı verdi; Diğer yandan da siyasal hayata Türkiye partisi olarak devam edebilme şansı. Teröristbaşı Abdullah Öcalan da silahları bıraktıran, terörü bitiren bir isim haline gelebilir. Bölgede yepyeni sayfalar açılabilir. Umarız bu şansı herkes iyi değerlendirir. Zira Türkiye'nin uzattığı eli "Hendek terörü" döneminde olduğu gibi bir acizlik olarak görenler demirden yumruğu yemeye de hazır olsun.

Bundan sonra terörle mücadeleden bir milim bile taviz olmayacak. Cumhur İttifakı bu sürecin en büyük güvencesi zira...

CHP AŞIRI DEMLENDİ

Çok vaktinizi almayayım.

Özetle durum şudur.

CHP'deki aşırı DEM'lenme sürecinin yan etkileri artık karşımıza daha sık çıkıyor. Rize'de CHP'li Fındıklı Belediyesi'nin düzenlediği etkinlikte, eski DTP Milletvekili Akın Birdal, Kurtuluş Savaşı mücadelesini yerden yere vuruyor. Atatürk'ün silah arkadaşları için "Ermeni soykırımı" ve "Rum soykırımı" yaptı iftirasını ortaya atıyor. CHP'liler dut yemiş bülbül gibi izliyor. Durum öyle vahim ki, CHP'ye yakın olan Atatürkçü Düşünce Derneği çıkıp duruma tepki gösteriyor. Birdal hakkında suç duyurusunda bulunuyor.

Bir yandan "Mustafa Kemal'in Askeriyiz" diyeceksin, diğer yandan soykırımcı iftirası atanlarla yol yürüyeceksin, ne diyelim?

İnşallah samimi, vatansever CHP'lilerin gözü bir gün açılır.

Parti onların ama ülke hepimizin...