CHP milletvekili İlhan Cihaner“Başbakanı dinlettiğini” itiraf ettiğinde küçük çaplı bir kıyamet kopmuştu.
Önce o itirafı hatırlayalım: “Eğer benim iddia ettikleri gibi herhangi bir partiyi ya da cemaati bitirme gibi bir fikrim olsaydı, ben bunları basına verirdim. Hâlâ sızmış değil. Yürüttüğüm soruşturmalarla ilgili iletişim tespit tutanaklarını basına vermedim. Başbakan’ın da içinde olduğu bu konuşmaları vermiş olsaydım, Türkiye’de siyasi kompozisyon değişir, yer yerinden oynardı.”
Şunu demek istiyordu Cihaner:
Bir soruşturma yürüttüm ve bu çerçevede birtakım kimseleri dinlettim.
Dinlettiklerim arasında Başbakan Erdoğan da bulunuyordu. Ama ben o tapeleri kimseye vermedim. Vermiş olsaydım, Türkiye’de siyasi kompozisyon değişir, yer yerinden oynardı.
Bu açıklamadan şunu anlıyoruz.
Başbakan Erdoğan’a ait özel görüşme kayıtları dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı, günümüzün “CHP milletvekili” İlhan Cihaner’in elindedir.
İlhan Cihaner, bu görüşmeleri (tapeleri) mahfuz tutarak, daha doğrusu basına sızdırmayarak, hem Erdoğan’a, hem de Türk demokrasisine çok büyük bir “iyilik” yapmaktadır.
Cihaner bunu demeye getiriyor ama AK Parti Gaziantep milletvekili Şamil Tayyar bambaşka şeyler söylüyor.
Okuyalım: “Cihaner’in talimatıyla özel görüşmeleri takibe alınanlar arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, eski bakanlar Hilmi Güler ve Osman Pepe, Yeni Şafak gazetesinin patronu Ahmet Albayrak ve AK Parti’de yöneticilik yapan kişiler vardı. Asıl hedefin Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söylemeliyim. Bu şahısların önemli bir kısmı, işi gereği Başbakan’la görüşüyordu. İşte Erzincan’da İlhan Cihaner’in başlattığı soruşturmada, başta Başbakan olmak üzere çok sayıda kişinin telefonu dinlendi. Sayın Başbakanımızın değişik şahıslarla yaptığı telefon konuşmalarının tamamı İlhan Cihaner’in elindedir. Cihaner, bu sürecin kara kutusudur, en önemli isimlerinden birisidir. Zaman zaman Başbakanla ya da AK Partili kadrolarla ilgili Kemal Kılıçdaroğlu’nun miting meydanlarında dile getirdiği iddiaların önemli bir kısmı, Cihaner’in soruşturmada elde ettiği ve mahkemeye intikal ettirilmemiş, gizli arşiv yapılan özel dokümanlardır. Bunlar, miting meydanlarında ve değişik platformlarda sürekli kullanılıyor.”
Soru şu:
Bu tapeler hâlâ Cihaner’in elinde midir?
Değilse, nerededir, kimdedir?
Zaman zaman Kılıçdaroğlu’nun da kullanımına sunulan bu tapeleri mahfuz tutma, yani “sızdırmama görevi” soruşturma savcısı İlhan Cihaner’e aitse, devletin (ve bu arada Cihaner’in) zulasını patlatan “arşiv faresi” kimdir?
Soruları çoğaltabilirsiniz...
Cihaner, “Bu konuşmaları vermiş olsaydım, Türkiye’de siyasi kompozisyon değişir, yer yerinden oynardı” diyor, muarızlarını borçlandırmaya çalışıyor ama bu konuşmalar verildi bile...
Doğan Akın’ın sahibi olduğu “t24” adlı internet sitesi, mahfuz tutulması gereken bütün konuşmaları çarşaf çarşaf yayınladı.
Önceki gün de, CHP Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in makamındaki bilgisayardan çıktı...
Bu konuşmaları, bir tür “emanetçi” olan İlhan Cihaner servis etmediyse, kim etti?
Elbette gazeteciye haber kaynağını sormayacağız...
Soruşturmayla ilgili “iletişim tespit tutanaklarını” (yani dinleme kayıtlarını) elinde tuttuğunu söyleyen İlhan Cihaner’i ve Şükrü Genç’i bu işten sorumlu tutacağız...