İhsan Efendi’nin oğlu

CHP ve MHP’nin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu. Ne Baykal, ne Büyükerşen, ne Abdüllatif Şener, ne Sami Selçuk. Kılıçdaroğlu CHP adına önerdi, Bahçeli de MHP adına “çok hayırlı” buldu. 

Ekmeleddin İhsanoğlu da adaylığı kabul eder, Ak Parti’nin adayı olarak Başbakan Erdoğan ismi de kesinleşirse, Cumhurbaşkanlığı seçimleri Erdoğan ile İhsanoğlu’nun yarıştığı bir seçim olacak.

Bu önerinin Ekmeleddin İhsanoğlu için kabulü de, dikkat çekici bir durum olacaktır. Çünkü CHP-MHP adayı olmak demek, bir anlamda Tayyip Erdoğan’a karşı konuşlandırılmak demektir ve bu hiç kuşkusuz, bir “misyon”a tekabül etmektedir. İhsanoğlu’nun o misyona tekabül etmek isteyip istemeyeceği gibi bir kritik durum söz konusudur.  İlginç bir durum tabii.

Bir kere, Çankaya’ya gönderilmesi muhtemel her iki adayın “islami kimliği”nin belirgin olması ilginç. Tayyip Erdoğan’a karşı islami kimliği belirgin bir ismi CHP’nin aday olarak göstermesi ilginç.

Bir ara, Kılıçdaroğlu’nun Abdullah Gül’ü ve Haşim Kılıç’ı aday gösterebileceği ihtimalleri seslendiriliyordu ve ben biraz da espri ile, “İyi olur, diye  yazmıştım, Erdoğan veya ötekisi, kim seçilirse Türkiye için iyi olur.” Şimdi de, iyi bir sonuç İhsanoğlu’nun aday gösterilmesi, diyeceğim.

Tabii İhsanoğlu’nun adaylığının üzerine söylenecek daha pek çok şey var:

Bir kere bu adaylık, “çatı aday”lıktan bekleneni verecek mi, sorusu önemli. Bu soruyu öncelikle CHP camiasının, ardından MHP camiasının soracağını tahmin etmek zor değil.  İhsanoğlu’nun adaylığı, muhtemelen Camia’yı rahatlatır. Onlar CHP’ye oy isterken çok zorlandılar, insanların yürekleri kanırtıldı bir bakıma. İhsanoğlu, o açıdan Camia’nın beklentilerini karşılayacak bir isimdir.  Ama CHP’nin farklı alanları İhsanoğlu ismine nasıl bakacak sorusu sorulduğunda ortaya çok iyimser bir cevabın çıkmayacağı kesindir.  

Çankaya yarışında İhsanoğlu’ndan beklenen “Erdoğan rakipliği” sergilenebilecek mi, sorusu, bu yarışın en önemli sorusudur. Malum “çatı aday” arayışı, “Erdoğan karşıtlığı”nın ortaya çıkardığı bir siyasi girişimdir. CHP ve MHP tabanları, Erdoğan karşıtlığı ile motive edilecek, ve oylar çatı aday etrafında toplanacaktır. Peki bu motivasyon içinde bizatihi İhsanoğlu’nun kendisi var mıdır? Şöyle soralım: İhsanoğlu ne kadar Kılıçdaroğlu veya Bahçeli’dir? Ne kadar CHP kitlesinin tansiyonunu yükseltebilir, ne kadar MHP tabanının nabzını harekete geçirebilir?

Çankaya yarışı, belli ki, hangi oyların nasıl dağılacağı tahminlerini de gündeme almayı gerektiriyor. Bu noktada “BDP oyları” ya da daha genelde “Kürt oyları”nın nasıl akacağı sorusu önemli. Bu noktada yapılacak tahmin, çözüm sürecinde siyasi iradesi belirgin olan Tayyip Erdoğan’ın siyasi karşılığı pek net görülmeyen İhsanoğlu’na göre çok daha avantajlı olduğu yönünde olacaktır.

İhsanoğlu ile ilgili önemli bir problem de, her ne kadar Ahmet Necdet Sezer gibi bir “ana muhalefet misyonu yüklenmek”ten söz edilemese de, şu an iktidarda olan ve yakın gelecekte de siyasi tabanı tek başına iktidar olmaya en elverişli bulunan Ak Parti ile bir açı farkı taşıyacağıdır. Bu açı farkının, İKT Genel sekreterliği döneminde de yer yer ortaya çıktığı biliniyor.

İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı olması halinde, kendisini “Çatı aday” olarak gösteren CHP ve MHP ile ilişkisinin hangi nitelikte olacağı da önem taşıyor. En azından CHP ve MHP camiası, Hükümet ile ilişkilerde kimi beklentiler içine girerlerse, bunun karşılanıp karşlanmayacağı hali de soru üretecektir.

Nihayet, bu seçimde, halk oyu ile seçilecek bir Cumhurbaşkanından söz ediyoruz. Böyle bir Cumhurbaşkanlığının içi nasıl dolacak ve Ekmeleddin İhsanoğlu, nasıl bir Çankaya  sakinliği ya da hareketliliği vadedecek sorusu, güncel sorular arasındadır.

...Ve Türkiye 2014. CHP, devrimler dönemindeki İslam karşıtı uygulamalara tepki göstererek Mısır’a hicret eden, Mehmet Akif’in mealini emanet ettiği İhsan Efendi’nin oğlunu Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdi. Ben derim, millet terbiye eder ve ediyor.

NOT: Çatı aday olarak İhsanoğlu ismi çıkmadan önce, Ali Bulaç’ın Bugün’deki mülakatını değerlendiren bir yazı yazmıştım. İhsanoğlu ismi yazımı değiştirmeme sebep oldu. O yazıyı yarın sizlerle paylaşacağım.