Ligin her devre arasýnda, her sezon öncesinde ve bulabildiðiniz her fýrsatta eðitim de verseniz; profesyonel yapýp paraya da boðsanýz; kurtuluþunuz yok, hakeminiz ayný hakem...
F.Bahçe’nin Antalya maçýnda, uzatmanýn da uzatmasýnda son saniyeye sýðdýrýlan ve yaratýlan faul kararý; hakemlerimizin “Durumu-Vaziyeti-Hatice’yi kurtarma” kompleksinden geliyor. Ýçlerinden o kompleksi atmadýðýnýz sürece; Diego bilerek düþse de düþmese de; o düdük (En kritik anda ve en kritik yerde) çalýnmaya mahkumdur.
Türkiye’de sistem, “Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öp” üstüne kurulmuþtur. Kaosla beslenir... Artýk bunu 6 aylýk bebekler bile biliyor.
***
Bizim hakemlerin kafalarýnýn henüz basmadýðý olay; artýk bütün maçlarýn naklen yayýnlandýðý bir dönemde, hatalarýnýn ve kötü niyetlerinin, þýrrak diye anýnda kayda geçirilmesi gerçeðidir. Eskiden öyle deðildi... Uzunca bir dönem hiçbir maç naklen verilmedi, gene uzunca bir dönem, bazý maçlar o da özet olarak kayda alýnýrdý. Hakem katliamlarýný ispat etmek mümkün deðildi. Üç büyüklerden o sezon uygun olanýný koruma, gözetme (Diðerlerini hacamat etme) imtiyazý o dönemlerden kalmadýr. Bu gelenek, babadan oðula miras yoluyla geçer...
Görüntü olmadýðýndan kimse ispat edemediði için, eskiden hakemlerin sahada çýkardýðý ferman, pek de tartýþýlamazdý. Ama þimdi öyle deðil. Yakýn çekim, uzak çekim, pilot kamera, süper slow motion filan derken; teknoloji hiçbir hatayý ya da cinliði kaçýrmýyor. Muhatap durumunda kalan rakip kulüpler ve medya, tartýþmayla ortalýðý inletiyor.
Eskiden maçlara hakem müdahalesi (Olmayan teknoloji sayesinde) çok kolaydý. Hakemler takýmlarý ipe diziyordu ya da ipten alýyordu... Ama görüyorsunuz; hiper/süper/ultra teknolojiler bile; eski geleneði ortadan kaldýramadý. Eski tas eski hamam durumu devam ediyor.
Teknolojiyi deðiþtirip kafayý deðiþtiremiyorsan; devekuþu gibi baþýný kuma gömmen de, durumu kurtarmaya yetmiyor. Hakemlere artýk çok para veriyorsunuz ama, zýrnýk vicdan vermiyorsunuz.
Sorun burada!