Ýki partinin oluþturduðu anayasa deðiþiklik taslaðýnýn Meclis’e sunulmasýyla Cumhurbaþkanlýðý sistemi için fiili süreç baþladý. Bundan sonra taslaða Ak Parti yanýnda MHP’nin de sahip çýkmasý beklenir. MHP’nin “parlamenter sistemi benimsiyoruz” yaklaþýmý, bu saatten sonra anlamýný yitiriyor.
Bu durumda sürecin taslaðýn Meclis’te kabulü, sonra halkoyuna sunulmasý merhaleleriyle devam edeceði belli. MHP, “Meclis’te ne yaparsak halk oylamasýnda da onu yaparýz” dediðine göre, halk oylamasýnda da Ak Parti - MHP iþbirliði olacaðýna kesin gözüyle bakýlabilir.
Sonuç ne olur?
Büyük ihtimalle taslak hem Meclis’ten geçer, hem halk oylamasýnda kabul görür.
Farklý kamuoyu yoklamalarý yapýlýyor, “Evet” oylarý genellikle yüzde 45-52 bandýnda görülüyor. Kabulün yükselen bir trend tarzýnda olduðu da anlaþýlýyor.
Kamuoyu yoklamalarý, Ak Parti içinde çok az, MHP içinde daha fazla ve CHP’de çok aðýrlýklý olarak “Hayýr”ý yansýtýyor.
Türkiye’nin, bu yeni sistemle siyasi yelpaze itibariyle çok farklý bir sürece girdiði de açýk.
Ak Parti bir yanda ve çok net. Cumhurbaþkaný seçilmesi neredeyse kat’i olan Tayyip Erdoðan liderliðinde bir ana akým oluþturacak.
CHP’nin de, sürece çok net muhalefetiyle karþýt bir ana akým olacaðý kuþkusuz.
HDP, veya o eksende oluþacak siyasi parti, büyük ihtimalle muhalefette yer alacak ve bir toplum kesimini etkileyecek.
Son operasyonlardan sonra bölge aðýrlýklý yeni bir temsiliyet ortaya çýkar mý, Hüda-Par, parlar mý bunlarý göreceðiz. Ve gelinen son noktada nasýl bir “Kürt siyasi temsili”nin ortaya çýkacaðý meçhuller arasýnda.
Bence en kritik konumda olan parti MHP.
MHP, yaþanan süreçte herhangi bir muhalefet partisinden çok farklý ve çok etkin bir rol üstlendi. Bunun adý, deðiþimin altýna atýlan imzadýr. Taslaða da, yeni yapýlanmaya da sahip çýkmamak ancak üstlendiði rolün görülmesini istememek gibi bir durum olur ki, bu gerçekçi deðildir. MHP Ak Parti ile bütünleþik bir tavýr sergilemiþtir.
Bu tavrýn pozitif bir tercih olduðu kanaatinin MHP’de hakim olduðu anlaþýlýyor. Ak Parti - MHP zemininde de olumlu karþýlanan bir tavýrdýr bu.
Ama iki ayrý partiden ve onlarýn seçimlere gireceðinden, halktan ayrý ayrý oy isteyeceðinden bahsettiðimizde nasýl bir durum ortaya çýkacak, sorusu ister istemez akla geliyor.
Baþkanlýk sistemlerinin iki partili yapýya götürdüðü gibi yaygýn bir kanaat var.
Baþkan seçilenin partisi, seçilemeyenin partisi. Ýktidar ve muhalefet ya da.
Þöyle bir genel siyasi tespit var: MHP’nin Orta Anadolu ve Karadeniz oylarý, genelde Ak Parti ile geçiþlidir, Ege - Trakya oylarý ise CHP ile... Tersi de söz konusu: Ak Parti’nin Orta Anadolu ve Karadeniz oylarý ile, CHP’nin Ege - Trakya oylarý MHP ile geçiþlidir.
Soru þu: Baþkanlýk seçiminde MHP oylarý nerede hangi adaya akar, kendi adayýný gösterir mi, kendi adayý oy alabilir mi? Oylarý bir yerde Ak Parti’ye, baþka yerde CHP’ye akarsa ondan sonra MHP nasýl bir sosyal karþýlýða tekabül eder?
CHP’ye bakarsak... CHP’nin yeni oluþuma muhalefeti kesin. Bunun için kendisine bir toplumsal karþýlýk hesabý yaptýðý da açýk. Ne okunuyor? CHP, bütün toplumsal muhalefeti kendi çizgisinde toplama çabasýnda. Baþkanlýða destek yüzde 45-55 arasýnda salýnacaðýna göre, desteklerin karþýsýndaki oyu kendi bünyesinde toplayacaðýný hesap ediyor, bu hesaptan henüz, bir baþkan çýkarma ihtimali gözükmüyorsa da, CHP’nin bir sýçrama arayýþýnda olduðu tahmin edilebilir.
Ýki husus daha var: Bir, Doðu - Güneydoðu’da yapýlan operasyonlarýn Kürt oylarýna etkisi... Ýki FETÖ operasyonlarýnýn, baðlantýlý alanlarda oluþturacaðý yansýma... CHP’nin her iki alana uzanmaya çalýþtýðý açýk... Nasýl sonuç alýr, bilemiyoruz.
Siyasette iki kere iki kaç eder? Kim kiminle toplanýr, kim kimden kopar? Cevabý o kadar zor ki...
......
Bu gece veladet-i Nebi’yi (s.a.v.) idrak ediyoruz. Ýnsanlýk için kutlu olsun.