Açlýk grevlerinin kabul edilemez bir eylem türü olduðuna yönelik yazýlar yazan ve bu çerçevede örgütün hakaretlerine maruz kalan bir kiþi olarak, bu eylemlerin herhangi bir ölüm vuku bulmadan bitmesinin sevindirici olduðunu söylemeliyim. Bu eylemleri kabul edilemez bir þantaj ve ölüm üzerinden dayatma olduðunu vurgulayan bizim gibi kiþiler hadisenin ölümlerle sonlanmamasýndan memnuniyet duymuþlardýr. Bu eylemlerin talimatýný veren ve gerilimi týrmandýran mihraklar ise meselenin daha büyük acýlar yaþanmamasýndan çok da hoþnut olmamýþlardýr.
Zamanýn ruhuna uymayan ve muhtemel süreçleri sabote etme istidadý taþýyan bu eylemin öncelikli amacý BDP’yi sürecin parçasý haline getirmek ve avukat görüþmelerinin yeniden baþlamasýyla Kandil’in manipülasyonlarýna zemin hazýrlamaktý.
Baþbakan bu konuda tavizsiz ve kararlý bir duruþ sergiledi ve örgütün istediði kapýlar açýlmadý.
Açlýk grevlerini bitirmek için Öcalan’la görüþmek isteyen BDP, þimdi de eylemsizlik kararý aldýrmak için Ýmralý’ya gitmek istediðini söylüyor. Böylece Öcalan’a bir nevi doðal siyasi lider konumu kazandýrýlmaya çalýþýlýrken, avukat görüþmeleriyle de Apo’nun örgütü idare ediyormuþ gibi görüneceði bir kanal açýlmak isteniyor.
BDP’nin baþýndan bu yana kabul etmediði ve örgütün de uzun zaman görüþmesini engellediði Mehmet Öcalan’ýn Ýmralý’ya gitmesini, bazý çevreler BDP/PKK’nýn baþarýsý olarak takdim ediyorlar. Oysa açlýk grevlerinden arzulanan BDP’nin ve avukatlarýn Ýmralý’ya gitmesiydi, bu ise gerçekleþmedi.
Bu sonucun ortaya çýkmasýnda devletin herhangi bir anlaþmasý, taahhüdü veya sözü ise sözkonusu deðildir.
***
Gülay Göktürk devletin Öcalan kozunu iyi kullandýðýný; bundan sonraki öneminin ise þiddetin bitmesinde oynayacaðý role ve vereceði mesajlara göre þekilleneceðini vurguluyor.
Aslýnda devletin elinin altýndaki örgüt liderinden yararlanabileceðini herkes bir þekilde söylüyor. Bu iliþkinin nasýl ve ne þekilde olmasý gerektiðine yönelik ise toplumun farklý kesimlerinden farklý görüþler serdediliyor.
Kimine göre Öcalan, örgüt üzerinde mutlak bir hakimiyete sahiptir, kimine göreyse eski aðýrlýðýný kaybetmiþ olduðundan Kandil'deki farklý odaklar tarafýndan sadece istismar edilmektedir. Öcalan’ýn tek hakim lider olduðu tezi hem onunla görüþerek bu iþin olabileceðini söyleyenler tarafýndan dile getiriliyor, hem de onu devre dýþý býrakarak örgütün etkisizleþtirilebileceðini savunanlar tarafýndan...
Doðrusu tabulaþtýrýlan ve mitleþtirilen böyle figürlerin örgütlerin tabanýnda güçlü etkilere sahip olmasý kaçýnýlmaz bir durumdur. Öcalan da hem BDP tabanýnda, hem de örgütün militan kitlesinde bir etki gücüne sahiptir. Ancak, bu etkinin zaman içinde sembolik bir anlam taþýmaya baþladýðý, farklý þekillerde istismar edildiði ve örgütün içindeki hizipler tarafýndan boþa çýkarýldýðý da iþin bir boyutudur. Eminim ki, bugün Öcalan bile gücünü ve etkisini tartamamakta, refüze olabileceðine yönelik kaygýlara kapýlmaktadýr. Daha önceki konuþmalarýnda görülen güvensizlik de bunun iþaretidir. Kandil’dekileri ve BDP’lileri sürekli suçlayan, biraz öne çýkan Leyla Zana ve Ahmet Türk gibi isimlerin itibarýný sarsmaya çalýþan, Barzani ve Talabani gibi aktörleri aþaðýlayan tavýrlar, pozisyonunu ve etkisini kaptýrma kaygýsýný yansýtmaktadýr.
Ayrýca vurgulanmasý gereken bir gerçek de, PKK’nýn kendi örgütsel amaç ve stratejileri çerçevesinde eylemler gerçekleþtirdiði gibi, örgüt içindeki kanatlarýn girdikleri baþka angajmanlar sebebiyle taþeronluk türü eylemler de yaptýðýdýr. Örgütte öne çýkan aktörlerin hepsi farklý bir odak veya ülkeyle anýlmaktadýr. Özellikle bölgesel geliþmeler PKK’nýn örgütsel amaçlarýný aþan fonksiyonlarýný artýrmýþtýr. Suriye’de devam eden süreç, Barzani-Maliki çatýþmasýnda Ýran ve PKK’nýn alacaðý pozisyon, Ýsrail’in bölgesel hesaplarý örgütün kullanýlma ve yeniden aktive edilme ihtimallerini artýrmaktadýr.
Kandil’deki aktörlerin girdikleri angajmanlar ve örgütün taþeron olarak kullaným deðeri, Öcalan’ýn iddia edilen etkisini ve gücünü zayýflatan hususlardýr. Nitekim son dönemde yaþanan sabotaj veya provokasyon türü eylemler, ayný zamanda Öcalan’ý boþa düþürmüþtür.
***
Türkiye’nin bölgesel rolünü zayýflatmaya ve burnunu sürtmeye çalýþan bütün odaklar bugün Kandil’deki isimler üzerinde yoðunlaþmaktadýr. Bunlarýn þu an için tesir edemedikleri tek aktör Ýmralý’dýr.
Ýmralý’nýn sözünün ciddiye alýnmasýnýn yolu ise ‘silahlarýn býrakýlmasý’ yönünde bir neticenin ortaya çýkabilmesidir. Baþbakan Erdoðan’ýn sýkça söylediði gibi artýk ‘silahlarýn susmasý deðil, silahlarýn býrakýlmasý’ bir anlam taþýyor.
Hükümet kendi plan ve programý çerçevesinde reformlarýný sürdürüyor ve PKK’ya karþý mücadelesini kararlýlýkla devam ettiriyor.