Çanakkale’de devam eden Adalet Kurultayý’nda bazý CHP’lilerin içki içip dans ederken çektikleri videonun sosyal medyada paylaþýlmasý üzerine parti karýþtý.. Parti sözcüsü, yaþanan hadisenin bir tertip, bir tiyatro olduðunu söyleyerek sanki o videonun partileriyle alakasý olmayan kiþilerce çekildiðini ima etti.. Fakat ardýndan görüntüye yansýyan 3 kiþinin partiden ihraç edileceði duyuruldu.. Yani meselenin tiyatro olmadýðý anlaþýldý.. Öyle ya, eðer bu içki içip göbek atma iþi gerçek deðilse, kurguysa.. Niye atýyorsunuz o üç kiþiyi partiden?.. Diðer yandan, üzerinde ‘adalet’ yazan parti minibüsü dolaþýyor etkinlik ve kamp alanýnda.. Minibüsteki kýz anons ediyor; “.. lütfen kamp alanýnda alkollü içecekleri tüketmeyin..” diye.. Yani CHP, meselenin kurumsal olarak farkýnda.. Ve kepazeliðin ayyuka çýkmamasý için önlem almaya çalýþýyor.. Hiç kimse kusura bakmasýn bu ikinci ‘Kadeþ Rezaleti’dir.. CHP, bu iðrenç tabloyla yüzleþip, aziz þehitlerimize yapýlan bu saygýsýzlýktan dolayý Yüce Türk milletinden özür dilemelidir.. Bakýn üzerinden neredeyse geçti 55 yýl.. ‘Utanç Gemisi’nde yaþananlar için kimse tek kelime bile etmiyor.. Neydi Kadeþ rezaleti, bir kýsa özet geçelim isterseniz.. 18 Mart 1962… 27 Mayýs rejimi.. ‘Gençliði Çanakkale'yle Buluþturma Gezisi’ adý altýnda bir etkinlik tertipleniyor.. Bin kadar genç ‘Kadeþ’ gemisine bindiriliyor.. Ýstanbul’dan yola çýkan gemi, Çanakkale’ye geldiðinde bir bakýyorlar ki, bütün gençler zil zurna sarhoþ.. Etkinliðe katýlacak kimse yok.. Dönüþ yolu ise daha beter… Millî Yol dergisinin 30 Mart 1962 tarihli sayýsýnda, bir görgü tanýðý yaþananlarý þöyle anlatmýþtý; "Gemi hareket eder etmez herkes içki içmeye baþladý.. Erkeklerin özellikle kýzlarý sarhoþ etmeye çalýþtýklarý belli oluyordu. Sarhoþ olan kýzlar, bir süre dans ettikten sonra erkekler tarafýndan dýþarý çýkarýlýyor ve karanlýk bir yerlere götürülüyor, daha sonra beraberce dönüyorlardý.. Kendilerine karýþmak isteyen birkaç görevliye, ‘Biz Atatürk'ün yolundayýz, bize kimse karýþamaz' diye karþýlýk veriyorlardý.. Üç genç kýz bekaretini yitirmiþ, evlerine aðlayarak dönmüþlerdi…” Þimdi bu kepazelik, CHP’nin tarihinde utanç vesikasý olarak durmaya devam ederken, Adalet Kurultayý için yüzleþme beklemek herhalde çok akýlcý olmayacak..
Avrupa’da yapamazsýnýz!
Edirne’nin Avrupa’ya açýlan en büyük sýnýr kapýsý Kapýkule’de araç kuyruðunda bekleyen gurbetçilerin çevreye attýðý çöpleri görmüþsünüzdür.. Gurbetçilerin kuyrukta beklerken tükettiði su ve hazýr gýdalarýn ambalajlarý yol kenarýný adeta çöplüðe çevirmiþ durumda.. Televizyon programýmda bu fotoðrafý gösterip; “Bunu Avrupa’da yapamazsýnýz” dediðimde içlerinden bazýlarý bana tepki gösterdi.. “Orada o yoðunluðu gören ve önlem almayan Edirne Belediyesi’ne de iki çift lafýnýz olacak mý?” diye sordu gurbetçiler.. Bu rezilliðin gerekçesi olamaz elbette ama yerel yönetimin de önlem almasý elbette gerekirdi..
Gidelim ve alalým kardeþlerimizi
Akit gazetesinden Osman Atalay dünkü yazýsýnda “yaþanan drama seyirci kalmayalým” derken yapýlacak aksiyonu da tarif etti.. “bu insanlarý öldürülmeyecekleri bir ülkeye taþýyacak kudrete sahibiz”.. Osman Atalay’ýn bahsettiði 1 milyon Müslüman, pek âlâ kontrollü bir þekilde 6 ayrý ülkeye pay edilerek kabul edilebilir.. Türkiye tarihsel sorumluluðu gereði bunu yapabilecek konumdadýr.. Gidelim ve alalým kardeþlerimizi.. Yarýn çok geç olmadan..