İletişim kazası

Çok basit bir formülü var kamu yararına yasal düzenlemelerin.. 

Eğer ihtiyaç yükseliyor ve yasama bunun için harekete geçmeye zorlanıyorsa, orada kamusal faydadan söz edebiliriz.. 

Ama açık konuşalım yapılan bir işin ‘iyi bir iş’ olduğunu anlatmak için göbeğiniz çatlıyorsa ve günün sonunda yine de kamuoyunu ikna edemiyorsanız, orada sorun var demektir.. 

Cinsel istismar yasası diye kısaca andığımız o düzenlemeden söz ediyorum..

Muhtevayı ayrıca tartışırız. 

Ama biçim olarak ele aldığımızda bir sorun var.  

Bazen yasa yapıcılar, ‘iletim’ ile ‘iletişim’ kavramlarını birbirine karıştırırlar.. 

Burada da tamamen öyle bir yol kazasından söz ediyoruz. 

Bir konuda halka yapılan bilgilendirmeyi ‘iletişim’ zannediyorlar.. Hayır..

O tek başına ‘iletim’dir.. ve genellikle de istediğiniz sonucu vermez..

Kamu yararını gözeten bir iş yapmak istiyorsanız evvelâ onun kamuoyunda tartışılmasını sağlayacaksınız.. 

Bakın şimdi tartışılıyor.. 

Ve teklif muhalefetle müzakere edilmek üzere çekilmiş durumda.. 

Her şey baştan başlıyor. 

Gazeteler mağdur ailelerin mağduriyet öykülerini yayınlıyor..

Eşi cezaevindeki kadınlar televizyon mülakatları veriyor..

Yazarlar, yasanın aslında tecavüzcüleri değil erken yaşta evlenmek durumunda kalmış olan aileleri kapsadığını anlatıyor..  

Böyle olması gerekiyordu. Daha baştan.. 

Yasa gelmeden, ortalık karışmadan.. 

Bu ders olsun. Bir dahaki sefere artık..

Modern toplum düzeni

Bize öyle bir modern toplum düzeni dayattılar ki..

18 yaşından evvel cinsel ilişki normal, 18 yaşından evvel evlilik çağdışı.. 

16 yaşındaki Aleyna’nın gay barda yarı çıplak şarkı söylemesi normal ama evlenmesi çağdışı.. 

Ak Parti karşıtlığı olsun da...

Bu hanımefendi, ilk kez mayo giyip milyonların önünde vücudunun ne kadar güzel olduğunu sergilediğinde 15 yaşındaydı.. Oynadığı filmde öğretmeniyle sevişen ve adamı yoldan çıkaran bir liseliyi canlandırıyordu. Şimdi ‘çocuk dediğin oyun oynar’ diyerek hiç bilmediği bir konuda ahkâm kesiyor. Süper..

CHP’nin TİKKO’nun kurucusunu anması

Deniz Baykal, ‘CHP’yi Atatürk’ün çizgisinden alıp HDP çizgisine taşıdılar’ dediğinde ne demek istediğini anlamayanlar CHP Gençlik kollarının İbrahim Kaypakkaya’yı selamlamasına baksınlar.. 

CHP’nin ısrarla fetişleştirdiği ve bizim de başka bir takım gerekçelerle eleştirdiğimiz ‘Kemalist Devrim’ tanımını ‘faşizm’ olarak gören İbrahim Kaypakkaya artık CHP’li gençlerin de sembol olarak gördüğü bir figür olmuş desenize.. (Bu arada, anma twiti eski tarihli.. Aylar olmuş yazılalı.. Dikkatsizliğime verin ben yeni gördüm)

Sevgili CHP’li kardeşlerim.. Bakın Kaypakkaya ne diyor; “....devrimin önderleri, daha anti-emperyalist savaş yıllarında iken itilaf emperyalizmi ile el altından işbirliğine girişmişlerdir; emperyalistler kemalistlere karşı hayırhah bir tutum takınmış, bir kemalist iktidara rıza göstermeye başlamıştır... Kemalistler, emperyalistlerle barış imzaladıktan sonra bu işbirliği daha da koyulaşarak devam etmiştir...Kemalist hareket, özünde «işçilere ve köylülere, bir toprak devrimi imkânına karşı» gelişmiştir....”  Buraya bırakalım, ara ara bakarsınız..