Modern devlette yargýnýn egemenliðin bir uygulama biçimi olduðunu görmek istemeyiz. Yargý teþkilatý kanunla kurulur ve yargý kanunlarý uygular, onun dýþýna taþamaz. Kanun ise egemenin buyruðundan baþka bir þey deðil. Kýsacasý yargý kurumu modern devlette daima siyasi bir anlam ve içerik taþýr.
Yargý konusu kadar otomatik ezberlere müracaat ettiðimiz baþka bir alan var mý acaba? “Adalet” deriz, ama adaletin tek bir hâkimin üstesinden gelebileceði bir ödev olamayacaðý hakkýnda beyin hücrelerimizi çalýþtýrmayý düþünmeyiz. Kabul edilebilir bir kararýn tek bir hâkimden çok, yargýsal süreçlere katýlmýþ/katýlmasý gereken pek çok unsura, hatta yargýcýn iç dünyasýnýn maruz kaldýðý pek çok etkiye baðlý olduðunu aklýmýzýn ucundan geçirmeyiz.
“Baðýmsýz” olmasý gerekliliðini anlatýrýz, ama bu baðýmsýzlýðýn nasýl saðlanacaðýna iliþkin çok afralý tafralý cümlelerimizin ardýnda esasýnda yargý teþkilatýný kendi çýkarlarýmýzýn bir aracý haline getirme sevdasý olduðunu örtmeye çalýþýrýz.
Zira modern devlette yargýnýn “egemenliðin” bir uygulama biçimi olduðunu, dolayýsýyla onun teþkilatlanmasý ve kullanacaðý tüm ölçütlerin bu egemenliðin bir ifadesi olduðunu görmek istemeyiz. Yargý teþkilatý kanunla kurulur ve yargý kanunlarý uygular, onun dýþýna taþamaz. Kanun ise egemenin buyruðundan baþka bir þey deðil. Demokratik bir sistemde egemen “halk” olduðundan, yargý halk iradesinin bir uygulama aracýdýr aslýnda.
Kýsacasý “yargý” kurumu modern devlette daima siyasi bir anlam ve içerik taþýr. Gerçek bu ve bunun böyle olduðunu devleti koruma refleksini gösterdiðimizde veyahut mevcut sistemin tanýmadýðý haklarý zorlamak istediðimizde farkýnda olmadan dile getiririz.
Bu nedenle batý adalet idealine, onun meþruiyetini, toplumsal eþitlik ve hakkaniyet beklentilerine cevap vermek suretiyle yaklaþmaya ve bu þekilde sistemi ayakta tutmaya öncelik verir. Bunun için toplumsal çoðulculuðun yargý teþkilatýna yansýmasýný saðlar. Yargýyý katý hiyerarþik bir yapýdan çýkarýr.
Böylece toplumsal denge yargý teþkilatýna da yansýdýðýndan dolayý, yargý teþkilatýnda siyasi veya ideolojik bir eðilim aðýr basmaz. Halk da kendi iradesi olan yasalar çerçevesinden karar verildiðine kanaat getirip yoluna devam eder.
2010 referandumu dönüm noktasý
ABD’de karar yargýca deðil, bütünüyle sýradan vatandaþlardan oluþan jürilere býrakýlýr.
Demokrasilerde yargýnýn demokratikleþtirilmesiyle hatalarýn bütünüyle ortadan kaldýrýlacaðý beklentisi yoktur. Toplumun geneline yansýyan kimi tercihlerin yargýda da etkili olduðu pek çok örnek söz konusudur.
Demokratik olmayan veya demokratik iþleyiþ görüntüsü altýnda aslýnda vesayet rejimlerinin egemen olduðu ülkelerde ise yargý sadece siyasal deðil, ideolojiktir de. Hatta yargý bütünüyle merkezde egemen olan gücün ideolojik hedeflerini gerçekleþtirmenin aracýdýr.
Türkiye’de 1924 ve sonrasý uygulamalara bakmak yeterli.
Böyle olduðu için de Ýstiklal Mahkemeleri, Yassýada, 1971, 1980, 1997 ve sonrasý yargýlamalarýnda olduðu gibi bir terör aygýtý olarak çalýþabilmiþtir.
Türkiye toplumu demokratik yöntemlerle vesayet rejimine karþý tepkisini dile getirirken, 2010 referandumunda tam da böyle bir yargý teþkilatý ve pratiðine son verme yönünde iradesini somutlaþtýrmýþ oldu.
O tarihten bu yana ceza mevzuatýnda pek çok iyileþtirmeler yapýldý. Yani yasama iradesinde de demokratikleþme yaþandý ve devam ediyor.
Ama yargýsal sonuçlar toplumsal beklentilerin çok gerisinde kaldý. Bazý kesimlerin adalet beklentileri bakýmýndan eskisine göre pek bir þeyin deðiþmediðini söylemek de mümkün.
Hatýrlayalým, 2010 Referandumu’nda uðruna en büyük mücadelenin verildiði HSYK, referandum sonrasý demokratik bir iradenin yargýda tecelli etmesine imkân vermedi. Merkezi yargý bürokrasisi demokratik siyaseti adeta iþlevsizleþtirdi. Çoðunluðun hakkaniyet talepleri konusunda kýsmen ilerleme saðlanmýþ olsa da, azýnlýklar ile özellikle devletin milliyetçilik kodlarýyla uyuþmayanlar bakýmýndan yargý pratiði maðduriyet yaratmaya devam etti.
Yüksek yargýda yapýlan seçimlerde çoðulculuða dikkat edilmedi.
Hrant Dink davasý saðlýklý bir istikamette ilerleyemedi. Ýçinde devletin derin unsurlarýnýn bulunduðu cinayet þebekesine dokunulmadý.
KCK yargýlamalarý ile benzeri pek çok davada devletin geleneksel milliyetçilik refleksinin dýþýna çýkýlmadýðýndan dolayý, hakkaniyet ilkesi göz ardý edildi. Bu þekilde demokrasi karþýtý ve þiddeti esas alan milliyetçi unsurlarla mücadelede meþruiyet açýðý kapatýlamadý.
Yüksek yargý refleksindeki sorun
Devletin resmi ideolojisinin adalet ve hakkaniyet beklentilerine aðýr bastýðýna yönelik iþaretler alýnýyor. M. Metiner’in yargýlandýðý bir hakaret davasýnda Mahkeme Metiner’in “milli þef, ebedi þef” diye nitelendirdiði kiþilerin Atatürk ve Ýsmet Ýnönü olduðunun “aþikâr” olduðuna dikkat çekerek “Türkiye Cumhuriyeti’ni kurucusu Ulu Önder ve eþsiz kahramana saygý esastýr. Ülkenin o koþullarý deðerlendirilmeden ülke bütünlüðünün korunabilmesi, gerçekleþtirilen devrimlerin yerleþtirilebilmesi için yapýlanlarý faþizmle suçlamak haksýz, aðýr bir ithamdýr” yaklaþýmýyla aslýnda bu yönde de pek bir þeyin deðiþmediðini gösterdi.
Bu konuda pek çok örnek verilebilir.
Ancak bunlar arasýnda Pýnar Selek davasýnýn seyri baþlý baþýna bir soruna tekabül ediyor.
Hem devletin resmi ideolojisine, hem milliyetçiliðe, hem de erkek egemen anlayýþýn ortaya çýkardýðý hiyerarþik iliþkilere esaslý eleþtirileri olan bir sosyolog 10 yýldýr mahkemelerde süründürülüyor. Defalarca beraat etmesine raðmen, her defasýnda tam da sorunlu olduðu ideolojinin taþýyýcýsý unsurlarýn müdahaleleriyle yeniden yargýlanýyor. Verilen kararlar ve bu kararlar karþýsýndan devletin ve özellikle yüksek yargý mercilerinin gösterdiði refleks de hukuk açýsýndan oldukça sorunlu.
Bu davanýn konusu hakkaniyet olmaktan çýkmýþ adeta...
Demek ki yargýda demokratikleþmeyi saðlayamadýk. Bu yüzden geleneksel devletin karanlýk ve meþum ideoloji ve reflekslerinin pek çoðunu taþýmaya devam ediyor.
Bu haliyle adalet, eþitlik ve hakkaniyete yaklaþmamýz zor.
Yargý sadece siyasal deðil, ayný zamanda ideolojik merkez olmaya devam ediyor.
Unutmayalým, bu yargý performansýnýn birincil düþmaný demokratik siyasettir. Bir bütün olarak, iktidarýyla ve muhalefetiyle...