Köþeye sýkýþýnca, “Halkýn 15 Temmuz”u, “Sarayýn 15 Temmuz’u” diye saçmalamaya baþladýlar...
Kamuoyu araþtýrmalarýna göre halk “kontrollü darbe” sözüne itibar etmiyor. Yani, Kemal Kýlýçdaroðlu ve “kontrollü darbe” diye sayýklayan yancýlarý inandýrýcý bulunmuyor.
Ne yapsýnlar?
Kývýrmaya, “Biz o anlamda söylemedik...” demeye baþladýlar.
Hangi anlamda söylediniz?
Efendim, “kontrollü darbe” derken Sarayýn 15 Temmuz’unu iþaret ediyorlarmýþ. Halka yönelik bir söz deðilmiþ o... Hatta halkýn gösterdiði kahramanlýða saygý duyuyorlarmýþ.
Peki, halk size saygý duyuyor mu?
Kemal Kýlýçdaroðlu, önceki gün, bazý gazetelerin Ankara temsilcilerini topladý ve onlara “savunmasýný” verdi.
Bilerek “savunma” diyorum. Çünkü konuþmasýndaki saçmalama oraný ve dozu, açýklamalarýna “savunma” havasý veriyordu...
MÝT TIR’larýyla ilgili görüntülerin Enis Berberoðlu’nun eline nasýl geçtiðini bilmiyormuþ...
Kendisi de vermemiþ... Bunu diyenler belgesini ortaya koymalýymýþlar...
Peki, sen hangi belgeye dayanarak iki yýldýr olmadýk iddialarda ve iftiralarda bulunuyorsun? 180 AK Parti milletvekilinde ByLock olduðunu iddia etmiþtin. Bu iddianý gerekçelendirdin mi? Ortaya herhangi bir belge koyabildin mi?
Efendim, o süreçte bütün gazeteleri ziyaret etmiþler.
Ekrem Dumanlý’yla bu çerçevede görüþmüþler.
Baþkalarý görüþtüðünde bir þey olmuyormuþ da, kendisi görüþünce niçin sorun oluyormuþ?
Hayýr, o süreçte bütün gazeteleri ziyaret etmediniz.
Mesela, düþünce özgürlüðü savunucusu Gürsel Tekin’in “8 Haziran sabahý hepsine el koyacaðýz” dediði hiçbir gazeteye gitmediniz.
Gitmediðiniz gibi, “yandaþ” tavsif ettiðiniz hiçbir yayýn kuruluþunun davetine icabet etmediniz... Üstelik “Bizi çaðýrmýyorlar, söz hakký vermiyorlar” dediðiniz halde çaðýrdýlar ama utanmadan “davet almamýþ gibi” yaptýnýz.
Kaldý ki, Ekrem Dumanlý’yla baþkalarý görüþtüðünde de sorun oluyordu. “Sorunsuz” addedildiði dönemlerde kapýsýný çalmadýðýnýz Zaman gazetesine, “bir terör örgütünün yayýn organý” olduðu tescillendikten sonra gittiniz.
Efendim, Enis Berberoðlu, casus olamazmýþ... “Kozmik odayý terör örgütüne açanlar” kimlerse, casus onlarmýþ.
Ýyi hoþ da, “kozmik odaya sokulmayacak kadar tehlikeli” gördüðünüz bu örgütün gazete ve televizyonlarýnda sizin ne iþiniz vardý?
Neden her akþam Samanyolu kanallarýnda boy gösterdiniz?
Neden bütün toplantýlarýnýza ve gezilerinize örgüt gazetecilerini dahil ettiniz?
Neden yýllarca elinizde tapeyle dolaþtýnýz ve bir de bu tapeler üzerine siyaset bina ettiniz?
Neden “tape yayýncýsý” Eren Erdem’i TBMM çatýsý altýnda korumaya aldýnýz?
Madem veremeyeceðiniz hiçbir hesabýnýz yok, bir casusluk davasýnýn en önemli cüzünü oluþturan görüntüler ve kirli malzemeler ne arýyordu partinizde?
Kim verdi bu görüntüleri?
Size kim izletti? “Ben de seyrettim” demiþtiniz
Ekrem Dumanlý’yla görüþmenizde mi izlettiler?
Ýzletenler yine maskeli miydiler?
Her “maskeliyim” diyen partinizin kapýsýndan elini kolunu sallayarak girebiliyor mu?
Enis Berberoðlu bir “casusluk davasý”nýn sanýðý deðilse, Grup Baþkanvekiliniz Engin Altay’ýn açýklamalarýný nereye koyacaksýnýz?
Buyuruyordu ki Engin Altay, “Deðerli basýn mensuplarý, bugün görüþülen dosya Recep Tayyip Erdoðan'ýn uluslararasý mahkemelerde savaþ suçlusu olarak yargýlanmasýnýn ana zeminini oluþturan dosyadýr. Gün gelecek, bu evraklar, bu dosyalar nedeniyle Recep Tayyip Erdoðan, uluslararasý mahkemelerde savaþ suçlusu olarak yargýlanacaktýr. Bugün itibarýyla Recep Tayyip Erdoðan'ýn 'Onu öyle býrakmam' ifadesi gerçek oldu. Ama Recep Tayyip Erdoðan þunu unutmasýn, CHP bu yaptýklarýný onun yanýna býrakmayacaktýr.”
Bunu nasýl tevil edeceksiniz?
Hâlâ böyle mi düþünüyorsunuz?
Bütün motivasyonunuz, Enis Berberoðlu’nun temin ettiði görüntülerle, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý uluslararasý mahkemelerde “savaþ suçlusu” olarak yargýlatmak mý?
Bu mu?
Niyetinizin ne olduðunu biliyoruz da... Bu soruya vereceðiniz cevap, ayrýca, “týynetinizi” ele verecektir!