Ýnsanlar da, oluþturduklarý kurumlar, devletler de her aþamada testlerden geçer.
- Hayata, ‘çok zeki amcasý/teyzesi’ diye baþlayan çocukluðumuz, okulda derslerle test edilir;
- Gençlikte duygu derinliðimiz dostluklarla, ‘aþk’larla...
- ‘Deli’kanlýlýðýmýz sorumluluk makamlarýna geldiðimizde;
- Eli açýklýðýmýz, tevazumuz, güç ve varlýk sahibi olduðumuzda;
- ‘Dinlemesini bilen’ olmanýn övgüsü, konuþma sýrasý geldiðinde...
Uzatmak mümkün...
Herkes hangi testlerden sonra nerede olduðunu kendisi hesaplayabilir.
Her testin ‘mali ve vicdani maliyetini’ çýkarabilir.
Var olan durumunu ‘haklýlaþtýrma’ adaletsizliðine düþmeden...
Adalet, gelecek testlerde baþarý fýrsatý sunar.
***
- Türkiye’nin ‘genç demokrasisi’ de 1950’lerden sonra darbelerle test edildi.
- ‘Darbeli demokrasisi’ ise ‘vesayetçi demokrasi’ ile...
- Tarihsel hoþgörüsü, farklýlýklarýn kardeþçe yaþadýðý toplum yapýsý ise ideolojik, dini ve etnik çatýþmalarla test edildi;
- Vesayetçi demokrasi Avrupa Birliði kriterleriyle...
Belki ilk kez o testten ‘bütünleme’ sonucu çýkardýk; dersimize çalýþmaya baþladýk.
Ve karþýmýza önceki testlerin ‘maliyeti’ çýktý.
Parasal ve demokratik maliyeti yeni bir Türkiye inþa edebilirdi.
Bu yeniden kazanýlabilirdi; kazanýlmaya baþlandý da...
Ama daraðaçlarýnda, iþkence hücrelerinde, yerin yedi kat altýnda, daðlarýn baþýnda, sokak ortasýnda kaybolan insani ve vicdani maliyetinin telafisi imkansýzdý.
Ancak ‘yeniden olmamasý’ saðlanabilirdi...
***
Ýþte þimdi, son birkaç yýldýr Türkiye demokrasisi ve ‘Yeni Türkiye’ düþüncesi yeni bir testten geçiyor.
Bu testin içinde ‘ileri demokrasi’nin de ötesinde ‘ileri demokrasiye bin yýllýk Türk-Ýslam-Anadolu katkýsý’, hukuk, sosyal yapý, eðitim, kültür, ekonomi ve çalýþma hayatýnda ‘kurallý bir Türkiye geleneði’ oluþturmak da var.
Bu öncelikle ‘zihniyet’ meselesi.
Ýleri demokrasi de, diðer geliþmiþ yapýlar da sadece demokrasi paketleriyle, hukuk reformlarýyla gelmiyor; ‘kurallar ithal etmekle’ olmuyor.
Bunu baþaramamanýn maliyetini düþünmek bile korkutucu; örneklerini son bir yýldýr sokaklarda, siyasette yaþadýk.
Son olarak Soma’da...
Baþarýsýzlýðýn ‘ödenemez maliyeti’ yerine, baþarmanýn ‘harcanabilir maliyeti’ni göze almamýz gerekiyor.
***
Soma’dan;
- Ýþ güvenliðini saðlama, denetleme kurallarý ve uygulamalarý gözden geçirilmeli; ‘masraf’tan kaçýnmadan yenilenmeli;
- 5 yýl saklama ömrü bulunan gaz maskelerini ‘kullanýlmadý’ diye depoda tutarak 100 TL maliyetten kaçarsanýz;
- Daha çok üretim ve kar hedefine karþýlýk, daha çok önleme, koruma ve kurtarma maliyetine katlanmazsanýz;
- Denetleme için düþük maaþlý, yetersiz eðitimli ve az sayýda uzmanla çok iþe az zaman ayýrýrsanýz;
- Sendikanýz, iþçiden aldýðý aidatý iþçi haklarý ve güvenliði için eðitim-denetleme ekipleri yerine ‘aðalýk hakký’ olarak ceplerine atar; üstüne de patronla iþbirliði yaparsa;
Karþýnýza ‘301 ödenemez hesap’ çýkar...
Devlet kurumlarý, iþveren örgütleri, sendikalar, sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler, ‘siyasi hesap görme’ hedefi gütmeden Soma’da verilen sözlerin, yapýlmasý gerekenlerin takipçisi olmalý.
- Devlet ve iþveren iþ güvenliði maliyetinin bütçeye, kömüre getireceði maliyete;
- Sendika, iþçi eðitimi ve iþ güvenliðini denetleme, madencilik ve iþ güvenliði teknolojisi/kurallarýna iliþkin geliþmeleri takip etmenin, uygulatmanýn maliyetine;
- STK’lar, partiler, medya sosyal ve mesleki sorumluluklarýnýn gereði olan ‘ilgi’nin maliyetine;
- Ve bizzat tek tek vatandaþlar olarak, bütün bunlarýn olup olmadýðýný takip ‘zahmetine’ ve çocuklarýmýzý ýsýtan, evlerimizi, sokaklarýmýzý aydýnlatan enerjinin maliyetine katlanmak zorundayýz.
Ýleri demokrasi bedava deðil; ne devlet için, ne sermaye, ne sivil kurumlar, ne de vatandaþlar için...
Bu maliyeti ödemezsek, ödenemeyecek hesaplarla karþý karþýya kalýrýz.