ÝD, Ýsrail’i tehdit etmiyormuþ

Ýsrail Savunma Bakanlýðý Siyasi ve Güvenlik Komitesi Baþkaný Amos Gilad, Ýsrail radyosuna yaptýðý bir açýklamada, IÞÝD ya da diðer ismiyle ÝD’nin kendilerini tehdit etmediðini söylemiþ.

Açýklamanýn doðruluðundan katiyen þüphe etmemek lazým, zira gayet yetkili bir aðýzdan çýkmýþ. Üstelik de doðru. Irak ve Suriye’de son derece radikal Ýslami kurallarla yönetilecek bir devlet kurma iddiasýnda bulunan bir yapý var ve gerçekten de þimdilik Ýsrail’i tehdit etmiyor. 

Ancak belirtmek gerekir ki bu yapý, yine þimdilik, Ýran, Lübnan, Ürdün ve hatta Türkiye’yi de açýkça tehdit etmiyor. Ayrýca Mýsýr, Suudi Arabistan, Yemen ya da Katar’daki yönetimler ile Taliban rejimi hakkýndaki yaklaþýmý hakkýnda fikir sahibi olmamýzý saðlayacak açýklamalar yapmýyor. En önemlisi, ABD ya da Birleþik Krallýk karþýtý olduðunu anladýðýmýz örgütün Rusya karþýtý olup olmadýðýný da bilemiyor olmamýz. Sadece kendi bölgesi olarak gördüðü yerde mýntýka temizliði yapýyor. Bu arada da, “Batýlý yabancýlarý”, kendisinden kopma eðilimi gösterenleri, Kürtleri, Ezidileri, Türkmenleri ve alandaki Þiileri kesiyor. Yani bugün itibarýyla açýða çýkan tek þey, ÝD’nin dýþ düþman olarak gördüðü sadece ABD ve bazý müttefikleri.

Tuhaf durum

Bu durumda tuhaf olan ise ABD ile simgelenen “Batý”ya karþý olan ÝD’nin, Ýsrail’e tehdit oluþturmamasý. 

Ayrýca madem yeni bir devlet kurma iddiasýndalar, küresel düzlemde dost ve düþmanlarýný ima etmek durumundalar. Zira dünyadan tamamen kopuk, Mars’ ta bir yerlerde devlet kurmayacaklarýna göre, dünyanýn neresindeki aktörlerle baðlantýlarýnýn olacaðý þimdiden açýða çýkmalý. Böyle bir durum olmadýðýna göre, belki de deðerlendirmeleri farklý biçimde yapmak gerekiyordur.

Belki ÝD, gerçekten bir devlet kurmak istemiyordur. Eðer bu doðruysa, Filistinliler gibi iki de bir Ýsrail’i “rahatsýz” etmesine, konuyu uluslararasý boyuta taþýmaya çalýþmasýna, müttefik arayýþýna girmesine gerek olmaz. 

Belki de ÝD’nin varlýk nedeni, zaten dýþ oyuncularý tehdit etmek deðildir. Tam tersine, ÝD’nin esas amacý kendisiyle mücadele edilmesini  saðlamak olabilir. Diðer bir ifadeyle amaç, bölgeden çekilmeyi isteyen ABD yönetimini yeniden bölgeye çekmek olabilir.

Hatýrlayalým, ABD ilk ÝD katliamlarýný uzaktan seyretmeyi tercih etmiþti. Ne zaman ki ÝD hedefine Kürtleri koydu, o zaman devreye girmek durumunda kaldý. Zira ABD açýsýndan Irak Kürdistaný hareket serbestisi bakýmýndan çok önemli. 

ÝD ne iþe yarar?

Amaç, ABD çýkarlarýný tehdit ederek bölgeye müdahale etmelerini saðlamaktýysa, bu oldu. Dolayýsýyla ABD’yi bölgeye çekmek için ayrýca Ýsrail’i de tehdit etmeye gerek kalmadý. Üstelik doðrudan Ýsrail’i hedef gösteren bir ÝD olsaydý, muhtemelen Obama yönetimi Ýsrail’i suçlar ve Filistin konusundaki tutumu nedeniyle bölgede bunlara yol açtýðýný söylerdi. Diðer bir ifadeyle ABD, Filistin konusunda Ýsrail’e baský yapmak için bir neden daha bulmuþ olurdu.

Bir de diðer taraftan bakalým. Ýsrail doðrudan tehdit edilmeme halinden memnun mu yoksa mutsuz mu? Doðrudan tehdit edilse, Filistin-Hamas konusu kolaylýkla bir baþka bahara kalabilir. Demek ki, beklenti farklý.

ÝD Ýsrail’i tehdit etmiyor, sadece bölgedeki varlýðýyla  mücadele edilmesini meþru hale getiriyor olabilir mi? Bu arada Ýsrail’i tehdit etmeyerek bu ülkenin Rusya eksenine kayma ihtimalini hatýrlatýyor olabilir mi? Bu ihtimal karþýsýnda ABD-Ýsrail-Mýsýr ekseninin yeniden kurulmasý ve  Hamas’ýn, Müslüman Kardeþler’in ve Özgür Suriye Ordusu’nun “muhalefette” kalmalarýnýn saðlanmasý hesaplanmýþ olabilir mi?

Bu ihtimaller, öngörülerden muaf tutulmamalý. Kafa keserek oyun kuranlarýn doðrudan hiç bir oyuncuyu tehdit etmelerine gerek yok; zaten yeterince baský oluþturuyorlar.