Ýhbar ediyorum; þer ittifakýnýn yeni hedefi MHP ve tabanýdýr…

Ankara’da Anayasa deðiþikliði savaþlarýný izliyoruz!..

CHP, bu pakete engel olamayacaðýný anlayýnca terör dahil her yöntemi deniyor, sokakta “çözüm” arýyor.

Hatta, bir zamanlar Doðan Grubu (CNN Türk) tarafýndan “Gandi Kemal” diye servis edilen Kýlýçdaroðlu, bu çaresizlik psikolojisiyle aðzýna geleni söylüyor, “Deðiþikliði destekleyen haindir, beni desteklemeyen gazeteciler de PKK’lýdýr” diyor.

Peki nedir bu telaþ?..

Gerçekten AK Parti ve MHP ele ele vermiþ, sýrf “Erdoðan’ý diktatör yapmak için” bu ülkeyi uçuruma mý götürüyor?

MHP, memlekete ihanet etmiþ, CHP ise canýný diþine takmýþ demokrasiyi mi koruyor?

Devlet sadece onlarýn olmalý!

1923 Anayasasý o dönemin þartlarýna göre “ehven” bir metin olsa da tek partili; diktatör döneminin millete meydan okuyan uygulamalarý bu ehveniyetin tabana yansýmasýna mani oldu.

1950’de yönetime gelen muhafazakarlarýn, “ezaný aslýna çevirmek”le baþlayan “milletin deðerlerinin iadesi” süreci, bu devletin “kurucusu ve korucusu” olduðunu zanneden azýnlýðý teyakkuza geçirdi.

Uzun bir hazýrlýk döneminden sonra gerçekleþtirilen darbe ile birlikte, bir daha muhafazakarlarýn iktidar olsalar bile, asla “muktedir” olamamalarý, hükümet olsalar da devlete asla yaklaþamamalarý için “Anayasal tedbirler” alýndý.

Millete vurulan bütün darbeler bunun sonucudur. 1982 Anayasasý da ayný anlayýþýn muhkemleþmiþ halidir.

Önemli olan, “Yüzde 90 bile olsa, bizden olmayan devlete ulaþamaz” anlayýþýnýn sürmesidir.

Yargýtay, Danýþtay, Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaþkanlýðý ve “son çare” TSK bunun için dizayn edilmiþtir.

Kendi uydurduklarý saçma tarifle güya devletini sevenler “ulusalcý, laik” olmuþ(!), Ýstiklal Harbi’nden bu yana vataný için gözünü kýrpmadan canýný verenler hep “sakýncalý” görülmüþ, bir türlü “vatansever” olamamýþlardýr!

Kim bunlar, bu ülke için þimdiye kadar ne yapmýþlar?

En son 15 Temmuz’da nerde kuyruða girmiþler, günlerce neden ortaya çýkmamýþlar?

Ayrýca laiklik bir yönetim tarzý ise ancak devletler laik olabilir, bireyin “laikliði” ne demek oluyor?

Laiklik, “Baþkasýnýn inanç ve yaþam tarzýna karýþmamak”sa, bu tür laikler, buralara hiç uðramadý.

Bizim “laikler” her fýrsatta milletin inancýna ve egemenlik hakkýna tecavüz ettiler.

Sonra, “Sizi tecavüzcülerden kurtaracaðýz” diyen farklý bir alçaklar güruhu çýktý. Dindar göründüler, milletin teveccühüne mazhar oldular. Ama biraz semirdikten sonra da bu takýyye ordusu milletin deðerlerine tecavüze kalkýþtý.

Artýk yaðma yok beyler…

Bu millet 15 Temmuz’da “Yeter… Söz benim” dedi ve duruma el koydu.

Þu anda esas itibariyle,
15 Temmuz’da milletin ortaya koyduðu iradenin gereði yapýlmaktadýr.

Ýlk defa millileþme fýrsatý yakalandý

Ýlk defa, milletin egemenliði devletin yönetimine hakim kýlýnýyor. Ve ilk defa devlet millileþiyor.

Devleti, daha ne kadar milletten kaçýracaksýnýz?

Asker, vesayet gücünü kaybettikçe Kýlýçdaroðlu zýplýyor; neden acaba?

Bu düzenlemenin maddeleri tartýþýlabilir ama önemli olan, milletin gücünün esas alýnmasýdýr.

Þayet milletin teveccühü Erdoðan’a ise bu suç mudur?

Sayýn Kýlýçdaroðlu, statükoya sarýlýp; “Deðiþtiremezsiniz” diye feveran edeceðine, milletin teveccühüne kavuþmayý öðrenmelidir.

Bugünkü telaþ, devleti iþgal eden azýnlýklarýn kaybetme korkusudur.

Bu iþgalin devamý için her þeyi yapacaklarýndan kimsenin þüphesi olmasýn.

Ýhbar ediyorum; bundan sonra MHP’ye yönelik algý suikastlarý düzenleyecekler, referandumda “Hayýr” demeleri için her türlü rezilliðe tenezzül edecekler.