Dün Cumhurbaþkaný Erdoðan büyükþehir belediye baþkanlarýný kabul etti. Cumhurbaþkaný'nýn siyasi geçmiþinde belediyeciliðin çok önemli bir yeri var. Vatandaþa doðrudan temas eden bir hizmet siyaseti yeri olarak görüyor belediyeleri. Vergi aldýðýnýz her kiþi ve kesime, doðrudan hizmetler yoluyla yahut belli tabanlarý olan sivil toplum kurumlarý vasýtasýyla hizmet sunmanýz gerekir. Bu yüzden Erdoðan'ýn belediye baþkanlarýna hitap ederken; "Oturduðunuz makamlar polemik siyaseti deðil hizmet siyaseti yapacaðýnýz yerlerdir. Milletin ahýný alarak, devri sabýk yaratarak hizmet edemezsiniz. Ýþten çýkarttýðýnýz binler kaðýt üzerinde sadece sayý gibi gözükebilir ama her rakam bir insana tekabül ediyor. Varsa birkaç kötü örnek bahane edilerek yüzlerce kiþinin ekmeðiyle oynanmasý ne adalete, ne insanlýða sýðar" dedi. Kuþkusuz bu uyarý ve nasihatlerin ilk muhatabý Ýstanbul'un yeni belediye baþkaný Ekrem Ýmamoðlu'ydu. Kendisi uzun soluklu bir siyasi kariyer düþünüyorsa, Cumhurbaþkaný'nýn sözlerini kulaðýna küpe etmeli. Yoksa belediyeyi insan kaynaðý ve bütçesiyle rövanþist bir mantýkla yönetmeye kalkarsa bir sonraki seçimi ne muhtemelen hayalini kurduðu Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaþkaný adayý olarak karþýlayabilir ne de oturduðu koltuða bir daha talip olabilir.
Ýmamoðlu'nun kampanyasýnýn sistematik yalanlar üzerine kurulduðunu yaþayarak gördük. Seçimi, yalan ve doðrunun yayýlma hýzý arasýndaki doðru aleyhine olan devasa fark sayesinde kazandý. Bu, azýcýk izaný, vicdaný, insafý olan insanlarýn yarýþa dahi giremeyeceði bir kampanya türüydü. Yapabileceðiniz tek þey, ulaþacaðýnýz kitlenin, yalanýn ulaþtýðýnýn onda biri olacaðýný bile bile doðrusunu göstermek.
Seçim bitti, kampanyanýn harareti düþer ve az buçuk bir normalleþme olur derken "Bankamatik memuruydular, iki seçim arasýnda iþe alýndýlar" gibi gerekçelerle binlerce kiþi kýsa mesajla iþten atýldý. Kaðýt üstünde birer isim ve rakam olarak görülen o insanlar, okullar açýlýrken iþsiz kalan babalar, anneler ve anne-babasý iþsiz kalan binlerce çocuk demek oysa.
Ah alarak baþlayan bir baþkanlýk kariyeri, kime hayýr getirebilir ki?
ÝBB'nin yeni baþkanýnýn kafayý taktýðý bir konu da; ziyadesiyle muhafazakar camianýn çocuklarýný emanet ettiði yurtlarý idare eden vakýflar. Tahmin edeceðiniz gibi TÜRGEV, Ýlim Yayma, TÜGVA, ENSAR gibi vakýflar bunlar. Bunlarla ilgili günlerdir, FOX TV, Cumhuriyet Gazetesi, Oda Tv; Birgün gibi yayýn organlarýnda asýlsýz, çamur at izi kalsýn mantýðýyla bir takým rakamlar paylaþýlýyor. Belli bir kitleyi bir þeylere inandýrmak için gerçeklere deðil bilakis yalanlara ihtiyaç var çünkü. Bu konuyu çok ayrýntýlý yazmak gerekiyor ama þimdilik þu kadarýný belirtmekle yetineceðim; sivil toplumla çalýþmak belediyelerin görev ve sorumluluk alanlarýna girer. ÝBB'nin söz konusu vakýflara bina tahsisi, kira yardýmý, programlara araba tahsisi, proje katkýsý gibi ayni yardýmlarda bulunmasýndan daha normal bir þey yoktur. Bu anlamda asýl sorun; vakýflarla yapýlmýþ protokolleri feshetmesidir. Ýmamoðlu Beylikdüzü Belediyesi baþkanýyken ADD ve ÇYDD'yi her açýdan desteklediði gibi bu dernekler için aðzýyla baðýþ dahi istemiþtir ve bu da normaldir.
Ýmamoðlu'nun hizmet siyaseti adýna olduðu kadar kendi siyasi kariyeri adýna da bu vakýflarý hedefe koyan iftiralardan vazgeçmesi gerekir. Ýþe, TÜRGEV için yapýldýðýný iddia ettiði, TÜRGEV Baþkaný Fatmanur Altun'un ise "Bizim haberimiz yok. Neredeler" diye sorduðu binalarý törenle bu vakfa teslim ederek baþlayabilir. Zira TÜRGEV, on binlerce üniversite öðrencisine saðlýklý, temiz, konforlu yurt imkaný sunarak çok önemli bir hizmet yerine getirmektedir.
