Dört milyon masum insanýn hayatý söz konusuydu. Rejim birlikleri ve destekçileri Ýdlib’i çevrelemiþti. Muhaliflerin elinde kalan son yaþam alanýný istiyorlardý. 7 Eylül’de Tahran’da düzenlenen üçlü zirveye günler kala Ýdlib bombalanmaya baþlamýþtý. Tüm dünyanýn gözü bu zirveye çevrilmiþti.
Ýran’ýn kimseye bilgi vermeden canlý yayýnladýðý zirvede hepimiz þahit olduk. Cumhurbaþkaný Erdoðan çok net ifadelerle Ýdlib’e yapýlacak bir saldýrýya karþý çýktýðýný ortaya koymuþtu. Ateþkes teklifini gündeme getirmiþti. Rusya ve Ýran karþý çýksa da þu çerçeveyi net bir þekilde çizmiþti:
BÝR. Ýdlib’in statüsü deðiþtirilemez, terörle mücadele adý altýnda bir oldubitti yaratýlamaz.
ÝKÝ. Ýdlib’e saldýrý bir felaket olur. Saldýrýlar durdurulmalý. Siviller korunmalý.
ÜÇ. Çözüm için ateþkes saðlanmalý, terörist gruplara karþý birlikte mücadele edilmeli.
Zirveden çýkan sonuç bildirisinin detaylarýnda Ankara’nýn hassasiyetlerini gözeten ifadeler dikkat çekiyordu. Ancak daha zirve sürerken rejim ve destekçileri Ýdlib’i bombalamaya da devam ediyordu. Yani zirve yapýlmýþ ancak sahaya sonuçlarý henüz yansýmamýþtý. Saldýrýlar bir süre daha devam etti.
Daha sonra Rus lider Putin, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý Soçi’ye davet etti. Görüþme Tahran’daki zirveden tam 10 gün sonra gerçekleþti. Bu görüþmeden çýkan sonuç baþlý baþýna bir diplomasi zaferidir. Tahran’da Ankara’nýn çizdiði kýrmýzý çizgilerin tamamýna Soçi’de riayet edilmiþtir.
BÝR. Ýdlib Gerginliðin Azaltýlmasý Bölgesi’ndeki durumun istikrar kazanmasý, yani kalýcý hale gelmesi iki ülkenin imzaladýðý mutabakat zaptýyla kayda alýndý. Yani Ýdlib’in mevcut statüsü korundu.
ÝKÝ. Rusya Ýdlib’e bir saldýrý düzenlenmeyeceðini açýkça beyan etti. Ayný açýklama Tahran’dan da geldi.
ÜÇ. Çözüm için 15-20 kilometrelik silahsýzlanma bölgesi kurulmasý kararlaþtýrýldý. Yani ateþkes saðlandý. Bu bölgede aðýr silah olmayacak. Muhalifler ise pozisyonunu koruyacak.
Peki, 10 günde ne deðiþti? Tahran-Soçi arasýnda perde arkasýnda neler yaþandý? Bu sorularýn yanýtlarýný özetleyeyim:
BÝR. Ankara’da perde arkasý geliþmelere vakýf kiminle konuþursanýz konuþun herkes þunu söylüyor: Soçi uzlaþmasý Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn net, kesin ve kararlý tutumunun bir sonucudur. Erdoðan “Masum sivilleri rejimin insafýna terk edemeyiz” demiþ ve bütün politika buna göre þekillenmiþtir.
ÝKÝ. Bu tavýr A’dan Z’ye bütün görüþmelerde, Tahran’da ve Soçi’de ortaya konmuþtur. Eþ zamanlý olarak diplomatik ve askeri hamleler yapýlmýþtýr. Ýdlib’de geri adým atýlmayacaðý sadece Rusya ve Ýran’a deðil ABD gibi ülkelere de diplomatik ve askeri kanallardan net bir þekilde anlatýlmýþtýr. Bu trafiðin önemli bir kýsmý kamuoyuna yansýmasa da Tahran zirvesindeki paydaþlarýn dikkatinden kaçmamýþtýr. Ayný zamanda sahaya yapýlan yýðýnakla askeri tahkimat güçlendirilmiþtir. Bu kararlýlýk mesajýnýn altýnýn boþ olmadýðýný muhataplar kavramýþtýr.
ÜÇ. Anlaþmaya Tahran’da deðil Soçi’de varýlmýþ olmasý Türk-Rus iliþkilerinin öneminden kaynaklanmaktadýr. Ankara-Moskova iliþkileri güçlüdür. Suriye’nin kuzeyinde çýkarlar örtüþmektedir. Moskova Ankara’nýn Ýdlib konusundaki kararlýlýðý ve hassasiyetini görmüþ, Türkiye ile iliþkilere verdiði önemi vurgulamýþtýr.
Soçi anlaþmasýyla masum sivillerin hayatý garanti altýna alýnmýþ, Fýrat Kalkaný ve Zeytin Dalý bölgelerinin güvenliði tahkim edilmiþ, Suriye’de nihai bir barýþ anlaþmasý yapýlana kadar Ýdlib’e kimsenin dokunamayacaðý gösterilmiþtir. Þimdi Ýdlib’de daha fazla tahkimat zamanýdýr. Silahsýzlanma bölgesinin oluþturulmasýnda muhalifler için bir sorun yoktur. Nusra, HTÞ için ise geri sayým baþlamýþtýr.