AK Parti 2. Olaðan Kongresi”ni “Bir AK Parti klasiði” diyebileceðimiz þekilde nihayetlendirdi. Yine tek adayla yine niza çýkmadan, düzen ve coþku içinde gerçekleþti kongre. Tabii ki dikkat çeken pek çok husus da vardý kongrede. Ýlk zikretmemiz gereken þey, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn cismen orada olmasa da kongreye damgasýný vurduðu. Bunun sinyali Ömer Çelik’in partinin yeni genel baþkan adayý olarak Binali Yýldýrým’ýn adýný açýklarken söylediði “Cumhurbaþkanýmýzla partimiz arasýnda milim mesafe yoktur” cümlesiyle verilmiþti zaten.
Dün kongrede Divan Baþkaný olarak görev alan Bekir Bozdað bunu þeddeli olarak ifade etti. AK Parti halkýmýzýn ona koyduðu adla “Tayyip’in partisi”dir dedi.
1405 delegenin oyunu alarak tam mutabakatla Genel Baþkan seçilen Binali Yýldýrým ise “Söz üstüne söz söyleme deðil taþ üstüne taþ koyma dönemi” olarak tanýmladý kendi dönemini. Baþkanlýk sistemine geçiþ için kollarýn sývanacaðý da kongrede öne çýkan mesajlardandý. Bu ayný zamanda Cumhurbaþkaný ile iliþkinin bundan böyle nasýl olacaðýna dair de önemli bir noktayý ifade ediyordu ve tabii ki ters giden hususlarýn neler olduðunu da anlatýyordu.
Teþkilat Davutoðlu’na þýk bir þekilde veda etmek istedi. Davutoðlu da vefaya, davaya sadakate ve bayrak yarýþýna vurgu yapan bir konuþmayla veda etti. Fakat konuþmasýndaki bazý hususlar dikkat çekiciydi. “Parti içinde rahatsýzlýða yol açan neydi?” sorusunun da cevabýný içinde taþýyan bir konuþmaydý Ahmet Hoca’nýn konuþmasý.
Binali Bey’in birkaç geçersiz oy dýþýnda delegelerin tamamýnýn oyunu almýþ olmasý ise bugünkü kongrenin parti için kaçýnýlmaz olduðunun da göstergesiydi kanýmca.