Ýlerleme raporu CHP’nin yerini dolduruyor

AB meselesinin, sürecinin iki boyutu var.

Daha doðrusu hep vardý.

Birinci boyut tam üyelik perspektifi.

Ýkinci boyut ise bu sürecin Türkiye’yi daha da demokratikleþtirmesi, güçlü bir hukuk devleti haline getirmesi ve piyasa ekonomisinin, ekonomik istikrarýn güçlenmesi.

Meselenin birinci boyutu yani tam üyelik perspektif ilginç bir görünüm arzediyor.

Kanýmca, Türkiye’nin tam üyeliði artýk ne Kopenhag kriterlerine ne de 33 dosyanýn tekamülüne baðlý, süreç tamamen siyasi bir mecraya döküldü, AB’de ve dahi Türkiye’de gerekli siyasi irade oluþur ise bu iþ olacak, aksi takdirde de gecikecek, sözünü ettiðim siyasi iradenin oluþumu uluslararasý siyasi konjontürün uygun olacaðý ortamý bekleyecek.

Dün olduðu gibi bugün için de AB meselesinin ikinci boyutu yani bu sürecin Türkiye’yi dönüþtürme potansiyeli çok daha önemli.

Türkiye’ye söz konusu ilerleme raporlarý 1998 senesinden bu yana sunuluyor.

Bu raporlarýn tümünü yanyana koyar ve paralel bir okuma yapabilirseniz bu raporlar aslýnda Türkiye’nin demokratikleþme, normalleþme sürecinin ayrýlmaz parçalarý.

2012 Ýlerleme Raporu’nun da mahiyeti ayný.

AB Bakaný Sayýn Egemen Baðýþ rapora yönelik çok eleþtirel bir pozisyon aldý, ben bu görüþü kesinlikle paylaþmýyorum ama yine ayný Sayýn Baðýþ raporun içeriðini bir diyetisyenin hastasýna önerilerine benzetti ki ben bu benzetmeye de büyük ölçüde katýlýyorum.

Diyetisyenin kendisinin beslenme sorunlarýnýn olmasý diyetisyenin reçetesinin kötü olduðu anlamýna gelmez; malum “doktorun dediðini yap, yaptýðýný yapma” diye meþhur bir söz var.

2012 Ýlerleme Raporu çok, evet çok önemli saptamalarda bulunuyor.

Bu saptamalarýn yaklaþýk tümü Türkiye’nin liberal demokratlarýnýn senelerdir söyleyegeldiði konular, aþaðýda örneklerini sunmaya çalýþacaðým.

Bu saptamalara katýlýyorsak, bu sorunlar senelerdir sürüncemede kaldý ise, AB Komisyonu’na bu Rapor nedeniyle kýzmayý anlamakta zorlanýyorum.

Elimde 2012 Ýlerleme Raporu’nun ingilizcesi mevcut ve sahife sahife bazý saptamalarý dikkatinize sunuyorum:

s.7: “Ergenekon Türkiye demokrasisinin ilerlemesi için çok önemli bir davadýr ama teknik hatalar davayý gölgelemektedir”,

s.7: “Uludere soruþturmasýnýn kamusal saydamlýðý konusunda sorunlar yaþanmaktadýr”,

s.8: “Yeni Anayasa giriþimi çok olumlu ama çok yavaþ ilerliyor”,

s.9: “Yüzde on seçim barajý ile temsilde adaletin tesisi mümkün deðildir”,

s.10: “Sayýn Erdoðan’ýn Tunceli-Dersim 1937-38 olaylarýna iliþkin çýkýþý çok yerindedir ama nedense ayný berraklýk Uludere olayý için gözlemlenememektedir”,

s.13: “Çift baþlý yargý, yani askeri yargýnýn varlýðý demokrasi ve hukuk devleti için bir sorundur, askeri yargý üzerinde sivil denetim kurulamamaktadýr”,  

s.14: “Yargý erki Anayasa’nýn 90. maddesinde 2004 senesinde yapýlmýþ olan deðiþiklik yokmuþ gibi davranmaktadýr, temel hak ve özgürlüklere iliþkin uluslararasý sözleþmelerin hükümlerinin kanunlarla çeliþmesi halinde uluslararasý sözleþmelerin üstünlüðünü göz ardý etmektedir”,

s.17: “Siyasi partilerin seçim kampanyalarý harcamalarý yeterince denetlenememektedir”,

s.17: “Deniz Feneri davasý yargý baðýmsýzlýðýna gölge düþürmektedir”,

s.18: “Son bir senede AÝHM, Türkiye’yi Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi’nin hükümlerine aykýrý davrandýðý için 160 davada mahkum etmiþtir”,

s.20: Geçmiþinde iþkence nedeniyle mahkumiyeti bulunan bir polis Ýstanbul’da çok önemli bir göreve getirilmiþtir”,

s.22: “2800 üniversite öðrencisi genç örgüt üyeliði nedeniyle gözaltýnda bulunmaktadýr”,

s.24: “Heybeliada Ruhban Okulu, olumlu açýklamalara raðmen, hala açýlamamýþtýr”,

s.31: “Kürt açýlýmý çok olumlu idi ama sürdürülememiþtir”.

2012  Ýlerleme Raporu eleþtirilecek ise madde bazýnda, bu konular üzerinden eleþtirmek gerekmektedir ama bu da çok kolay gibi gözükmüyor doðrusu.

2012 Ýlerleme Raporu’nun deðindiði konulara aslýnda CHP’nin deðinmesi gerekmektedir ama CHP’nin bunu yapacak ne niyeti, ne de kadrolarý mevcuttur.

AB Komisyonu CHP’nin boþluðunu doldurmakta, gerçek bir anamuhalefet iþlevini üstlenmektedir.  twitter.com/KarakasEser