İmralı’dan gelen mesaj

Öcalan, son gelişmelerden (KCK’nın sınır dışına çıkışı durdurması, Başbakan’ın demokratikleşme paketini açıklaması) sonraki “pozisyon”unu bildireceği tarih olarak 15 Ekim’i işaretlemişti.

Önceki gün BDP heyeti İmralı’ya gitti döndü ve Öcalan’ın “tarihi çağrımı tekrarlıyorum” dediğini iletti.

Öcalan’ın çağrısı; Newroz günü Diyarbakır’da, evvela kendi örgütüne ve tabanına, sonra tüm Türkiye’ye dünyanın şahitliğinde ilan ettiği “silahlı mücadele dönemi bitmiştir” dediği tarihi çağrısı.

Çözüm sürecinin arkasında durduğunu deklare ederek Kandil’e açık bir mesaj veriyor Öcalan. Çünkü dağda, ovada ve Ankara’da siyaset yapanlar Öcalan’ın süreçteki varlığına rağmen çözüm yolları sanki fena tıkanmış, sorumlusu tamamen Hükümetmiş, silahlar da her an yeniden patlayabilirmiş gibi son derece tekinsiz bir hava oluşturmaya çalışmaktaydı.

Bu puslu havada, AK Parti husumetini başka türlü gideremeyip Kürt gençlerinin canı pahasına PKK’ya fısıldayanların katkısı da az değil doğrusu. Fısıltıları hala dolaşıyor malum mecralarda. Sakın ha ikna olma, sınır dışı için acele etme, daha ne aldın ki, bak dağlar ne güzel menevişli, Gezi’ye katıl Rojava’da diren... Diyen kalem erbabını bugün de Öcalan’ın mesajındaki örgüt göndermelerini tıraşlayıp Hükümet’e yönelttikleri zehirli oklardan tanıyabilirsiniz.

Peki, Öcalan mesajında Hükümete hiç mi “laf etmiyor”?

Önce bir bakalım, ne diyor: “4 yıldır büyük bir çaba içindeyiz. Son bir yılda başlattığımız sürecin anlamı büyüktür. Yürüttüğümüz çalışmalar halkı rahatlattı. Büyük zelzeleler dindi. Fakat dağ gibi sorunlar önümüzde duruyor. Önerilerimi devlete yazılı ve sözlü olarak sundum. Derinlikli müzakereler hayata geçmeli. Bir yıl içinde yasal herhangi bir zemin oluşmadığı gibi, ne ret ne ilerleme sağlanmıştır. Süreçle ilgili umudumu korumakla birlikte bu umudun hayal kırıklığına dönmemesi için tarihi çağrımı bir kez daha tekrarlıyorum.”

Hükümete özetle iki şey diyor: Derinlikli müzakere hayata geçmedi. Yasal zemin oluşmadı.

Bu iki cümle “demokratikleşme paketini PKK hazırladı” diyen siyasetçilere; sürecin en sarsıcı kısmının atlatıldığını, halkın rahatladığını ifade ettiği cümleler ise “Kürtler memnuniyetsiz paket içeriksiz” diyen koroya ev ödevi olsun.

Gelelim İmralı’dan gelen mesajın bana ne söylediğine:

1) Öcalan sürecin ilk günkü gibi arkasında. Çatışmasızlık sürüyor sürecek. Mesajın en mühim noktası bu.

2) Kandil’in ve meşru siyaset alanındakilerin söylemini boşa çıkarıyor, tansiyon düşürüyor.

3) KCK-BDP hattının çatışma dönemlerine ait barut kokan dilinin aksine İmralı, son derece yumuşak ve diplomatik bir dil kullanarak hem örgüt içi iyi-kötü dengesi kuruyor, hem doğru muhatabın kendisi olduğuna işaret ediyor.

4) Öcalan örgütün tevil etmeye çalıştığını ne muhataplarının ne Türkiye genel kamuoyunun “yutmadığı”nın farkında. Tevil heyetinin düştüğü komik duruma düşmemek için sürecin aşamalarına dair ağzını dahi açmıyor.

5) Sürecin ilk aşamasında yükümlülük örgüte aitti. Tüm silahlı unsurlar hızla sınır dışına çıkacaktı. Çekilme yüzde 20’de kaldı. Öcalan da kalanların ‘buradayız gitmiyoruz’u göstermek için hiçbir fırsatı kaçırmadığını, toplumun bunu nasıl karşıladığını, çözüm karşıtlarının Mayıs Haziran ayı icraatlarını ve muhatap kaybetmenin olası sonuçlarını 11 kanallı televizyonundan tüm açıklığıyla görüyor. Dolayısıyla süreci zehirleyecek olanın paketten çıkmayanlar değil, sınır dışına çıkmayanlar olduğunu gayet iyi biliyor, suskunlukla değerlendiriyor. 

6) Öcalan açıkça zaman kazanmak istiyor. Sürdürülemez bir durum olan çatışma hali, sürdürülebilir bir çatışmasızlıkla ikame edildiğinden beri, ölümsüz geçen her günün sürece dahil olduğunu, tarafları ve tabanları kesin çözüme yaklaştırdığını tecrübe ediyor. Yerel seçimler, Rojava’nın durumu, Kürt konferansı gibi beklenen somut gelişmeler için de ayrıca beklemek istiyor.

7) Demokratik İslam Kongresi düzenleyin talimatıyla sadece kısa vadede yerel seçimlere değil uzun vadede bölge siyasetine oynadığını ispatlıyor.