Azerbaycan Cumhurbaþkaný Aliyev, Ermenistan Cumhurbaþkaný Sarkisyan’ýn Prag’da düzenlenen Doðu Ortaklýðý Zirvesi’nde, Türkiye’yi suçlamasýna sert tepki gösterdi. Aliyev’in Sarkisyan’a tepkisinin, 24 Nisan sözde soykýrým iddialarýnýn doruk noktaya ulaþtýðý bir zamana denk gelmesinin anlamý daha farklý oldu.
Özellikle Baþbakan Erdoðan’ýn 1915 olaylarý dolayýsýyla Ermenilere taziye mesajýna ýsrarla “özür veya soykýrýmý tanýdý” þeklinde anlamlandýrma çabalarýnýn akabinde Aliyev’in Sarkisyan’a yanýtý, bir þekilde bu durumu farklý yöne çekmek isteyenlere de anlamlý cevap oldu.
Sarkisyan siyasi arenada, ilginç duruþu ve daima dýþa baðýmlýlýðý ile bilinen bir lider olarak yer almaktadýr. Sarkisyan, diaspora ve Rusya’ya baðlýlýðý ile bilinen, siyasi figür olarak hep kararlarýnda Ermenistan ve Ermenilerin deðil de dýþarýdaki güç odaklarýnýn stratejilerini benimseyen tavrý ile tanýnan cumhurbaþkanýdýr.
Barýþ adýna adým atma yeteneði bulunmayan Sarkisyan’ý, Türkiye’den gelen taziye mesajý þaþýrtmýþ olmalý ki, bu konuya pek de deðinmeyi arzu etmedi hatta mümkün olsaydý, bunun olmamasý için çaba harcardý.
Ýlham Aliyev’in Prag’daki tutumu, siyaset adamý olarak hem Erdoðan’ýn taziye mesajý sonrasý duruma yorumu hem de Türkiye’ye karþý saldýrýya geçen Sarkisyan’a “Toplantýda Türkiye’den temsilci bulunmuyor fakat ben buradayým “ demesi, Türkiye ve Azerbaycan’ýn tek vücut olduðunu kanýtladý.
Ayrýca Cumhurbaþkaný Aliyev’in Baþbakan Erdoðan’ýn mesajýna atýfta bulunarak, “barýþtan yana olmayan tarafýn Ermenistan” olduðuna iþaret etmesi yönüyle de Türkiye’nin tutumunun barýþçýl olduðunun ýsrarla altýnýn çizilmesine hizmet etti.
Doðrudur, taziye mesajý farklý taraflara çekildi hatta bu mesaj, kamuoyunda “Türkiye’nin Azerbaycan’dan vazgeçtiði” þeklinde bile yorumlandý. Ýlham Aliyev’in Prag’daki tutumu, Azerbaycan kamuoyundaki bu þaþkýnlýk ve yorumlara bir bakýma son verdi.
Sarkisyan ýsrarla, sýnýrlarýn 17 senedir kapalý kalmasý nedeniyle Türkiye’nin AB üyesi olarak görülmemesi gerektiðini savundu. Doðrusu, bölgeye sadece savaþ getiren bir devlet zihniyetinin, tüm varlýðýný Türkiye düþmanlýðýna odaklamýþ bir siyasetçiden farklý tavýr takýnmasýný beklemek biraz saflýk olurdu. Ancak orada Sarkisyan’ýn Türkiye’nin tüm çabalarýna raðmen halen düþmanca tavýr sergilemesinin tek nedeni, þahsi duygularý deðildir. Burada Ermenistan’ýn varlýk nedeni ile Ermeni kimliðinin içerisinin 1915 olaylarýna göre doldurulduðunu, boþaltýlmasý durumunda Ermeni kimliðinin de sarsýlacaðýný hesaba katmakta yarar vardýr.
Türkiye’nin büyük devlet refleksi elbette anlamlý ve takdire þayandýr ancak bunu yaparken Ermenistan’ýn Türkiye’nin her attýðý adýma karþýlýk vermeyeceðini de düþünmek gerekir. Yukarý Karabað’ý iþgal eden, Müslüman- Türk yurdunda katliamlar yapan, Hocalý gibi 20. yüzyýlýn yüz karasý insanlýk dramýný yaþatan Ermenistan’a hiç kimse “bu iþgali durdur” demiyor. Acaba neden?
Neden kimse Müslüman ve Türk olan Azerbaycan topraklarýndaki bu dramý durdurmaya gayret etmiyor?
Dünyanýn adalet terazisi kimin elindeki ölçü taþlarýna baðlý?
Tarih bilimcilerin “araþtýrmasý gereken olayýn”, siyasi gerçeklik olarak dünyanýn ve Türkiye’nin önüne konulmasýna bazý aydýnlar da çanak tutarken, 22 sene önce yaþanmýþ, canlý þahitleriyle görüntüler ve bilgilerle net olan Hocalý gibi bir dramýn hesabýný neden kimse sormuyor?
Türkiye’deki Ermeni kökenli aydýnlarýnýn bu suskunluðunu da anlamakta zorluk çekiyorum.
Hani, liberal demokrat, evrensel deðerler deniliyor ya...
Peki Yukarý Karabað’da olup bitenler, evrensel deðer deðil mi?
Evrensel deðer, Müslüman olanlar için geçerli deðil mi?
Hocalý’da katledilenler insan deðil mi?
Baþbakan Erdoðan çaðýnýn önüne geçen bir lider... Erdoðan, bu taziye mesajýyla aslýnda herkese ve Batý dünyasýnýn evrensel deðer algý ustalarýna bile siyaset dersi vermiþtir. Baþbakan herkesi þaþýrttý, hatta rahatsýz etti.
Aliyev’in Prag’dan sesleniþi de Azerbaycan Cumhurbaþkaný’nýn ne kadar ciddi devlet adamý olduðunun iþaretiydi.
Sarkisyan’ýn bu tutuma raðmen halen Türkiye’ye “Azerbaycansýz “politika baskýsý yapmasý da oldukça anlamlýdýr. Baþbakan’ýn mesajdan hemen sonra “normalleþme sadece Yukarý Karabað iþgali bittikten sonra olacak” demesi, galiba Ermenistan Cumhurbaþkaný Sarkisyan’ýn Prag’daki tutumunun esas nedenidir. Ýlham Aliyev’in Prag’daki duruþu, Erdoðan’ýn kimseye fýrsat vermeden hep Azerbaycan haklarýnýn savunucusu profili çizmesi bir gerçeðin örneðidir. Türkiye ve Azerbaycan ilelebed beraber yürüyecek, bir ve diri olacak ve sonuçta birlikte büyüyecek.