Bu sözler dün -Allah rahmetiyle muamele buyursun- vefat haberini aldığımız Muhammed Ali Clay’ın sözleri.
Nevzat Yalçıntaş hoca hatıratında anlatıyor. Altmışlı yılların başı Londra’dayken, bir gün kendisini arayan dostları ABD’den bazı boksörlerin geldiğini, Müslüman olduklarını, aralarında meşhur boksör Cassius Clay’ın da bulunduğunu, onlarla ilgilenmesini isterler.
Karşılaştıklarında Clay kelime-i şehadet getirerek Müslüman olduğunu hatırlatır. Nevzat hoca Clay’a sarılır, kucaklaşırlar. Lakin Cassius Clay ağlamaya başlar. Hoca acaba bir kusur mu ettik diye sorduğunda da “hayır sevinçten ağlıyorum çünkü ilk defa bir beyaz bana sarılıyor!” der.
***
ABD boks şampiyonu ve yeni Müslüman olmuş. Müslümanlığını menajerinden bile gizlediği dönem.
Clay, “Benim adım artık Muhammed Ali ama bunu ilan edemiyorum menajerimden bile saklıyorum çünkü Müslüman olduğumu öğrenirlerse şampiyonluğuma müsaade etmezler” diyor.
Muhammed Ali hakikaten dünya şampiyonu olduktan sora Müslümanlığını açıklar.
***
Muhammed Ali 1976 yılında merhum Erbakan hocanın davetiyle İstanbul’a geldiğinde Erbakan hoca onu kucaklamıştı da “Beni ilk defa bir beyaz lider kucakladı” demişti.
Sultanahmet meydanında kendisini karşılayan coşkulu kalabalık arasında ben de vardım.
Bir aracın üstünde konuşma yaparken duygulanmış ve orada da gözyaşlarına hâkim olamamıştı!
Bu gözyaşları zamanın medeni dünyasının Allah’ın siyah renkli kullarına uyguladığı aşağılayıcı tutumları sebebiyleydi.
Siyahlar batının gözünde ikinci üçüncü sınıf insandı o dönemde!
***
Oysa sahih İslam’a gönül verenler, insanlar arasında ayrım yapmaz. Bütün insanların Âdem’den Âdem’in de topraktan yaratıldığına inanırlar. Hz. Âdem renklerin de babasıdır!
Rivayet odur ki Hz. Âdem’in hamuru dünyanın dört bir yanındaki topraklardan birer miktar katılarak yoğrulmuştur!
Kitabımız bize farklılıkların tanışma ve bilişme hikmetine binaen yaratıldığını söyler. Ayrışmayı ve ötekini hakir görmeyi yasaklar.
Efendimiz de Habeşli zenci Bilal’i, Romalı Suhayb’i, İranlı Selman’ı kardeş yaparak bu gerçeği bizzat göstermişti.
***
Biliyor musunuz, Lokman Hekim de dudakları kalın bir zenci idi.
Adamın biri Lokman Hekim’ in siyah yüzüne, kalın ve çatlak dudaklarına dikkatle bakarak onu hakir görmek istemiş. Hazreti Lokman, bu ham adama kızmadan şu hikmetli karşılığı vermiş: “Yüzümün siyah, dudaklarımın kalın ve çatlak olduğuna hakaretle bakma. Çünkü elimde olan, o kalın dudaktan kötü söz çıkarmamak, siyah yüzü, yanlış bir işle utandırmamaktır. Kalbim beyaz, sözüm inci gibi olduktan sonra, yüzümün siyah, dudağımın kalın oluşunun ne ehemmiyeti var.”
Allah insanı suratıyla değil niyetiyle ve ameliyle değerlendirir!
***
Siyahlara karşı batının aşağılayıcı tutumu bize öylesine sirayet etmişti ki onlar, zengin Afrika’yı sömürürken biz o kıtadan uzak durmayı tercih etmişiz.
O sömürgeci emperyalist batı kafasıyla düşünenler hala “Türkiye’nin Uganda’da Kenya’da Somali’de ne işi var?” diye sorgulama denaetini insanlık sanmaya devam ediyor!
Oysa Afrikalı Müslüman THY uçağını havada görünce, “Allahuekber Türkler geliyor!” diyerek şükür secdesine
kapanıyor!
Son 10 yılda Afrika’daki diplomatik temsilciliğimiz 12’den 39’a çıktı!
Afrika ülkeleriyle 2000 yılında 742 milyon dolar olan ticaret hacmimizin 2015 yılında 17.5 milyar dolara çıktığını biliyor muydunuz?
Sahi Erdoğan’ın ne işi vardı Uganda’da!