Ýlk yarýdaki gibi gidersen, eyvah!

Gençlerbirliði’nin golü, yaklaþýk olarak ilk yarým saatin sonunda geldiðinde; inanýn maç daha baþlamamýþtý... Süre çalýþýyordu ama, maç oynanmýyordu. Ýki taraf da, mental ve fizik olarak oyunda deðildi. Takýmlar “Bir maç en çok ne kadar sýkýcý olabilir” merakýný giderebilmek için, test uyguluyordu sanki... Býrakýn iyi oynamayý, pozisyon üretmeyi, sanki nefes bile almaya üþeniyorlardý. Durum o kadar kötüydü.

Bu sýkýcý havayý, G.Birliði kalecisi Johannes Hopf daðýttý... Bir pozisyon sonrasý yakaladýðý topu, hiç vakit kaybetmeden Rantie’ye uzattýðýnda; bu futbolcu kaptýðý gibi akmaya baþladý. Metrem yok ölçmedim ama; en az 70 metre top sürdü, tehlikeli noktada etrafýný çeviren 3 kiþiyi çalýmladý, (Kaleci ve kendisinden baþka) top kimseye deðmeden aðlarla buluþtu. Düþünün bir gol atýlýyor ki, asisti kaleci yapýyor. Atanlarýn becerisi, yiyenlerin fi yaskosu... Bu takým bir de þampiyonluða gidiyor. Þaka gibi...

***

Golle beraber, oyunun uyuþuk temposu son buldu. Maç elbette fýrtýnaya dönüþmedi ama; en azýndan seyredeni esnetmekten bir nebze uzaklaþtý. Baþakþehir can havliyle yüklense de, ikinci gole yaklaþma fýrsatlarý, gene G.Birliði’nden geldi. Ev sahibi takým, þampiyonluk ihtimali içinde var olduðunu tam anlamýyla çözememiþ gibi bir tavýr içindeydi. Ya da olabileceðine pek ihtimal vermiyor gibiydiler. Çünkü hýrslarý/inatlarý/mücadeleleri yoktu. Olursa olur, olmazsa caným saðolsun kývamýndaydýlar. Aradaki 7 puan farkýn; bir anda ikiye düþmüþ olmasýndan kaynaklanacak, süper itici güç varlýðýndan yoksundular.

***

Devre arasýnda birileri, Baþakþehirlilerin kulaklarýna kar suyu kaçýrmýþ olmalý... Ýkinci yarýya çýktýklarýnda, ciddi anlamda uyarý/nasihat/sinyal almýþ olduklarýnýn ipuçlarýný veren bir canlýlýk gösterdiler. Goller arka arkaya geldi.

Ýlla birileri, birilerini sopayla dürtmesi mi gerekiyor. Maçýn baþýndan itibaren sorumluluk yüklenmek, neden o kadar zordur. Herhangi bir mücadele deðil ki, artýk kader maçlarý oynuyorsunuz. Ýþi baþtan sýký tutun.