Ýlhan Bey’i tanýma þansým olmadý... Mustafa Varank kardeþimin aðabeyiydi.
Erol Olçak ve Mustafa Cambaz’ý tanýyorum... Erol’la neredeyse bütün bir gençliðimizi “yoksunluklar” içinde, gelecek düþleri kurarak birlikte yaþadýk. “Anlatýlmaz, yaþanýr” denir ya... Erol’u nasýl anlatacaðýmý bilemiyorum. Bütün bir günü küçücük ofisinde “çalýþarak” (büyük hayaller kurarak) geçirir, akþamlarý Erenler Kýraathanesi’nde “þiir ve edebiyat muhabbetine” dâhil olurdu.
Herkesin müþkülüne koþardý. Her meseleyi çözmekle sorumlu hissederdi kendini. Bin bir zorlukla eline geçirdiði üç kuruþu mutlaka paylaþýrdý. Bunu yapmazsa huzursuz olurdu.
Okullar bitti, herkes hayatýna farklý bir yön çizdi, küçük oba daðýldý.
Erol da, bir süre sonra hayallerine kavuþtu. Büyük iþler yapan bir reklâmcý oldu.
Herkesin müþkülüne koþma alýþkanlýðýný sürdürdü ama...
Kaç kez, Cumhurbaþkanýmýzýn seyahatlerinde karþýlaþtýk.
Erol, solgun bir gölge gibi Erenler Kýraathanesi’nin kapýsýnda süzülen eski Erol’du... Eski fedakâr insandý.
Hiçbir þey deðiþmemiþ gibi...
Hiç zaman akmamýþ gibi...
Hayatýmýz farklýlaþmamýþ gibi...
Dost olma, arkadaþ kalma, eski hukuku koruma ahlakýný sürdüren ender insanlardan biriydi.,
Ýblis’in maklubeci darbecileri Erol’u ve 16 yaþýndaki oðlunu Boðaziçi Köprüsü’nde katlettiler. Nasýl bir hedefe yöneldiklerini bilerek ateþ ettiler bence. Tanýdýklarý için ateþ ettiler. Bir yerlere mesaj göndermek için ateþ ettiler.
Mustafa Canbaz’la Yeni Þafak’ta birlikteydik. 7 yýl ayný havayý teneffüs ettik.
Bütün olumlayýcý sýfatlarý bir araya getirseniz, Mustafa Canbaz’ý anlatamazsýnýz. Kelimeler yetersi kalýr.
Bir insan bu kadar mý pozitif olur, bu kadar mý güzel olur, bu kadar mý “hayat” kokar?
Batý Trakya kökenliydi...
Hep (sanki) bir þeyleri kovalardý, hep bir þeylerin olmasýný beklerdi... Farklý ve tatlý þivesiyle anlattýðý “Yaþar yaþamaz” hikâyeleri, “vatandaþ” olmak için sürdürdüðü destansý (ve yerine göre komik) mücadele...
O an için “imkânsýz” görünen bir iþ mi yapmak istiyorsunuz?
Mustafa’ya koþabilirsiniz.
Sayfanýzda imkânsýz görseller mi kullanmak istiyorsunuz?
Mustafa’ya koþabilirsiniz...
Haber mi lazým? Ya da elinizdeki haberleri birilerine toparlatmak mý istiyorsunuz?
Mustafa...
Sahada muhabire mi ihtiyacýnýz var?
Mustafa...
Hýzlý intikal edecek bir fotoðrafçý mý lazým?
Mustafa...
Ýblis’in “maklubeci” darbecileri Mustafa’yý da katlettiler.
Hiç Allah’tan korkmadýlar...
Ýblis, bugün, panikle, yabancý medyaya Türkiye’deki aþaðýlýk darbe giriþimiyle alakasý olmadýðýný söylüyor, darbe karþýtý laflar ediyor, “binde birini” bile tanýmadýðý o þerefsiz giriþimcilerle arasýna mesafe koymaya çalýþýyor ama çok pis yakalandýklarýný, suçüstü olduklarýný göremiyor, göremediðimizi zannediyor.
Yatakta alýp, þafakta asacaklardý; Mayýs’ta, olmadý Temmuz’da Türkiye’ye geleceklerdi; cezaevindeki Yusuf’larý (Yusuf kýlýðýna girmiþ þerefsiz pornocularý ve özel hayat katillerini) kurtaracaklardý, maklube partileri düzenleyeceklerdi.
Bu amaçla, Meclis’i bombaladýlar.
Ýstanbul ve Ankara Emniyet Müdürlüðü’ne aðýr silahlarla saldýrdýlar.
Sivil insanlarýn üzerine tanklarýný sürdüler.
Helikopterle meydanlarý taradýlar.
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý öldürmek için bordo bereli katillerini Marmaris’e indirdiler.
Elinde Ýlhan Varank, Erol Olçak, Mustafa Cambaz ve 170 insanýmýzýn kaný bulunan “maklubeci Ýblis”, þimdi kalkmýþ, darbeyi kýnayan panik açýklamalarý yapýyor.
Mülaanelerin ve yalanlarýn seni kurtarmaya yetmeyecek.
Hesap vereceksin.
Þehitlerimizin kaný seni boðacak.