Ýlk önce futbol adýna, fair-play anlayýþýný öne koyarak tüm Fenerbahçeliler ezeli rakipleri Beþiktaþ’ýn þampiyonluðunu isteseler de istemeseler de kutlamak zorundadýr. Hani geçmiþten kalma bir atasözü vardýr: Bükemediðin bileði öpeceksin.
Fenerbahçe’nin geneline bakacak olursak; futbol takýmý, beklenen þampiyonluða uygun bir teknik kadroya sahip olmadýðý için sonuç hüsran oldu. Þimdi Pereira ortaya çýkýyor, “Türk futbolunu tanýdým. 1 sezonluk daha sözleþmem var. Baþkan ile konuþacaðým” diyor. Ýyi tamam sen Türk futbolunu tanýmasýna tanýmýþ olabilirsin ama futbolcular seni tanýyamadý. Tanýyana kadar da atý alan Üsküdar’ý geçmiþ oldu!
Þimdi Aziz Yýldýrým çok da haksýz deðil. Sezon baþýnda çok kuvvetli kadro kurarak Peerira’ya teslim etti. Ve “bu takýmý artýk þampiyon yap” dedi. Ama teknik düþüncesini takýmdaþ olarak yerli yerine oturtamadýðý için bireysel yeteneklere teslim etti. Kimdi bu bireysel yetenekler? Baþta Van Persie. Sonra Nani, eski gol kralý Fernandao ve Souza. Ama bu starlar bekleneni veremedikleri için bu sonuca katlanmak zorunda kaldýlar. Son dönemlerde kaybedilen puanlar da acý sonu getirdi. Örneðin Osmanlýspor ve Konya maçlarý...
Kaleci Volkan kaptan olarak her maçtan sonra “Mutlaka þampiyon olacaðýz” umutlarýný vererek hem kendini yanýlttý, hem de taraftarlarý karalara baðlamayý öngördü. Yani kýsacasý evdeki hesap çarþýya uymadý.
Son yýllara bakýyorum, Fenerbahçe þampiyonluk adýna finali iyi bitiremiyor. Hep ikinci oluyor. Bu makus talihi “bir maymuncukla açýp da þampiyon nasýl oluruz” diye kimse düþünemiyor. Arada bir Yýldýrým devreye giriyor, teknik direktörler suskunluða gömülüyor. Böyle çift baþlýlýkla sonucu elde etmek ancak mucizelere kalýyor. Bu kez o mucize de gerçekleþmedi. Basketbolda Avrupa þampiyonu olmak için önemli lobiye sahip olmak lazým. Fenerbahçe futbolda Braga karþýsýnda, hakem kararlarýyla yenildi. CSKA karþýsýnda da basketbol takýmýmýz ayný þekilde hakemlerin kararlarýna mahkum kaldý. Ve onda da ikincilikte kaldý. Demek ki ikincilik Fenerbahçe’nin vazgeçilmez kaderi oldu.