Ýki farklý seçim yaþadýk ama kimin umrunda

Taþgetiren dostumuz dünkü yazýsýnda, Güneydoðu ve Doðu’da çýkan sandýk sonuçlarýna bakarak, HDP’ye sorular sormuþ. Taþgetiren kimi yerlerde AK Parti’nin yüzlerce sandýkta sýfýr çektiðine deðiniyor ve nasýl olur da kamuoyu, YSK bu kadar suskun kalabiliyor diye soruyor.. 

Kürt siyaseti daha düne kadar hep talep eden konumdayken, bugün kendisinden bir þeyler talep edilen bir siyasete dönüþtü. Çünkü bu siyaset artýk etkin olduðu bir coðrafyada belli bir iktidar alanýna sahip. Ýþ bu kadarla bitmiyor, bu siyaset son seçimlerde parlamentoya 80 milletvekili soktu. Kürtler adýna öne sürülen talepler veya haklar listesinde yer alan maddelerin %90’ý hal yoluna koyuldu. Dolayýsýyla artýk ne geçmiþin maðduriyetleri, ne demokratik alanýn sýnýrlýlýðý bahanesi ciddiye alýnacak bir bahane deðil.

Bölgede devletin kurumsal varlýðý þu ya da bu þekilde devam ediyor ama kabul etmek gerekir ki, bu kurumsal varlýðýn geleceðiyle ilgili, ciddi endiþeler söz konusu. Yani mesele artýk basitçe, kamu güvenliði meselesi deðil. PKK/HDP’yle tanýmlanan siyaset, alternatifsiz bir iktidar alaný hatta ‘kendi hakký’ gibi gördüðü bir coðrafyayý farklý bir model veya sistemle yönetmek istiyor. Çözüm sürecinde taraflarýn þimdiye kadar sanýrým maraza çýkmasýn diye, görmezlikten geldiði temel sorun buydu.

Bu sorun, çözüm sürecinin yeni koþullarda, en zayýf yaný olmaya devam edecek ama bir çeþit OHAL sistemi diyebileceðimiz bir sistem, Doðu Güneydoðu’da geldi 7 Haziran’da, seçimleri vurdu.

OHAL diyorum, çünkü durum geçmiþteki OHAL’e oldukça benziyor. Mardin’de iki ay kadar bir süre seçim çalýþmasý yaptým. Benim için deðerli bir deneyimdi. Daha yazýlmayý ve anlatýlmayý bekliyor. Ama bu anlatýnýn ya da bu seçim hikayesinin ipuçlarýný yazýlarýmýn bir kýsmýnda vermeye çalýþtým. O yazýlarda Ahmet Taþgetiren dostumuzun bugün þikayet ettiði konulara deðindim. Baþlýklarýný sadece hatýrlatmak isterim, merak edenler, bakabilirler bu yazýlara:

- Mardin Kantonu’ndan Yazýyorum

- OLAÐANÜSTÜ HAL Rejimi sürüyor, ama baþka koþullarda

- Parke Taþý, Kaleþnikof ve Sandýða Dair Bir Kaç Söz

- Seçim Sahasýndan Bildiriyorum

- AK Parti’nin Kürt Adaylarý

- AK Parti 90’lý Yýllarýn HEP’i Gibi

- Barajý Aþmazsak Daða Çýkarýz

Bu yazýlarý okuyan herkes bölgedeki seçim ortamýnýn hiç de demokratik olmadýðýný, bir korku ve yýldýrma atmosferi içinde yaþandýðýný görebilir. Doðrusu bu yazýlar yayýnlandýklarýnda, epey ses getirecek, trafodaki kedileri diline dolayan bu medyamýz, ne oluyor diyecek diye düþünüyordum. Ama hiç de böyle bir þey olmadý. Muhalif medya deðil sadece ama iktidara yakýn olduðu söylenen medya da bu konuya gerekli önemi vermedi. Seçim bittiðinde baktým ki, evrak çantam, riskleri, ötekileþtirilmeyi, tehditleri göze alarak yanýmýzda duran  insanlara yazýlmýþ tehdit mektuplarýyla ve çocuðu daða kaçýrýlanlarýn yardým taleplerini ihtiva eden baþka  mektuplarla dolmuþ..

‘Sayýn Vekilim oðlum þu tarihte filancalar tarafýndan kaçýrýldý, takip ettik götürüldüðü kampý biliyoruz, bize yardýmcý olun ve oðlumuzu kurtarýn’ diyen mektuplar bunlar. Maalesef çaresiziz, bölgedeki Kürt siyasetçilerinden biriyle bu konuyu geçenlerde paylaþma fýrsatým oldu. Ne olacak diye sordum, yüzlerce çocuk. O da rahatsýzdý olup bitenlerden ne yüzlerce, binlerce çocuk var bu þekilde daða giden dedi.

Meclis’teki gidiþata göre belki þu mümkün olabilir diye düþünüyorum: Bir araþtýrma komisyonu kurulabilir. Seçim sonuçlarýný araþtýracak ama bununla da yetinmeyip, bölgedeki OHAL rejiminin ‘model’in nasýl iþlediðine ýþýk tutacak bir komisyon. Zaman zaman CHP ve HDP’nin dillendirdiði Hakikatleri Araþtýrma Komisyonuna da bir adým olur belki..