İkiyüzlü Demirtaş’ın çirkin halleri

HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş ne zaman Amerika’dan dönse bir “icat” çıkarıyor. “Seni Başkan yaptırmayacağız” sözünden önce de, Kobani bahanesiyle “Sokağa çıkın” çağrısı yaptığı ve 6, 7, 8, Ekim’de 52 insanın hayatını kaybettiği dönemde de Amerika’yı turlamıştı. Amerika’ya gidip akıl hocalarından aldığı suflelerle gelipTürkiye’nin içini zehirliyor.

Son mahareti, “Siz kimi nereden süpürüyorsunuz. Siz ancak bu toprakların kanalizasyonunu temizlersiniz” diye bir cümle kurup, “hendekleri” övdü, “öz yönetim, özerklik” dedi!

Dahası, “Bu direnişi (YDG-H’lı katilleri kast ederek) ortaya koyan herkese partim adına teşekkürlerimi sunuyorum”diyerek HDP’yi büsbütün PKK çizgisine çekti. (Bakalım bazı HDP’liler bu çıkıştan sonra nasıl pozisyon alacak?)

Demirtaş birkaç gün önce de “Partimizde Erdoğan sevdalıları var o yüzden şimdi eski milletvekili oldular” gibi abuk bir cümle ile HDP içine de hamle yapmıştı.

Rojava romantizmi maskesi altında 300 bin mütedeyyin Kürt’ü, Barzani bölgesine süren PYD’liler, ne bölgedekiAraplara ne Türkmenlere yaşam hakkı tanımıştı. Türkiye uzantısı PKK terör örgütü de bugün “öz yönetim” kisvesi altında hendek siyaseti ile şehirleri kana buluyor. O çatışmadan kaçan bölge halkını da “giderseniz dönemezsiniz” diye tehdit ediyor. PKK/HDP çizgisi sözüm ona “halkımız” dedikleri insanları alenen tehdit ediyor. Bugün itibariyle Türkiye içinde 300 bine yakın muhacir oluştu.

Hendek kazıp polis, asker şehit eden şehir eşkıyalarına destekse Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen HDP’den geliyor. Hem de devlete ağız dolusu hakaretler eşliğinde. “Kanalizasyon temizlersiniz” diyen eş başkan bir süre önce de Türkiye’nin Suriye’deki kırmızı çizgisi Fırat’ın batısıyla ilgili “PYD Fırat’ın batısına geçecek sen de mal mal bakacaksın” diye terbiyesizce cümleler kurmuştu.

Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. HDP’nin legal siyaset içerisinde TBMM çatısı altında söz söylemesinden yana olanlardanım. Parti kapatmalara karşıyım. Lakin siyasetin irtifasını aşağıya çeken… Dahası milletin arasına nifak tohumu atan ve ayrılıkçı bir tutum sergileyenlerin mutlaka cezalandırılması gerekmiyor mu?

7 Haziran sürecinde Batı’da demokrat, Doğu’da hegemonik bir görüntü ile ikiyüzlü siyasete imza atan Demirtaş, 1 Kasım’dan sonra çirkin yüzünü göstermiştir.

Bu gerçek yüzüdür!

Terörden kaçanlara yardım için seferber olalım

PKK terör örgütü, çatışmalardan kaçan ailelerin evlerini yakıyor, yıkıyor el koyuyor! Çatışmalardan kaçan insanlarımız kış günü evinden barkından toprağından kopuyor… Terör örgütünün hiçbir “kutsalı kalmamış” ergen arsızları yüzünden Sur’da, Cizre’de, Silopi’de, Nusaybin’de masum insanlar acı çekiyor.

İşte böyle bir ortamda… Örgüt tarafından evsiz, yurtsuz bırakılanlara…

Evleri ateşe verilenlere…

Türkiye içinde muhacir olanlara…  Elimizi uzatmamız gerekiyor.

Türkiye dünyanın çatışma ortamlarında, yoksulluk içindeki nice mazlumlara sivil toplum kuruluşları eliyle şefkat elini uzan bir devlet. Hayırsever milletimizin birer temsilcisi olarak dünyanın öbür ucundaki mazluma ulaşan birçok sivil toplum kuruluşumuz var.

Yanı başımızdaki Suriye’ye, Irak’a, Filistin’e… Uzaklardaki Somali’ye, Arakan’a, Açe’ye yardıma koşan sivil toplum kuruluşlarımızın bugün de Doğu ve Güneydoğu’da terör örgütü yüzünden evinden barkından ayrılanlara kucak açması gerekiyor.

Bana ulaşan haberlere göre Kızılay gibi, İHH gibi, Deniz Feneri gibi sivil toplum kuruluşlarımız harekete geçmiş durumda.

Sivil toplum kuruluşlarının çok daha belirgin şekilde bugün evsiz yurtsuz kalmış Kürt kardeşlerimize sahip çıkmaya çağırıyorum.

Haydi dünyanın öbür ucuna uzanan elimizi, bu kez yüreğimizin sağ alt köşesine uzatalım!

Lider 'hareket'e yine yeniden istikamet veriyor

“Benim yetkimi anayasa belirliyor ama sorumluluğum milletedir” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde“hukuken sorumluluk” cümlesi üzerinden yürüyen tartışmaya kendi perspektifini yansıtmış oldu. Dahası “Başkanlık ve yeni anayasa” tartışmalarında meselenin “kişisel” olmadığını gösteren son derece radikal bir öneri daha sundu. Erdoğan, “Anayasa ile başkanlığı ayrı ayrı referanduma götürelim” dedi.

Ak Parti’nin bir “hareket” olduğunu bilirsek ve bu hareketin liderliği konusunda Erdoğan ismi üzerinde mutabakatın farkındaysak… 1 Kasım seçimleri neticesine göre liderin harekete yine yeniden bir istikamet verdiği açık!

Bu istikamet “Yeni anayasa ve başkanlık tartışması”nı gündemde tutmak ve neticelendirmektir