İhsanoğlu olmadı, Demirtaş verelim

Cumhurbaşkanlığı seçimi bir kesim nezdinde, Tayyip Erdoğan’ın yolunu kesmek için sineğin kanadından yağ çıkarma işine döndü: İhsanoğlu ile muhafazakar oydan tırtıklama, Demirtaş ile Kürt oylarından tırtıklama. Bunu başarmak için de akla hayale sığmaz taklalar atma... 

Demirtaş’ın adaylık lansmanının “Beyaz Türk medyası”na yansıyış biçimi, acayip bir heyecan dalgasını gözler önüne seriyor ki neresinden baksanız ortada garabetlere tanık oluyorsunuz.

Bakın şimdi burada bazı cümleler kuracağım, Demirtaş da düşünsün, Beyaz Türk medyası da:

- Erdoğan’ın ikinci zaferidir Demirtaş. Birinci zaferi CHP gibi bir partinin Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı gösterecek noktaya gelmesi idi, bunu daha önce ifade ettim. Neden ikinci zafer derseniz, izah edeyim: Erdoğan’ın liderliğinde başlayan çözüm süreci, Kürt Siyasi Hareketi içinden Demirtaş gibi birisinin Çankaya’ya aday olmasına, onun dilinin “Türkiyelileşme önceliği” kazanmasına ve en önemlisi “Tayyip Erdoğan’a gidecek Kürt oylarının önünü kesebilme umuduyla bir Beyaz Türk heyecanıyla buluşmasına yol açmış olması” sebebiyle Erdoğan zaferinden söz ediyorum.  

- Beyaz Türklerin sevgilisi Demirtaş. Şu sıralar böyle bir güzelleme dolaşıyor Beyaz Türk medyasında. Bunu, Demirtaş’ın çizdiği profile bağlayıp, Kürtler nezdinde bu güzellemelerin nasıl bir karşılık bulacağını mı değerlendirmeli, yoksa, çözüm sürecinde Tayyip Erdoğan’ı “ayrılıkçılara taviz” suçlamasıyla boğmaya çalışan Beyaz Türk dünyasının, birdenbire Kürt siyasetine bel bağlamasındaki kemiksizliğe mi? Beyaz Türk medyasındaki bu heyecanı herhalde, çözüm süreci ile Kato dağında baharı yaşamaya yeniden başlamış ve çocuklarına kavuşma ümidini yeniden bulmuş Kürt anneler, babalar da görüp bir sandık değerlendirmesi yapacaktır. 

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun pabucunu dama atan Demirtaş. Ekmeleddin İhsanoğlu, malum, muhafazakar oy tırtıklayacaktı Tayyip Erdoğan’ın altından. Onun için CHP, kendi kütlesinde bir parçalanmaya razı olmuştu. Demirtaş, bir anlamda CHP’ye nanik yapıyor, HDP adayı olarak sol söylemlerle CHP tabanına göz kırpıyor. Demirtaş’ın “Haydi dans edelim” söyleminin Kürtler’deki karşılığı ne olur bilinmez, ama sol jargonun CHP tabanındaki “Gezi camiası”na sinyal ulaştıracağı farzedilebilir.

- Kürt oylarına, Erdoğan’a darbe vurma misyonu yüklenmesine zemin hazırlayan Demirtaş. Evet, asıl bu. Demirtaş’a yakışmayan asıl bu. Sahici bir Kürt siyasetçi iken şimdi Kürt oylarını, Erdoğan’ın önünü kesme misyonuna indirgeyen bir rol yüklenici. Bu rolün belirleyicisi, herhalde Kürt toplumu değil. Kaldı ki Kürt toplumu Erdoğan liderliğinde gerçekleşen çözüm sürecini değerlendirirken herhalde yiğidin hakkını yemeyecektir. Şunu soruyorum kendi kendime: Demirtaş adaylık lansmanını Diyarbakır’da gerçekleştirmiş olsaydı, dili, üslubu, böyle mi olurdu? 

- Bütün bu yazdıklarımda, siz de açıkça görmektesiniz ki, Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı olması ihtimali de yok, orada ne yapıp yapmayacağı meselesi de bir  önem taşımıyor. Çünkü gerçekten Demirtaş’la ilgili bir Çankaya hesabı mevcut değil. Ancak bu temsil, bir Kürt adayın Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığına soyunması, dolayısıyla Türkiye’yi temsil iddiası, dolayısıyla Türkiye’nin bütünüyle ilgili bir duruş adına anlamlı olabilirdi, başlangıçta da öyle değerlendirildi ve genelde olumlu karşılandı. Ama...

- Beyaz Türk dünyasında Demirtaş’la ilgili hesap ve ona yönelik güzellemeler yekunu sadece Erdoğan’ın birinci turda seçilmesini ne oranda etkiler hesabı ile ilgilidir..

- Şunu da söyleyelim: Mesela Erdoğan kadar seçilme ihtimali bulunsaydı, herhalde Demirtaş’a yönelik yol kesme kumpasları, Tayyip Erdoğan’dan az olmayacaktı.

- Bu durumda Demirtaş’ın payına, bir kısım Kürt oyunu temsil rolünde Beyaz Türk hülyasını besleme günahı düşüyor, memnunsa diyecek bir şey yok. Buyursun dansa kalksın, kendisine birinci turda Tayyip Erdoğan’ın önünü kesme rolü biçen Fatih Altaylı ile ve bilumum öteki medya aktörleri ile...