Ýhvan’a tahammül edemeyenlerin IÞÝD imtihaný

ABD’nin Mýsýr’daki darbeye arka çýkmasý ve Suriye muhalefetine sýrt dönmesiyle baþlayan sürecin Ortadoðu’nun laik seküler unsurlarýný deðil harici, selefi unsurlarýný aktörleþtireceði çok açýktý. Çünkü makul Ýslamcý çoðunluðu temsil eden Ýhvan’la mücadele ederken, ABD, Ýsrail ve Suud gibi büyük baþlarýn ittifak edebilecekleri ve kullanabilecekleri unsurlar bunlardý. 

Mýsýr’da böyle oldu, Selefi partiler Ýhvan’dan desteklerini çektiler, Sisi ile ayný safta yer aldýlar. Tunus’ta da ayný þey yapýlmaya çalýþýldý, silahlý selefi gruplara iþletilen siyasi cinayetlerle ve selefilerin Anayasa’da þeriat kurallarý isteriz dayatmasýyla Nahda’nýn eli zayýflatýlmaya çalýþýldý. 

Suriye’de muhalefetin zaman içinde bölünmesi ve yerel unsurlar içindeki Ýslamcýlýðý over doz bulan Batýnýn giderek muhalefetin El Kaide ve IÞÝD üzerinden zayýflamasýna göz yummasý da ayný yaklaþým neticesinde oldu.

Irak’taki hapishanelerin boþaltýldýðý bilinmesine, Saddam sonrasý Irak’taki mezhepçi idarenin Sünnilere kan kusturduðu ve bunun da IÞÝD’i ortaya çýkaran ve besleyen zemin olduðu bilinmesine raðmen IÞÝD’in Suriye’yi paravan olarak kullanacaðý ve dönüp intikam alacaðý nedense hesap edilmedi. 

***

Peki IÞÝD’in, Irak’ýn iþgalinde týpký Þiiler gibi ABD ile iþbirliði yapmýþ olan Kürtlere hüsnü nazarla bakmasýný mý bekliyorduk. Musul bize yeter mi diyeceklerdi?

Irak’ýn iþgaliyle birlikte sadece Saddam ve zulmü bitmiþ olsaydý ve akabinde bütün unsurlarýn temsiline dayanan demokratik bir yönetim kurulabilseydi bugün bunlarý konuþuyor olmayacaktýk.

Üstelik IÞÝD o kadar ‘çýlgýn’ katliamlar yapýyor ki Batý’nýn nihilist gençliði için de bir cazibe merkezi haline gelmiþ durumda. Okul basýp silahla öðrenci tarayabilen potansiyel canilerin bugün IÞÝD saflarýnda silah altýna gitmediði ne malum. Yani IÞÝD dediðimiz yapýnýn sadece dini motivasyonla hareket ettiði de bir yanýlsamadan ibaret.

Üstelik yapýp ettiklerinin dine mugayir ve insanlýk dýþý olduðu da ortada. Ama IÞÝD’i Sünni bir örgüt olarak kodlamak Batý’ya poz kesenler için kendi sekülerliklerinin de altýný çizen bir etkiye sahip. Kobani direniþine paralel seyreden bir de böyle bir süreç var. PKK’nýn bu vesileyle terör örgütü olmaktan çýkma hayali hatta HDP’lilerin son açýklamalarýnda karþýlýk bulan “Türkiye Kobani’de savaþsýn demiyoruz, koridor açsýn” önerisinin altýnda da bu var. Hem Türkiye’yi IÞÝD’e açýk hedef haline getirmek hem de PYD üzerinden Türkiye kamuoyuna “hükümet PKK’yý meþru silahlý güç olarak tanýyor” propagandasý yapacaklara malzeme vermek.

***

Devlete akýl vermek kolay. Devletten örgüt gibi hareket etmesini beklemek ve bunun üzerinden hükümeti eleþtirmek gibi bir yanlýþa düþüyor meselenin muhatabý kesimler. Türkiye’nin atacaðý adýmý kýlý kýrk yararcasýna hesap etmesi gerekirken PYD ve IÞÝD her ikisi de silahlý örgüt olarak karþý karþýyalar. Türkiye ise Arap uyanýþýndan umduðunu bulamayanlarýn kurduklarý yeni oyun düzenine karþý göðsünü siper etmiþ vaziyette. Ateþin daha geniþ alanlara sýçramamasý için Türkiye’nin bu pozisyonunu devam ettirmesi gerekiyor. Bu tavýr, Esed ile mücadele þartý yerine gelirse Kobani’ye destek vermek þeklinde algýlanmamalý.

PYD, Suriye’de diðer Kürt unsurlarý diskalifiye ederek ve muhalefetin “önce Esed’i alt edelim sonra ne yapacaksak birlikte yapalým” önerisine sýrt çevirip ayrý baþ olmaya karar verirken hata etti. Bu anlamda PYD de týpký IÞÝD gibi Suriye muhalefetini zayýflatýcý bir rol oynadý.

IÞÝD Kobani’ye saldýrýyor; biz elbette oradaki soydaþlarýmýzýn dindaþlarýmýzýn topraklarý ve can güvenlikleri için ne gerekiyorsa yapmalýyýz. Ama hükümetin ülkenin baþýný büsbütün belaya sokacak adýmlardan kaçýnýyor oluþunu bahane edip Türkiye’yi savaþ alanýna çevirmeye çalýþmak ve IÞÝD vari cinayet eylemleri ile can almak, kendinden gayrisini IÞÝD’leþtirip IÞÝD’e rahmet okutmak elbette cezasýz kalmamalý.