İki perdeli oyun

Fenerbahçe maçın ilk yarım saati itibariyle akıllara durgunluk verecek, her hattı ile öylesine kötü bir futbol sergiledi ki taraflı tarafsız her seyredeni şaşkınlığa uğrattı. Aytemiz Alanyaspor, Fernandes ile maçın hemen başında bulduğu golle öne geçti. Bu gol Fenerbahçe adına kötü sinyallerin habercisi gibi geldi bize.

Sonrasında Vagner Love ile gelen ikinci Alanya golünde maçın dakikaları 15’leri gösteriyordu. Bu iki Alanya golünden sonra ‘Fenerbahe hezimete mi koşuyor?’ diye düşünen olduk. Sonra sihirli bir değnek devreye girdi sanki. Alanya’dan Omerou, Fenerbahçe’nin yapamadığını yapıp, kendi kalesine gol atarak durumu 2-1’e getirdi. Lens’in geliştirdiği atakta Fernandao’ya ‘Al at’ pası golle değerlenince maç eşitlenen duruma geldi.

İkinci yarı bu kez de Fenerbahçe’nin en yanlış oynayanı Ozan Tufan’ın en doğru yaptığı gol pasında Aatıf üçüncü golü attı. Sonra Fenerbahçe maç ağırlığını koymaya başladı.

Eğer Fenerbahçe büyük takımsa ilk önce tedbirili, takım savunmasına sahip, hücum bölgelerinde maç başlar paşlamaz pozisyonlar üreten olmalıdır derim. Kalesinde gördükleri golden sonra rakip takımın bir oyuncusunun kendi kalesine attığı golle dirilişe geçiyorsa, böylesine şansla, kısmetle her zaman maç kazanmak mucizelere kalır.

Aytemiz Alanyaspor maça o kadar iyi başladı ki daha ilk çeyrekte iki golle üstünlük sağlamış oldu. Ondan sonra tedbiri elden niye bırakır? Kendi evinde oynamasına rağmen seyirci desteğini de arkasına almasına rağmen böylesine bir skorla karşı karşıya kalıyorsa o zaman kendi şapkalarını önlerine koyup iyi düşünmeleri gerekir. Sen koskoca Fenerbahçe karşısında 2 golle öne geçeceksin, sonra tedbiri terkedip böylesine sıkıntılara düşeceksen, o zaman da o sıkıntılarla beraber yaşarsın.

Kısacası Fenerbahçe, ilk yarıda hüsran yaşattığı bir görüntüden sıyrılarak Aytemiz Alanyaspor deplasmanında üç puan ile ayrılıyorsa, ben de onlara “İlk yarı neredeydiniz?” diye sormak isterim.