Maçýn hemen baþýnda Sneijder’in sakatlanmasý büyük talihsizlik. Daha sonrasý dakikalar 7’yi gösterirken Gekas’ýn kaçýrdýðý bir gol vardý. Torku Konya, daha sonrasýnda Gekas’ýn ‘al da at’ pasýnda Recep ile golü buldu. Bu golde Galatasaray’ýn kalecisi Muslera’nýn hatasý bir hayli büyüktü. Ýlerleyen dakikalarda Ömer Ali golle burun buruna kaldý. Muslera ile Sabri gole izin vermediler.
Drogba’nýn kafa golü ise, ilk yarýyý eþitledi, santra bile yapýlmadan oyuncular soyunma odasýna gitti. Galatasaray pozisyonlar üretmekte ilk yarý itibariyle fakir-fukara kaldý. Sadece bir güzel Umut’un ortasýna, Drogba ile golü buldular. Konya, ilk yarý Galatasaray’dan daha iyi futbol sergiledi. Gol pozisyonlarý üretmekte rakibinden daha üstün gözüktü. Presli futbola özen gösterdiler. Atýlan Konya golünde ise bu presli futbolla Muslera’yý hataya zorladýlar. Topu ayaða ve de çok çabuk hücuma çýkan oldular.
Ýkinci yarý ise Galatasaray, takým halinde hücuma çýkarak; bu sefer Konya’dan daha baskýlý futbol ve gole koþan oldu. Burak çok güzel bir gol attý. Ama Aydýn’ýn gollük pasý, Burak’ýn golünden daha güzeldi. Chedjou’nun bir kafa þutunun direkten dönmesi maçýn kader anlarýndan biriydi.
Burak Yýlmaz, pozisyon bulduðu zaman gole çeviren futbolcu. Ama bu kadar hakemle konuþmak, bu kadar yerden kalkmamak hem kendi futboluna zarar veriyor hem de kendisini antipatik yapýyor. Kýsacasý Galatasaray, Türk Telekom Arena’da çok zorlandýðý ilk yarýnýn ardýndan, farklý kazanma beklentileri içinde olanlarý sýkýntýya sokarak, 3 puaný hanesine yazdýrdý.
Maçýn geneline bakýyorum, korner sayýsý bir elin parmaklarýný geçmez oldu. Ne kadar ilginç deðil mi? Ýki takýmýn da farklý devrelerdeki oyunu, bu kadar az korner atmalarý þaþýrttý beni...
Hakem Kamil Abitoðlu’na gelirsek, iyiye yakýn bir maç yönetti.
Oyuna kötü baþlayan Umut’un yerine Aydýn’ýn girmesi bu maçýn bana göre kýrýlma noktasýdýr. Çünkü Burak’a öyle bir gol pasý verdi ki, dünya çapýndaki yýldýzlara taþ çýkartan niteliðindeydi.