TBMM’de grubu bulunan dört partinin Anayasa Uzlaþma Komisyonu’nda üzerinde uzlaþma saðladýklarý maddeler büyük oranda zaten temel hukuk ilkelerini, tersi söylenmesi zor konularý içeren maddeler.
Genelkurmay’ýn statüsü, MGK, çift baþlý yargý, yurttaþlýk tanýmý (!) gibi maddelerde ise Komisyon’un kitleneceðine kesin gözüyle bakabilirsiniz; hele hele deðiþtirilmesi teklif bile edilemeyecek ilk dört maddede.
Oysa, ilk dört maddede radikal deðiþikliklere gidilmeden Türkiye’nin demokratik bir hukuk devleti olmasý mümkün görünmüyor.
Maddeleri tek tek ele alýp yorumlarýmý aktarmaya gayret edeceðim.
Devletin þekli: Madde 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Bu madde üzerinde zaten bir tartýþma yok.
Cumhuriyetin nitelikleri: MADDE 2-Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanýþma ve adalet anlayýþý içinde, insan haklarýna saygýlý, Atatürk milliyetçiliðine baðlý, baþlangýçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Bu madde gerçekten sorunlarla dolu bir madde ve mutlaka ama mutlaka yeniden yazýlmalý.
Aklý baþýnda kimsenin Cumhuriyet’in dört temel niteliðine, demokrasi, laiklik, sosyal devlet, hukuk devleti bir itirazý yok.
Özellikle demokrasi, laiklik ve hukuk devleti ilkeleri tersi söylenemeyecek temel ilkeler.
Demokrasi yerine ne diyeceksiniz, pek mümkün deðil; laikliðin çok daha özgürlükçü, çok daha az devletçi bir tanýmýnýn yapýlmasý da þart ama laiklik yine de temel bir ilke olarak kalacak.
Hukuk devleti en temel anayasal ilke ama tanýmýnýn çok daha evrensel bir biçimde verilmesi gerekiyor; sosyal devlet tersi siyaseten savunulabilecek bir kavram ama bizim gibi hala fakirlik zincirini kýramamýþ bir ülkede eðitim hakký, saðlýk hakký, konut hakký gibi konularýn sosyal devlet anayasa ilkesine dayanýlarak savunulmasýna benim bir itirazým yok.
Ancak, ikinci maddede bu dört nitelik dýþýnda mutlaka anayasadan çýkarýlmasý gereken kavramlar var; mesela bir milliyetçilik türünün (Atatürk milliyetçiliði) anayasada dayatýlmasý kabul edilebilecek bir þey deðil.
Türkiye Cumhuriyeti neden insan haklarýna dayalý deðil de saygýlý bir devlet; saygý belirli bir mesafe de içermiyor mu?
Devletin baþlangýçta (dibace) belirtilen temel ilkelere dayalý olmasý ise baþlý baþýna bir hukuk faciasý zira baþlangýç bölümünde bir alay saçma sapan hamasi, hatta ýrkçý denebilecek tanýmlar var, burada yapýlmasý gereken baþlangýç bölümünü tamamen baþtan yazmak, her türlü saçma sapan hamaseti buradan temizlemek, sadece insan onurunu ön plana alan bir dibace oluþturmak.
Maddenin (2) baþýnda ifadesini bulan “toplumun huzuru”, “milli dayanýþma” gibi kavramlar da ne anlama geldiði belirsiz ama zaman zaman yargýçlar tarafýndan çok olumsuz yönlerde kullanýlabilen maddeler, içerikleri hukuki hiç deðil.
Devletin bütünlüðü, resmî dili, bayraðý, millî marþý ve baþkenti: MADDE 3-Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayraðý,þekli kanununda belirtilen, beyaz ay yýldýzlý al bayraktýr. Millî marþý “Ýstiklal Marþý”dýr. Baþkenti Ankara’dýr.
Üçüncü maddede ifadesini bulan baþkent, bayrak, milli marþ gibi kavramlara da bir itiraz hiç duymadým ama bu maddenin baþýndaki “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.” ifadesi çok anlamsýz, anlamsýzdan da öte, çok kötü bir ifade.
Lütfen bu cümleyi bir kez daha dikkatli okuyun; bu cümlede Türkiye Devleti’nin bir milleti ve ülkesi olduðu yazýyor ama iþin doðrusu bir milletin bir devletinin olmasý deðil midir?
Her zaman, bölünmez bütünlük kavramýný Türkiye için deðil devlet için kullanmadýk mý?
Devlet kavramýný ülke ve milletin önüne taþýyan bu saçma ifade hemen anayasadan çýkarýlmalýdýr.
Anlaþýlacaðý gibi bu iþ çok zor, bu konularda mutabakat adeta imkansýz.
Yapýlmasý gereken AK Parti’nin evrensel standartlarda bir metni TBMM’ye ve oradan da referanduma taþýmasý; bu süreçte evrensel standartlarý haiz bir metine CHP’den, BDP’den kýsmi, bireysel destek istenmelidir, yapacak baþka þey yoktur.