Enerji kaynaklarý ve su Ortadoðu topraklarýnda yer aldýðýndan, hem bu kaynaklarý ele geçirmek hem de enerji nakil yollarýný denetim altýna almak küresel güçler için öncelikli hedeftir.” Doç. Dr. Özlem Arzu Azer (Jeopolitik Dergisi Güz 2004)
Büyük Ortadoðu Projesi, Alman imparatoru Kayzer Wilhelm’in 1897 yýlýnda Baþbakan Bülow ve Deniz Kuvvetleri Komutaný Amiral Tripitz’le birlikte geliþtirdiði ve Almanya’nýn deniz aþýrý ülkelerde sömürgelere sahip olmasýný öngören bir tasarým, olarak bilinir. Ancak bunun öncesinde, ta 15. yüzyýlda, Ýngiltere Kraliçesi I. Elizabeth BOP’un ilk tohumlarý atmýþtý. BOP, Ýslam dünyasýnda egemen olmaktýr kýsaca. Elizabeth’in sevgilisi ve amirali Sir Francis Drake, “Ýslam’ý köle ettiðimiz gün tam anlamýyla bir dünya egemenliðinden söz edebiliriz” diyerek deniz aþýrý ülkelere gitme nedenlerinden birini belki de baþlýcasýný açýklar. Öte yandan, Kayzer’in danýþmanlarý ve bakanlarýnýn birçoðu özellikle de Þansölye Bülow ve Amiral Tripitz, Illuminati’nin üst düzey yöneticileri yani 300’ler Meclisinin üyeleridir.
BOP öylesine karmaþýk bir tasarým falan deðildir; özetle, Illuminati’nin dünya egemenliðidir. Amerika’nýn yönetiminde BOP’un sýnýrlarý Fas’tan Çin Seddi’ne kadar uzanacaktýr. Bu coðrafyada ABD istediði demokrasileri oluþturacak ve kapitalizm ekonomik model olarak bu ülkelerce uygulanacaktýr. Arap Milliyetçi söylem tümüyle bu coðrafyadan silindikten sonra, üst kimliðe oynayacaktýr Washington; o da Ýslam’dýr. Tasarýmýn baþlangýcýnda manda devletler mi denetimli demokrasiler mi konusu tartýþýlmýþ sonunda “denetimli demokrasilerde” karar kýlýnmýþtýr. Denetçi ABD’dir elbette. “Sizi demokrasiye kavuþturdum” diyerek dünya halklarýný yanýna çekecek, Ýslam’la demokrasiyi yoðuran “ýlýmlý Ýslam” düzenini piyasaya sürecektir.
***
Türkiye’nin, kesintilere raðmen yarým yüzyýlý aþkýn bir demokrasi deneyimi vardýr ki bu Washington için biçilmiþ kaftandýr. Irak iþgaliyle birlikte Türkiye ABD’yle komþu olur. Bu yeni komþu Türkiye’yi BOP’un lokomotifi olarak kullanmak istemektedir. Bunu körü körüne kabule hazýr siyasiler vardýr Türkiye’de ancak Tayyip Erdoðan bunlardan biri deðildir. Erdoðan ve AK Parti yepyeni bir tasarýyla masaya gelir: Tasarýnýn baþlýðýysa, “Ortadoðu’yu AB benzeri ekonomik birlikteliklerle yaþanýr hale getirmektir.” Ekonomik birliktelikte (ortaklýkta) lokomotif petrol olmayacaktýr. Petrole dayalý ekonomilerin çalýþmayan asalak toplumlar yetiþtirdiði gerçeði Türkiye’yi rahatsýz eder ve bunu açýkça dile getirir. Ankara’nýn önerisi ekonomide “istihdam merkezli” bir siyasettir. Birbirine ürün satan, sanayi yatýrýmlarýna aðýrlýk veren, iþsizlik oranýnýn azaldýðý, çalýþan bir Ortadoðu’dur Türkiye’nin hedeflediði. ABD bu tasarýya karþý deðildir de, Washington bütün dizginleri elinde tutmak istemektedir. Yani Türkiye bir tür maþa, karar mercii deðil kararlarýn uygulayýcýsý olacaktýr. Çalýþkan, üreten, silah tüketmeyen, milyarlarca dolar harcayýp savaþ uçaklarý almayan, kimin düþman kiminse dost olduðunu tanýmlayan ve ilan eden Ortadoðu Amerika’nýn hiç de iþine gelmez. Bu yüzden de PKK, PYD gibi terör örgütlerini harekete geçirip Türkiye’nin böyle bir modeli masaya bile getirmesini engeller. Türkiye terörle boðuþursa Ortadoðu’da hiçbir tasarýsýný hayata geçiremeyecek, bölge her zaman olduðunca kan ve ateþle yoðrulacak huzur, bereket ve kalkýnma çöpe atýlacaktýr. Ýþte bugün sahnelenen oyun budur! Göðsüne PYD dövmesi yaptýran, gömleðine PYD armasý diktiren Amerikalý asker de bunun görsel bir simgesidir.
Illuminati para ve silahla yeni bir dünya düzeni kurmak istemektedir; ciddi anlamda da yol almýþtýr bu amaç doðrultusunda.. Bu örgütü ne kadar iyi tanýr, amaçlarýný bellersek onunla çok daha etkili bir biçimde mücadele edebiliriz..
(Meraklýsýna Not: Illuminati’yi üç bölümlük dizi yazýmýzda az da olsa tanýmlamaya çalýþtýk. Elbette bu dizide anlatýlanlar sadece buzulun görünen bölümü. Görünmeyen bölümleriniyse ilerde anlatmaya çalýþacaðýz..)