Anadolu topraðýna Çehov ve Shakespeare gübresi katýnca üzerinde Altýn Palmiye yetiþiyormuþ! Nuri Bilge Ceylan’ýn üç hafta önce 67. Cannes Film Festivali’nde Altýn Palmiye kazanan Kýþ Uykusu filmi bu hafta gösterimde.
Yönetmenin her daim esin kaynaðý Çehov’un öykülerinden derlediði, Shakespeare alýntýlarýyla bezediði Kýþ Uykusu, içerikte katmanlý, biçimde mükemmeliyetçi bir film. Peri Bacalarý’na oyulmuþ maðara evlerde, hayvanlarýn vücut ýsýlarýný düþürüp kalp atýþlarýný yavaþlatarak kýþ uykusuna yatmalarý misali tutkularýný soðutarak inzivaya çekilmiþ kentli bir ailenin iç huzursuzluðu ve çevreleriyle sorunlu iliþkilerine odaklanýyor. Anti -kahramaný aracýlýðýyla bir küçük burjuva ataerk-aydýn eleþtirisi yapan Kýþ Uykusu, Nuri Bilge Ceylan sinemasýnda kelimenin hem tarihi hem sanatsal anlamýyla bir restorasyon niteliði taþýyor.
Çehov, ilk uzun metrajlý filmi Kasaba’dan baþlayarak en kiþisel öykülerini anlattýðý filmlerde dahi Ceylan’ýn hayatý ve insaný anlamada ve anlatmakta kýlavuzu olan bir yazar. Doðaya, taþraya, iliþkilere yaklaþýmýnda ve bunlardan kaynaklanan ‘sýkýntý’yý aktarmada Çehov’dan bir esinlenme fark edilirdi. Ancak Ceylan filmlerinin Çehovyen altmetni, özellikle mizahý Üç Maymun’da neredeyse tamamen kaybolmuþtu, Bir Zamanlar Anadolu’da da ise Çehov’un yerini bence Yakup Kadri almýþtý! Kýþ Uykusu’nu yönetmeni,birkaç Çehov öyküsünden serbest uyarlama olarak niteliyor. Bir Memurun Ölümü ve Mükemmel Ýnsanlar’dan yapýlan uyarlamalar özellikle çarpýcý. Ýstanbul’da çok da baþarýlý olmayan tiyatro kariyerini sona erdirip Kapadokya’ya babadan kalan mülklerinin geliriyle geçinmek için dönen, Othello adýnda bir butik otel açan Aydýn’ý tanýdýðýmýz sabah karýsýyla artýk ayný odada yatmadýðýný da öðreniriz. Kahyasý Hidayet ile kasabaya inen Aydýn’ýn Land Rover’ýna bir taþ isabet eder... Günahsýz olan ilk taþý atar: Bir çocuk! Neredeyse kaza yaparlar. Hidayet’in peþine düþtüðü küçük Ýlyas, adýný aldýðý peygamber misali cübbesini suya çalýp nehri yürüyerek geçemez. Suya düþen çocuðu evine götürürler ‘Hasta olmasýn’ diye ve þikayette bulunurlar. Aydýn’ýn eþyalarýna haciz koydurduðu ve polisin tartakladýðý kiracýsý Ýsmail’in oðlu Ýlyas, babasýnýn çiðnenen onuru üzerine, kendince bir intikam planlamýþtýr. Ýmam amcasý Hamdi, Bir Memurun Ölümü’nde tiyatroda üstüne hapþýrdýðý generali býktýrýncaya dek özür dilemeye giden Çerviakov’dan esinlenilmiþ. Kenan ülkesindekileri devasa Ba’al putuna deðil Tanrý’ya tapmaya çaðýran peygamberle adaþ Ýlyas’ý Aydýn’ýn elini öpmeye zorlar. Bu sembolik puta tapma hareketi sýrasýnda düþüp bayýlýr Ýlyas!
III. RICHARD VE HAMLET’E GÖNDERME YAPMIÞ
Kiracýlarýnýn sefaletine tanýk olan Aydýn, imamýn giysileri vb. üzerinden bir ‘estet’ yazýsý döþenir. Rant yiyen deðil, üreten insan olduðunu kanýtlamak ama butik otelinin ve mülklerinin sahibi olmak, yani ticaretle iþtigal etmek ona ‘yakýþmazmýþ’ gibi davranýp kendine daha ‘asil’, daha ‘entelektüel’ bir uðraþ bulmuþtur: Bozkýrýn Sesi gazetesine köþe yazmak. Atayurduna dönmüþ bir yerel þöhret olarak konumunu pekiþtirecek bu ‘uðraþ’ý ciddiye alýr. Bir köyde öðretmenlik yapan genç kadýn hayranýnýn e-postasýný gurur vesilesi yapar! Bu münzevi hayatýna mahkum ettiði genç eþinin yardým çalýþmalarýna hiç ilgi göstermemiþ olan Aydýn’ýn bu hayranýna ilgisi Nihal’i çileden çýkarýr ve evliliklerindeki soðuk savaþý sýcak çatýþmaya çevirir. Ki bu da filmin koçanýný bile kemirdiðimiz leziz elma niteliðini pekiþtiren o uzun diyaloglardan örülü sahnelere dönüþür. Cannes’da bazý yazarlarýn karý koca iliþkisini yansýtmadaki otantisitesi yüzünden Ceylan’ý Bergman ile kýyaslamasý boþuna deðildi...
Karý-koca yüzleþmesinden önce Aydýn’ýn kýz kardeþi Necla onun köþe yazarlýðýný yerer. Mükemmel Ýnsanlar öyküsünde, küçük bir yayýn organýnda kaleme aldýðý edebi eleþtiriler konusunda kendine güvenen Vladimir Semyoniç’in kýz kardeþi Vera Semoyovna’nýn “Kötülüðe direnmesek ne olur?” sorusuyla baþlayan tartýþma, filmde bir doruk noktasý oluþturuyor. Ceylan çiftinin birlikte imza attýðý senaryoda Üç Maymun’un cinsiyetçi yaklaþýmý yerine Nihal ve Necla karakterlerini dört baþý mamur biçimde tanýmlamasý ve Aydýn’ýn ‘aile reisi’ ve ‘patron’ konumuna karþý konumladýðý dikkat çekiyor. Bir Zamanlar Anadolu’da misali þehirli doktoru (iþte o Çehov’dan pek uzaktý) kahramanlaþtýrdýktan sonra pek az kiþinin hakikaten kentsoylu olmadýðý bir toplumun yarý aydýnýný hem de karþý köþeye biri madenci biri imam olan iki kardeþi koyarak eleþtirmesi de manidar. Senaryonun her cümle üzerinrde ince ince düþünülerek yazýlmýþ olmasý uzun diyaloglarýn Ceylan’ýn hayraný olduðu Ozu’nun filmleri misali açý-karþý açý tarzýnda görüntülenmeleri, her biri zaten deneyimli olan oyunculardan olabilecek en iyi performanslarýn alýnmasý bu sözel aðýrlýklý filmin baþarýsýný pekiþtiriyor. Ama yönetmenin alamet-i farikasý olan görsel estetik de ihmal edilmemiþ. Teknik açýdan hep mükemmeliyetçi olan Ceylan sinemasý, son iki filminin aksine gövde gösterisi yapmadan gücünü hissettiriyor. Özellikle kurgu hayranlýk uyandýrasý: 3 saat 16 dakikalýk sürenin nasýl geçtiðini anlamýyorsunuz bile! Ýç mekanlarýn sadece masa lambalarý ve þöminelerden yayýlýrmýþ hissi veren sýcak ve yumuþak ýþýklý ambiyansý, dýþ mekanlarýn soðuk ve sisli atmosferi, Kapadokya’nýn eþsiz manzaralarýnýn turistik cazibesine kapýlmadan Peri Bacalarý, yalýn kayalar, rüzgarlý bayýrlar, ovalar karakterler üzerindeki etkileri oranýnda filmde yer alýyor. Hele Güzel Atlar Ülkesi’nde III. Richard’ýn savaþ alanýnda “Bir ata krallýðým” nidasý misali bir yýlký atý yakalanmasý sahnesi var ki! Filmin can alýcý fikirlerinden biri de hem III. Richard’a hem Hamlet’e gönderme yapýyor vicdan ile korkaklýðý bir tutarak... Ama film bitince belleklerde asýl yer eden yine Çehov oluyor: ‘Þu dünyada zayýflarý ezmek ne kolay!’
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan Senaryo: Ebru Ceylan, Nuri Bilge Ceylan Görüntü: Gökhan Tiryaki Oyuncular: Haluk Bilginer, Melisa Sözen, Demet Akbað, Ayberk Pekcan, Serhat Kýlýç, Nejat Ýþler, Tamer Levent, Nadir Sarýbacak, Mehmet Ali Nuroðlu, Emirhan Doruktutan Tür: Dram Yapým:2014, Türkiye-Almanya-Fransa, 3 saat 16 dakika.