Rusya destekli Baas rejiminin 34 askerimizi þehit etmesini müteakip baþlatýlan taarruzda Rejim güçleri kelimenin tam anlamýyla yerle yeksan olmuþ durumda.
Cumhurbaþkaný ve Baþkomutan Erdoðan dün “eðer çekilmezlerse omuzlarý üstünde baþ kalmaz” diyerek muhtemel olaný erkenden söyledi.
Türk Silahlý Kuvvetleri þu ana kadar Rejime ait 2 savaþ uçaðý, 2 ÝHA, 8 helikopter, 135 tank, 5 hava savunma sistemi, 2557 Rejim unsurunu “etkisiz” hale getirmiþ vaziyette. Millî Savunma Bakaný Hulusi Akar sürekli güncelliyor, muhtemelen siz bu yazýyý okuduðunuzda Esed için bilanço daha aðýrlaþmýþ olacak.
Sahadaki Ruslarýn bile itiraf etmek zorunda kaldýðý þekliyle TSK Rejim askerlerine, Þebbihalara, Ýran milislerine, Hizbullah’a, Rusya’nýn rütbeli subaylarýna paralý taþeronlarýna göz açtýrmýyor.
Hem de sürü “drone”larla!
“Hava sahasý açýlmadan Türkiye Suriye’de hiçbir þey yapamaz” diye homurdanan “baðzý” emekli askerler, kendini muhalif diye tanýtan ama Esed ve Rusya yararýna konuþan “baðzý” gazeteciler, siyasiler, akademisyenler en az Esed kadar yere yapýþmýþ halde.
ÇAÐIN EBABÝLLERÝ: SÝHALAR
Türkiye ÝHA’larýn desteði, Silahlý Ýnsansýz Hava Araçlarý SÝHA’larýn marifetiyle Suriye hava sahasýný kalbura çevirmiþ vaziyette.
Radara yakalanmadýklarý için her hedefe kolaylýkla ulaþýyor SÝHA’lar. Gerektiðinde iðne deliðinden geçer gibi alt katlara inip, hangarlara, depolara girip doðrudan hedefi vurabiliyorlar.
Ýnanýlmaz baþarýlý, gurur verici...
Ebabil gibi. Sivil kaybý yok, hedef sapma yok, bizim açýmýzdan can kaybý yok.
Rejime ve Rusya’ya ait her tür zýrhlý harp araçlarý, mühimmatlarý, kimyasal silah depolarý, askeri konvoylarý vuruluyor. Korku o kadar büyük ki Rejim, koruyabilmek için tanklarýný kapalý alanlara, askerlerini ambulanslara saklamaya çalýþýyor. Ama yerden anlýk ve saðlýklý görüntü alýndýðý için pýstýklarý delikler de onlarý koruyamýyor.
Rejimin eziliþine tanýklýk eden Muhalifler -Dera gibi- Suriye’nin diðer bölgelerinde de hareketlenme içinde.
Böyle giderse Suriye rejimi, Erdoðan ile Putin’in görüþeceði 5 Mart’a zor çýkacak.
ESED’ÝN TASMASINI TUT!
Türkiye aslýnda aylardýr ve hatta yýllardýr dünyaya, Astana ve Soçi mutabakatýna imza koyan muhataplarýna ayný þeyleri söylüyor.
“Ben sýnýrýmda ne terör devletine izin veririm, ne etnik ve mezhepsel bir temizliðe göz yumarým, ne de sýnýrýmda yeni bir göç dalgasý isterim. Buna tahammül etmem. Gereðini –gerekirse- kendi baþýma yaparým”.
Önceki askeri harekatlarda gerekeni nasýl yaptý ve kendi göbeðini kendisi kesti ise, Ýdlib’te de aynýsýný yapýyor.
Rusya’ya “Esed’i tasmasýndan tut, Þubat sonuna kadar gözlem noktalarýnýn gerisine çek” dedi Türkiye. Çekmediði gibi Türk askerlerini vurmasý için azmettirdi Rejimi. Þu an bedel ödeyen ve ödeyecek olan sadece Esed deðildir o yüzden.
9 YIL SONRA GELEN BAHAR
Ocak baþýndan bu yana Ýdlib’i aralýksýz bombaladý Rusya ve Rejim. Hastaneleri, okullarý, kreþleri, pazar yerlerini, sivil mahalleleri vurdular.
Zaten küçük bir alana sýkýþan 4 milyon insan, iyice çaresiz kalýnca kar yaðmur demeden ellerinde birer bohçayla dayandý sýnýrýmýza. Bir milyon Suriyeli gibi kafilesini ve yolunu kaybedince bir zeytin aðacýnýn altýnda donarak ölen Erva bebeðin de katilidir Esed.
Hak ettikleri cezaya 27 Þubat günü 34 evladýmýzý þehit edince kavuþtular nihayet. Türkiye elbette bunu ne Suriye’nin ne Rusya’nýn yanýna býrakmayacaktý, býrakmadý. Vaat edilen harekat Mart baþýnda baþladý. Hem de adýný “Bahar Kalkaný” koyarak.
“Bahar”da bir keramet arayalým elbet. 2011’de baþlayan ve hýzla ayaza çevrilen Arap Baharý’na atýfla, gelen kalýcý bir bahar olsun inþallah.
Þimdi saha temizleniyor. Tüm duamýz sürecin sonunda bölgenin baskýcý rejimlerden, kendi halkýný katleden azýnlýk yöneticilerinden, terör örgütlerinden, mezhepçi milislerden tamamen kurtulmasý ve bölge halklarýnýn kendi vatanlarýnda huzurla ve barýþla yaþamasýdýr.
CHP’YE DE BAHAR TEMÝZLÝÐÝ LAZIM!
Temizlikten bahsetmiþken CHP’deki kirliliðe, zararlý atýklara deðinmeden geçemeyiz.
Kemal Kýlýçdaroðlu’ndan baþlayarak CHP’de öyle bir kadro var ki 2010 FETÖ operasyonu sonrasý aniden peyda olan, hiçbir konuda Türkiye’nin yanýnda deðiller. Hatta özenle seçilerek CHP’ye sokulduklarý söylenebilir.
“Türkiye ile Ýran karþý karþýya gelirse ben Ýran safýnda olurum” diyen, FETÖ tapecisi Eren Erdem;
“Suriye ile savaþa girsek banko Suriye’yi tutarým” diyen Serra Kadýgil gibi seçilmiþ “tipler” bilhassa Türkiye’nin küresel ve sistematik bir saldýrýya tabi tutulduðu 2010 sonrasýnda sokuldular CHP’ye.
PKK’ya, DHKP-C’ye, FETÖ’ye karþý aþýrý müsamahakar, devlete ve millete, milli deðerlere düþmanlar. Savunma sanayiindeki millileþme politikalarýna kulp takmaktan tutun katil Esed’e, YPG’ye sahip çýkmaya, þehitlere saygýsýzlýktan FETÖ suflelerini tekrar etmeye varana kadar büyük bir savrulma içindeler.
Koordinatlarý Türkiye’nin yaný olmadý hiçbir zaman. Ýktidar eleþtirisi yapýyoruz bahanesiyle Türkiye’ye vuruyor ve en kritik zamanlarda “düþman” cephesinden sinyal veriyorlar.
Gerçek CHP’lilerin bu sýzdýrýlmýþ unsurlara yönelik bir bahar temizliði yapma zamaný geldi de geçiyor bile.