‘'Ýlerledikçe', ilkelleþen dünya...

Akýl almaz kehanetlerin, dünya siyasetlerinin yerine geçtiði bir dönüm noktasýndayýz.

'Ýnsan' kavramý, tarihin hiçbir döneminde bu kadar aðýr yaralanmamýþtý...

Irkçýlýðýný hak bilerek konuþan ve ört bas etme gereði bile duymadan pervasýzca, kaba-saba ortaya kusuveren Ýsrail'in, kendi ýrkýndan olmayan insanlara 'insanýmsý hayvan' diyebildiði iðrenç bir zaman diliminden geçiyoruz.

Vicdanlar çarpýlmýþ halde, katliamý alkýþlayan dünya liderlerinin yüzsüzlüðü kan dondurucu, Hitler ve Mussolini dejavusu esiyor yükseklerde...

Etleri paramparça olmuþ çocuklar caddelere seriliyken, hâlâ o çocuklarý terörist olarak suçlayabilen þeytani bir imajlar geçidinden geçiyoruz. Gerçekler çarpýtýlýyor, yalan hakikatin yerine geçiyor.

Hastaneler, camiler, kiliseler, anaokullarý, mülteci kamplarý, hiçbir savaþ hukuku kaidesine bakýlmaksýzýn en aðýr bombardýmanlar altýnda yok edilirken, bu iþlenen soykýrým suçuna fetvalar çýkararak onay veren satýlmýþ hahamlarýn döneminden geçiyoruz...

Sanki Hz. Ýsa'yý yok etmeye yemin etmiþ eski sapkýn hahamlarýn dönemi hiç bitmemiþ gibi... Sanki Hz. Zekeriya baþýndan ayaklarýna kadar testerelerle kesen Yahudi rahiplerin dönemi hiç geçmemiþ gibi... Sanki Hz. Yahya'nýn baþýný vuran zalimlerin dönemi hiç son bulmamýþ gibi... Sanki Hz. Meryem'in teyzesinin evini yakýp yýkarak, onu Gazze'den Mýsýr'a zorla ve ölüm tehdidiyle süren Ýsrailoðullarýnýn o berbat hikâyesi noktalanmamýþ gibi... Hz. Meryem sýrtýndaki tek elbisesiyle kaçabilmiþti; Gazze üzerinden Mýsýr sürgününe, kucaðýnda bir beze sarýverdiði küçük bebeðiyle, ayaðýnda ayakkabýlarý bile olmadan, bedeninden kanlar damlayarak, ölüm tehlikesi altýnda nefes nefese memleketi Filistin'den sürülürken...

Sanki 2023 yýl öncesine döndü dünya... Meryem'in onuruyla, Ýsa'nýn masumiyeti peþine düþmüþtü ya Ýsrail, kapkaranlýk bir öfkeyle! Þimdi ayný þeytani hýnçla Hz. Meryem'ýn 2023 yýl sonraki kýz kardeþlerinin baþýna yýkýyor Gazze'yi... Ayný hýnçla bebek Ýsalarýn ölüm fermanýný yazýyor...

Bebek ölülerinden daðlar oluþuyor Gazze'de. Annesiz babasýz çocuklar, baþlarýný göðe çevirerek ''Ya Rab...'' diye aðlýyorlar. Niye aðlamasýnlar ki? Rablerinden baþka kimseleri yok dünyada... Dicle kýyýsýndaki bütün kuzular kaybolmuþ sanki... Hani ya o kuzularýn hakkýný soracak Hz. Ömer nerede? 'Kenar-ý Dicle'de bir kurt aþýrsa koyunu / Gelir de adl-i Ýlahi sorar Ömer'den onu' diyebilirdik... Hani nerede Ömerler, niçin gelmezler?

...

Amerikasýyla, Ýngilteresiyle, Fransasýyla, tüm leþ kargalarý ve düzenbaz sýrtlanlarýyla geldiler ve dünyayý 2023 yýl öncesine döndürdüler... Asýrlar geçmiþ olsa da, aslýnda hiçbir þeyin deðiþmediðini, aslýnda eski ilkel zamanlardaki tüm cinayetlerin, halen damarlarda akan kan kadar gerçek olduðunu ispat edercesine... Öldürerek, yakarak, yýkarak, sürerek, gasp ederek... Devam ediyorlar.

Hâlbuki neler söylüyorduk 2000'li yýllar için... Artýk kutuplar yoktu, savaþlar bitmiþti, globalizm dünyaya barýþ ve selamet getirecekti, küresel iletiþim çaðýndaydýk, nano teknoloji asrýndaydýk, bilgisayar nesliydik, týpta þu kadar ilerlemiþtik, matematik ve yazýlýmda çað atlamýþtýk, teknolojide ve uzay araþtýrmalarýnda bu kadar sýçramýþtýk, atmosfer ötesi yolculuðun turizmini baþlatmýþtýk...

Bu kadar 'ilerlemiþken', niçin bu kadar geriye düþtük peki?

Ýsrail'in Gazze'de iþlediði son fecaate, soykýrýma baktýkça, insan niçin bu kadar aþaðýya düþebilir diye soruyoruz, þaþkýnlýkla! Bu kadar düþük, bu kadar kirli, bu kadar iðrenç olabilir mi insan diye sorarken âdeta sersemliyoruz? Bu kadar bozguncu, bu kadar yýkýcý, bu kadar zehirli olabilir mi insan yahu?

Peki ya insan, daha ne kadar insan olarak kalabilir ki, eli kanlý Ýsrail'in bir parçasý oldukça...

Madenler ayný olduktan sonra, çað ne kadar deðiþirse deðiþsin, herkes özünde ne varsa onu çýkartýyor dýþýna...

Ýsrail, þeytanýn sýnýrlarýný zorluyor...