Ýhtiyar bütün kötülüklerin simge ismi, þeytanýn yeryüzündeki timsalidir.
Amacý nettir: Devleti yýkmak… Bu amacý gerçekleþtirmek için her yola baþvurur, herkesi kullanýr, her kötülüðü mubah görür.
Örümcek aðýna takýlanlar öncelikle gençlerdir. Gençlere yatýrým yaparak bir devletin nasýl yýkýlacaðýný veya ele geçirileceðini göstermeye çalýþýr. Aðýna düþürdüðü gençleri sadece devlet kademelerine yerleþtirmez, iþ dünyasýndan medyaya, sivil toplumdan sanat ve spor alanýna kadar her alanda örgütlenir.
Ýstismar ettiði öðretmenler, gazeteciler, akademisyenler Ýhtiyar’ýn hizmetkârý olurlar. Hiçbirinin bir kiþiliði yoktur, eziktirler; ama talimat geldiðinde her türlü kötülüðü sorgulamaksýzýn yaparlar. Ýhtiyar, insanlarýn zaaflarýndan yararlanýr; þöhret, servet, itibar, iktidar peþinde olan ama ihtirasýyla yetenekleri arasýnda fark olan insanlarýn ‘sersem’liðini kullanýr.
Ýhtiyar’ýn hizmetkârlarý, paralý askerleri, aðýr hizmet mahkûmlarý ve tabii müttefikleri vardýr.
Ýhtiyar, paraya ve bilgiye hâkim olur. Her türlü illegal iþte ve suç yapýlanmasýnda onun izi vardýr. Ülkeyi sarsan siyasi cinayetlerin arkasýnda da o vardýr.
Pusu kurmak, arkadan vurmak, çok yüzlü olmak, sinsilikonun iþidir. Görünürde sergilediði ahlaklýlýðýn zerresine sahip deðildir. Þeytanýn aklýna gelmeyecek kötülükleri düþünmek ve uygulamak gibi habis bir yeteneðe sahiptir. Þerre vukufiyette büyük bir dehadýr.
Ýhtiyar, þeyh çocuðudur, ‘kendisini bilime ve öðrencilerine adamýþ parlak bir müderris/hocadýr’ ama aslýnda terör baronu, mafya lideri, casusluk-hýrsýzlýk-cinayet þebekesinin elebaþýdýr.
Uzun yýllar her alanda yüzbinlerce kiþiyi yönetir, kukla gibi parmaðýnda oynatýr. ‘Devlet içinde inanýlmaz eylem gücüne sahip olur.’ Ýmparatorluðunu sabýrla ilmek ilmek dokur, uzun vadeli planlar yapar, sinsi oyunlar tezgâhlar… Gazetelerin manþetlerini, akademisyenlerin tezlerini, filmlerin senaryolarýný bile o belirler.
Lanet okumak,hakaret etmek, kiþilikleri ezmek onun karakteridir.
Ýhtiyar, Cumhuriyet tarihinin en muktedir, en habis, en þirret, en etkili þahsý haline gelir. Onun kurmaya çalýþtýðý imparatorluk ülke içinde adeta paralel bir evrene dönüþür. H.G. Wells’in Görünmez Adam’ý gibi, her tarafta ne kadar çok görünürse o kadar çok görünmez olur.
Peki, bu ÞAHIS KÝMDÝR?
Bu anlattýðýmýz ÝHTÝYAR, Tarýk Buðra’nýn GENÇLÝÐÝM EYVAH romanýndan bir karakterdir. Buðra, 1979’da çýkan bu romanda ilk dönem Türkiye’sinde geçen akýl almaz olaylarý ve bir suç þebekesinin gizemli elebaþýný anlatýr.
Bu romaný okuyanlar muhtemelen uzun zaman romanda anlatýlanlarýn adeta bir bilim kurgu hikaye gibi abartýlý olduðunu düþünmüþ olabilirler.
Bir ihtiyar devlet içinde devlet, ülke içinde imparatorluk kurabilir, her türlü kötülüðün sahibi olabilir miydi?
Dün buna þüpheyle bakanlar bugün bunun bir vakýaya dönüþtüðünü görüyorlar. FETÖ tam da böyle bir hikâyenin adýdýr. Bu kadar kötülüðü roman sayfasýndan gerçeklik âlemine çýkarmak þeytanlýkta sýnýr olmadýðýný gösteriyor.
Ýnsanoðlu geçmiþte bilim kurgu olarak senaryolaþtýrdýðý birçok teknolojik geliþmeyi bugün gerçekleþtirdi. Hayaldi gerçek oldu denilecek geliþmeler azýmsanmayacak kadar çok.
Ýnsan, iyilikte sýnýr tanýmadýðý gibi, kötülükte de sýnýr tanýmýyor, bu kadar da olmaz denilen kötülükler yaþanabiliyor.
FETÖ, þeytanlaþan bir insanýn diðer insanlara yapabileceði kötülükler konusunda tam bir örneðe dönüþtü.
FETÖ, Buðra’nýn Ýhtiyar’ý gibi örümcek aðýndan bir yapý kurdu. Aðýna takýlan bir genç kuþaðý mahvetti. Yabancý servislerin ve güç odaklarýnýn oyuncaðý oldu. Sonuç ise tam bir hezimet…
Cenab-ý Hakkýn þu uyarýsýný hiç unutmamak gerekir: “Allah’tan baþkalarýný dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceðin durumu gibidir. Evlerin en dayanýksýzý ise þüphesiz örümcek evidir. Keþke bilselerdi!”