İdeal devlet reisinin özellikleri

Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi tartışılırken, sıkça vurgu yaptığımız; geleneksel kodlar, kültürel birikim, medeni tecrübe gibi sosyolojik atıflar var. Geçmişe dair gerçekleştirilecek tutkulu izlek takibinin tek başına kaldığı sürece, zamanın dışına atılacağı açıktır. Öte yandan, “şu an” dediğimiz şeyin, “zamanın yatağı”nda aktığını da fark etmek gerekiyor. Ki “zamanın yatağı”, öncesiz değildir, tıpkı sonraya has taşıdığı isteklerle düşünüldüğünde gelecek tasavvurunu da sırtlandığı gibi... “Türk düşüncesinde siyaset teorisi” dendiğinde, dünü olduğu kadar bugünü de idrak edebilmek için Farabi okumak, aktüelliğini bugün de koruyor. Biz, bu ahlaki birikim zemini ve görgü üzerinden konuşuyoruz bugünkü Anayasa ve Başkanlık tartışmalarını... 

****

Farabi, 951 yılında vefat etmiş çığır açıcı bir mütefekkir. Platon ve Aristo’yu İslam dünyasına gerek çeviri gerekse şerhlerle birlikte kazandırmış bir düşünürdür. Yunan, Fars ve Hint düşünce sistemlerini de gayet iyi bilen Farabi, İslami kaideler çerçevesinde kurduğu “Medine-i Fazıla” kuramıyla, siyaset teorisyenlerinin ilklerindendir. “Kitab Ara Ehl el-Medine el-Fazıla”, “Kitab es-Siyase el-Medeniyye” ve “Fusul el-Medeni” adlı üç eserinden hülasa ederek takdim edebileceğimiz “ideal devlet reisinin özellikleri” şöyledir:

- Akli kapasite ve fiziki güç. Düşünme, hissetme, gerçekleştirme konularında herhangi bir desteğe ihtiyaç duymaksızın yetkinlik. Sağlık.

- Zeka ve Feraset. Muhatabının maksadını idrak edebilmek.

- Hikmet ve Güçlü hafıza. Hatırlamak ve olaylardan ibret alıcı bir muhakeme gücü.

- Basiret. Önüne gelen meselede, problemi somutlaştırarak seri bir şekilde çözüme götürebilecek kabiliyet.

- Mükemmel belagat, yüksek ifade kabiliyeti, muhatabında ciddiyet ve anlaşılırlık uyandıran, fasih, açık, anlaşılır konuşma tarzı.

- Öğrenmeye değer vermek ve kendisi de öğrenmeye açık olmak, bilgiyi edinme konusunda açık fikirlilik ve özgüven sahibi oluş.

- Yeme-içme, cinsellik ve boş vakit konusunda ölçülü oluş, aşırılıktan kaçınmak.

- Dost edinirken doğru ve dürüst kişileri tercih etmek. Yalancı ve dalkavuk olanlardan uzak durmak, bu halleri ayıplamak.

- Cömertlik, alicenaplık, ikramperverlik, geniş yüreklilik...

- Toplumsal refah ve zenginliği önemsemek lakin kendi nefsinde tamah etmemek. Zenginliği değer olarak değil imkan ve fırsat olarak görmek.

- Adalete ve toplumsal dayanışmaya düşkün olmak. Şahsi varlığından mahrumlara, düşkünlere bahşetmek. Zalim ve gaddar yöneticileri halkın üstüne salmamak.

- Cesur ve kararlı olmak. Korkak olmamak. İrade sahibi olmak.

***

Üstad Farabi’ye göre bu şartları taşıyan Reis’in, yöneticilik yaparken herhangi bir kimsenin yardımına veya rehberliğine ihtiyacı yoktur. Ve fakat bu koşulların hepsini taşıyan kişiyi bulmak her topluma her zaman nasip olmayabilir. “Medinetül Fazıla”, aslında Hz. Peygamberin (s) yönettiği idealize ülke ve şehirdir. Bu bağlamda ütopiktir, hedef, ibret, ders ve gaye alınacak tarzdır.

Bize daha yakın yönetsel koşullarsa “Mülküs Sünnet” esasında çerçevelenmiştir. Farabi bu siyaset teorisini, Dört Halife dönemine bakarak çizmiştir. Buna göre ideal devlet reisi; halkının adetlerini ve kültürel birikimini gayet iyi bilen, eski yasaları hikmet gözüyle değerlendirip bugünün şartlarında yenileyebilen, hakkında yasa olamayan mevzularda yeni kanun koyabilecek yetkinlikte, toplumun ihtiyaçlarını farkında, filozof mizaçlı, getirdiği düzenlemenin adaletli sonucu için uğraşan, uzak görüşlü, hitabet sanatında ehil ve savaş sanatlarında usta bir yönetici olmalıdır...