CHP neden hemen hemen girdiði her seçimden yenik çýkar? Çünkü CHP hep “devletle” ortaktýr; asla “milletle” deðil! Prof. Zafer Toprak, “CHP toplumdaki olgulara, deðiþim ve geliþmelere toplumsal açýdan deðil ideolojik açýdan bakar. Yani CHP toplumu anlamak yerine, toplumu terbiye etmeyi tercih eder.” derken, partinin sür-git halktan çekindiðini böylece de aradaki mesafenin kapatýlamadýðýný vurguluyor. Mustafa Kartoðlu bir yazýsýnda CHP’nin salt parti gücünden deðil, ayný zamanda Silahlý Kuvvetler, yüksek yargý, yüksek bürokrasi, medya ve iþ dünyasýndan oluþan bir koalisyonun lokomotifi olduðunu belirtmiþti. Çok doðrudur. Bu gerçeði Gezi olaylarý sý rasýnda da gördük, 17 Aralýk sürecinde de. Ancak 2007 yýlýnda 367 saçmalýðýný kabul ettirirken lokomotif tam gaz ilerliyordu. Ya bu gün? TSK, CHP’nin müttefiki deðil artýk. Ýþ Dünyasý derken hep Ýstanbul Dükalýðýnýn egemenlerinden söz ederdik. Günümüzdeyse Anadolu’nun çeþitli kentlerinde hem çok ciddi bir sermaye birikimi hem de CHP’yle ayný çizgiye teðet dahi geçmeyecek bir iþ adamlarý evreni var. Yani CHP bundan böyle herhangi bir konuda sonuç almak istiyorsa, milletin oylarýyla seçilip iktidar olmak zorundadýr! CHP ister deðiþsin ister deðiþmesin, onu ayakta tutan ittifak düzeni, bir araya gelmemek üzere, daðýlmýþtýr. Bundan böyle CHP halk için ve halkla birlikte siyaset yapmak zorundadýr.
Yapmadýðý sürece marjinal bir siyasi kuruluþ olarak, kör topal yoluna devam edecektir.
Herkes saðcý olabilir mi
Olabilir. Türkiye’de bütün partiler saðcýdýr gerçekte. Solcuymuþ gibi yapanlar vardýr tabi. Atatürk’ü “solcu” diye yutturmak isteyenler gibi. Hele de CHP’yi “sosyal demokrat” diye pazarlayanlar yok mu? CHP devletçidir arkadaþ düpedüz devletçi. CHP sözlüðünde halk, millet yoktur varsa yoksa devlet de devlet. Ama düþlediði devlet veren deðil alan devlettir. Koruyan, yurttaþýna þefkatle yaklaþan deðil hort zortla önüne katýp gütmek isteyen bir devlet.
CHP devletin resmi söylemlerini sürdürmek amacýyla kurulmuþtur. Dünyada bu fikirle kurulmuþ bir tek solcu parti yoktur! TÝP ya da TKP de solcu deðil, milliyetçi, Kemalist ve muhafazakardý. TKP komünist olduðunu söyleyip Sovyetleri örnek gösterdi hep. Ancak Sovyetler’de var olan düzen, bürokrasi diktatörlüðüydü; o kadar!
Nereden çýktý saðcý-solcu tartýþmasý
Bunun temeli 1789 Fransýz devrimine uzanýr. Yani CHP’yle hiç ilgisi yoktur. Hani Çanakkale zaferini Cumhuriyet’in içine dahil etmek isteyen kafa var ya hem cahil hem küstah, iþte o kafa hem yalancýdýr hem de halktan kopuk! Neyse biz dönelim saðcý-solcu kavramlarýna. Devrim öncesi Fransa’da sýnýflar arasýnda uçurumlar vardý. Ruhban sýnýfý ve soylular ve halk sýnýfý. Bu sýnýflarýn üyeleri Fransa Sýnýflar Meclisi’nde temsil edilirdi. Halk temsilcileri solda, soylularla ruhban sýnýf saðda otururdu. Devrimden sonra 1791’de toplanan Kurucu Meclis’te de bu oturma düzeni devam edince saðcý-solcu ayýrýmýnýn ideolojik temelleri oluþtu. Ýþte sol-sað ayrýmýnýn tarihçesi budur. Kim nerede oturacak muhabbeti!
(Meraklýsýna Not: Murat Erdin’in CHP Nasýl Kazanýr adlý kitabýný mutlakla alýn, okuyun.)