İki ayyaş

Nur topu gibi bir tartışma konumuz daha oldu: “İki ayyaş...”

Başbakan Erdoğan’ın, alkol düzenlemesini savunurken kullandığı “iki ayyaş” nitelemesi, beklenmedik bir biçimde gündemin zirvesine oturdu.

Bir süre de, “Kimi kastetti acaba?” diye tartışacağız.

Hadi tartışalım da, önce şuna bir karar verelim:

Tartıştığımız konu “alkol düzenlemesi” mi, “alkol yasağı” mı?

Bilebildiğim kadarıyla, alkol kullanımına ilişkin bir yasak yok.

Var mı Ertuğrul Bey?

Var da biz mi bilmiyoruz?

Buyurmuşsunuz ki, “İnadına içeceğim...”

İçin elbette...

Niye içmeyesiniz!

İçin ama mahut düzenlemede “zinhar alkol kullanılmayacak, şuralarda içilmeyecek, şu miktarda tüketilecek” türünden yaptırım bildiren ifadeler bulunmadığını da lütfen teslim edin; “yalanlar” üzerine itiraz bina etmeyin, ayıp oluyor.

Şu olacak:

İçki kriziniz tuttuğunda, en yakın içkili mekana koşacaksınız. Evde içmek istiyorsanız ve “stok”unuzdan emin değilseniz, saat 22.00’den önce bir Tekel bayiine uğrayacaksınız. Yapmanız gereken, “zamanlama”yı ayarlamak, yani geç kalmamak... Burada yasa, içki kullanıcılarını özenli ve dikkatli olmaya davet ediyor.

Hepsi bu.

Şükredin ki Türkiye’de yaşıyorsunuz.

İngiltere’de yaşıyor olsaydınız, gece yarısından sonra nefsinizi köreltecek bir bar yahut restoran bulamayacaktınız. Amerikan vatandaşı olsaydınız, gece belli bir saatten sonra elinizde şişeyle evinize gidemeyecektiniz.

Lütfen doğru “tanımlamalar” üzerinden tartışın.

Haa, “Ben saat 22.00’den sonra da Tekel bayiinden içki almak istiyorum” diyebilirsiniz. Bunu talep etmek en doğal hakkınızdır. O zaman çıkıp böyle söyleyin... “İçki yasağı var” diye kafa karıştırmayın. Hem ayıp oluyor, hem centilmenliğinize yakışmıyor.

İki ayyaş meselesine gelince...

Böyle bir bahis açılır da, CHP’li Muharrem İnce geri durur mu?

Hemen bir açıklama yapmış: “Kim o ayyaşlar merak ediyorum. Başbakan’ın yüreği varsa, kendini birazcık adam yerine koyuyorsa bunu açıklasın...”

Gazetecilerin, “Sizce Başbakan kimi kastetti?” sorusu üzerine de hemen hükmü yapıştırmış: “Tabii ki Atatürk ve İsmet İnönü’yü kastetti. Soru önergesi vereceğim ve bu soruları soracağım, yüreği varsa gerekli cevabı vermesini bekliyorum.”

Görüldüğü üzere, CHP’liler “boş işlerle” uğraşmaya devam ediyor.

Mahut düzenlemeye karşı verdikleri destansı mücadelenin ve ortaya koydukları yüksek performansın küçücük bir bölümünü iktidara gelmek için kullansalardı, bugün İşçi Partisi’nin kuyruğuna takılmış marjinal bir parti görüntüsünde olmayacaklardı.

Kendileri bilir...

Boş işlerle uğraşmayı meslek edinmiş Muharrem Bey’e de şu söylenebilir:

Başbakan kimi kastetti bilmiyorum ama Atatürk’ün de, İsmet Paşa’nın da “alkol kullanılsın” şeklinde “yasal bir düzenleme” yaptıklarını hatırlamıyorum. Aksi halde, Osmanlı’dan kalma Yeşilay’ı kapatmaları gerekirdi.

Kendisi hatırlıyorsa söylesin.

Kaldı ki, işaret ettiği “iki kişi”den sadece biri, yani Mustafa Kemal Paşa alkol kullanırdı.

İsmet Paşa içmezdi.

İçmediği gibi, içenlerden de hoşlanmazdı.

O zaman Muharrem Bey’e küçük bir soru:

Hangi Başbakan, “Memleketi daha ne kadar içki sofralarında idare edeceksiniz Paşam?” dediği için “istenmeyen kişi”ilan edilmiş, akabinde görevinden uzaklaştırılmıştır?

Bunun cevabını bulsun, ondan sonra konuşalım...