-NEW YORK-
Türkiye’nin, yaklaþýk üç yýl boyunca üzerinde titizlenerek sürdürdüðü adýna kýsaca “çözüm süreci” denilen “Milli Birlik ve Kardeþlik Projesi”ni sonlandýrmaya çalýþan “küresel” ve “bölgesel” güçleri artýk tanýyoruz. Bunlar üzerinde yazýldý-çizildi, Ortadoðu gibi etnik/dini zeminde kanlý hesaplaþmalara sahne olan bir bölgedeki “tek” barýþ olasýlýðýný kimlerin boðmaya çalýþtýðýný anladýk.
Süreç, öngörülen biçimde devam edip barýþ noktasýna varsaydý, bölgede kan dökülmesinden siyasi/askeri kazanç elde eden tüm güçlerin hezimeti olacaktý.
Bir devlet, bir ulus, her zaman “dýþ komplo” saldýrýlarýyla karþýlaþabilir, normaldir, normal olmayan, bu komplolara zemin hazýrlayan “iç dinamiklerin” harekete geçmesidir.
Millet bir saldýrýyla karþý karþýyaysa, doðal olan, içteki tartýþmalarýn bir süreliðine rafa kaldýrýlmasý, “milli sorun” çözüldükten sonra kalýnan yerden devam edilmesidir. O zaman “dýþ komplo” belki yine zarar verebilir ama “yýkýcý” kimlik kazanamaz.
Bu nedenle, þu anda yaþadýðýmýz kanlý sürecin “iç takvimine” bakmakta yarar var, çünkü PKK’yý, Türkiye’ye karþý saldýrý için cesaretlendiren “iç geliþmeler” önemli.
Gezi Parký dönüm noktasý oldu
Baþbakan Ahmet Davutoðlu’nun akademisyen kimliðinden gelen güçlü bir analiz zekasý var. Bir sorunla karþýlaþtýðýnda, sorunun tarihine dönüyor, yakýn geçmiþte hangi kaynaklarca büyütüldüðünü görüyor ve tedavisini de bu teþhislere göre yapýyor.
Bu nedenle, yaptýðýmýz sohbette, PKK’yý, 7 Haziran Seçimi sonrasý çatýþmaya sürükleyen geliþmeler zincirinin baþlangýç noktasýna Gezi Parký olaylarýný koymasý dikkat çekici.
“Gezi Parký olaylarý sonrasýnda bilinen medya kuruluþlarý ve isimler eliyle yürütülen algý operasyonlarý, AK Parti’nin iktidardan gidici bir parti olduðu yönündeydi. Bu algý muhalif çevrelerde güçlendirildikçe, PKK’nýn da silah býrakýp konuyu demokratik platforma taþýma çizgisinde çok ciddi bir sapma oldu. Onlar, artýk, içte ve dýþta yürütülen algý operasyonlarýyla gidici olarak tanýtýlan bir siyasi otorite ile bu konuda çalýþmanýn gereksiz olduðunu düþündüler.”
17-25 Aralýk: Barýþa darbe
Davutoðlu’nun analizinden, “paralel yapý” tarafýndan gerçekleþtirilen 17-25 Aralýk Darbe Giriþimi’nin yalnýz Recep Tayyip Erdoðan liderliðindeki AK Parti’yi hedef almadýðýný, ayný zamanda bugün akan kanýn da sorumlusu olduðunu anlýyoruz.
“17-25 Aralýk Darbe Giriþimi’nden sonra PKK’nýn rotasý deðiþti. Zaten Gezi Parký ile baþlayan bir geliþmenin olduðuna inanýyorlardý. Bu tarihten sonra, kulvarý deðiþtirdiler ve ülke içine silah ve patlayýcý stoklamaya baþladýklarýný tespit ettik. PKK, o darbe giriþiminden sonra cesaretlendi ve kalýcý çözüm çabalarýný baltalamaya baþlayan bir çizgiyi tercih etti. Beklentileri, AK Parti’nin büyük bir kumpas sonucu yýkýlacaðýydý.”
PKK Baas’a neden yanaþtý?..
PKK, Türkiye ile temas halindeyken neden Baas’a yanaþtý? Kuzey Suriye’deki çatýþmalarýn baþladýðý dönemde Ankara’ya davet edilen ve baþýnda bulunduðu PYD’yi diðer muhalif güçlerle birlikte hareket etmeye ikna edilen Salih Müslim, birden, neden döndü? Bu sorunun yanýtýnda ise bir dýþ gücün, ABD’nin zaafiyeti yatýyor.
“Amerikan yönetimi, Rusya’nýn araya girmesiyle, Esed’in kimyasal silah kullanmasý karþýsýnda kendi kýrmýzý çizgilerini kendi çiðnedi. Bu, PKK ve haliyle PYD’de, Esed’in gitmeyeceði, hatta zaman içinde güçleneceði düþüncesini doðurdu.”
...Ve Kobani...
Davutoðlu’nun, “Kobani’ye çok genç ve deneyimsiz savaþçýlarýný adeta ölüme gönderir gibi gönderip, asýl unsurlarýný bölgeden çekip Türkiye topraklarýna sýzdýrmaya çalýþmalarý her þeyi ispatlýyor zaten” sözleri de önemli. Böylece Demirtaþ’ýn “Kobani destanýnda” deneyimsiz Kürt gençlerin ölüm taburlarýna dönüþtürüldüðünü, bu durumun Türk topraklarýna savaþçý sýzdýrma için kullanýldýðýný da anlýyoruz. (Dikkat edin, zaten bugünkü çatýþma ortamý da Suruç’taki bir kanlý komplo ile baþladý, gencecik çocuklarý bu komploda kaybettik.)
Bütün bunlar yaþanýrken Demirtaþ’ý “cici çocuk” yapanlar, twitter’dan “Oyum HDP’ye” kampanyalarý düzenleyenler... Terörle baðlantýlý bu partinin seçim sonucunu sevinçle karþýlayanlar...
Belli ki, PKK’yý “kaybedeceði kesin” bir savaþa sürüklemekte “paralel kumpaslarýn” önemli rolü var. Cesaretlendirmekte, medyanýn rolü ortada...
El birliðiyle memlekete tuzak kurulmuþ, belki de Kandil, iþin sadece görünen yüzü.
Ýhanetleri bir savaþ baþlattý, onca þehide mal oldu, olmaya da devam ediyor...
Utanýrlar mý, vicdan azabý çekerler mi, hiç sanmýyorum...