İkimiz de 17 yaşındayız

Fransız sinemasının önde gelen aktrislerinden Sabine Azema, yönetmen eşi Alain Resnais’nin son yıllardaki bütün filmlerinde rol alan en gözde oyuncusu aynı zamanda... 92 yaşındaki Resnais’den hayranlıkla bahseden 64 yaşındaki Azema, hayata ve sanata karşı hiç bitmeyen coşkularını büyüme çağındaki gençlerin öğrenme hevesiyle kıyaslıyor.

Sabine Azema, Fransız sinemasının önemli oyuncularından biri ve sinemanın büyük ustası Alain Resnais’nin eşi... Fransız Sinema Akademisi’nin Cesar ödülünü iki kez kazanma, toplam beş kez de aday gösterilme onuruna erişen Azema, Resnais’nin son yıllardaki bütün filmlerinde de rol alan en gözde oyuncusu. 64. Berlin Film Festivali’nde yarışan Aimer, boire et chanter (Sevmek, İçmek ve Şarkı Söylemek) yine başarılı bir işbirliğine vesile oldu. Ünlü filmlerinden Smoking No Smoking/Sigara İçince İçmeyince’deki tarzını tekrar eden 92 yaşındaki Resnais Berlin’e gelemedi ama Azema ve diğer oyuncuları filmi hakkıyla temsil etti.

La Dentelliere/Dantelci Kız ile kariyerinde tırmanmaya başlayan Azema, Bertrand Tavernier, Bertrand Blier, Etienne Chatiliez gibi deneyimli yönetmenlerle de çalıştı ve çok başarılı oldu. Ama son yıllarda hep Resnais filmlerinde Andre Dussolier ve Pierre Arditi başta olmak üzere tanıdık bir ekiple bir araya geldi. Alan Ayckbourn’ın The Life of Riley/Riley’nin Hayatı adlı oyunundan uyarlanan Aimer, boire et chanter’ye de sirayet eden ekip ruhunu, çalışmanın perde arkasını ve arkadaşlık ilişkilerini sordum Azema’ya: “Alain Resnais bizi bir araya getiriyor. Oyuncuların çoğu elbette arkadaşlarımız. Ama değişik oyuncularla da iş yapıyoruz. Eski dostumuz Andre Dussolier ile yeniden buluşsak da bu filmde daha önce hiç çalışmadığımız Sandrine Kiberlaine ve Caroline Silhol de var. Alain Resnais sükunet ister; sette tartışmadan hoşlanmaz. Arkadaşça ve uyumlu çalışmayı tercih eder. Hepimiz bundan gurur duyarız. Bir festivale gidince dostlarımla yeniden bir araya geleceğim için memnun olurum çünkü iki ay yoğun çalışıp bir aile gibi olup sonra kendi yolumuza gidiyoruz. Bu da biraz üzücü. Ayrıcalıklıyız, Alain ile bu şekilde film çevirebildiğimiz için. Yoğunluk hayatımıza anlam katıyor.”

ARKADAŞIZ AMA YARIŞIYORUZ

Azema “Oyuncu olmayı tarif etmek çok zor” diyor: “Ne güzel film çeviriyorlar, tatildeymiş gibi eğleniyorlar diye düşünebilirsiniz ama öyle değil, bu bir meslek! Nihayetinde topluluk içindeyiz. Karışık ve karmaşık bir durumdur. Oyunculuk yetenek ve beceri gerektirir. Yalnızız! Bir topluluk içinde olsak da yalnızız! Herkes kendi cephesini savunur. Her ne kadar yoldaş da olsak herkes kendi için varolur. Olimpiyatları andırıyor biraz: Merhaba, arkadaşız ama hepimiz yarışıyoruz! Herkes kendi alanına sahip çıkar... Kişiliklerimiz farklı.”

Alain Resnais ile bunca yıllık özel ve mesleki birliktelik sonrasında nasıl çalıştıkları elbette öncelikli merak konumuzdu: “Alain Resnais’yi şaşırtmak çok hoşuma gider. Ama en çok hoşuma giden öncelikle kendimi şaşırtmaktır! Ah nasıl yaptım bunu demeliyim kendi kendime! Bana güvendiğini bilirim, bu yüzden önce kendimi şaşırtmaya çalışırım ki onu da şaşırtabileyim! Oyuncu olmak öncelikle cesaret etmek demektir! Alain ile daha cesur olabiliyorum. Çünkü beni tanıyor, niteliklerimi, zaaflarımı biliyor. Ona ne sunarsam sunayım beni aşağılamayacağını biliyorum. Sizi ve kişiliğinizi takdir eden insanlar cesaret verir çünkü hata yapmaktan korkmazsınız.”   

ÖNCE ONU ANLATIYOR

Azema, Resnais’den hayranlıkla bahsediyor; kendinden önce onu anlatıyor. Söz ona gelince coşkuyla konuşup susmak bilmiyor! 92 yaşındaki Resnais’nin hala çok enerjik olduğunu, her sabah yeni fikirlerle uyandığını, başkalarının yaptığı işlere ilgi duyan hakiki bir entelektüel olduğunu söylüyor: “Sinemaya gittiğimiz zaman kesinlikle fısıldaşmaz, çerez yemez. Bazen o son yazısı perdede çıktığı zaman gözlerinin dolduğunu fark ederim. Başkalarının yaptığı iyi bir işi böylesine takdir edebilecek kadar duygusaldır.” Onun nükteli kişiliğini de İngiltere’nin Yorkshire bölgesinde geçen filmin bazı sahnelerinde topraktan kafasını çıkarıp bir duygusal karmaşa içindeki karakterlere bakan kukla animasyon köstebek aracılığıyla vurguluyor: “Herkesi izleyen o muzip köstebek Alain Resnais!”

64 yaşındaki Azema, hayata ve sanata karşı hiç bitmeyen coşkularını da büyüme çağındaki gençlerin öğrenme hevesiyle kıyaslıyor. “Bu bağlamda ikimiz de aynı yaştayız, 17 yaşındayız!” Bu büyük ustanın sinemasının esasını da iyi ifade ediyor:  “Alain Resnais sinemada zamanı yapı   söküme uğratan yönetmendir. Tıpkı belleğimiz gibi çalışırız. Anılarımızı zihinlerimizde hep yeniden kurgularız. Ben de onun bu şekilde zamanı desenkronize etmesinden hep çok etkilenmişimdir. Tabii hayat ve ölümden söz eder her filminde. Bu da zamanın esasıdır. Onun sinemasındaki modernist yaklaşımın esası budur. Eminim siz bunu benden iyi biliyor ve anlıyorsunuz.”