İnanmayın, ‘koalisyon’ cenahında değişen bir şey yok...

Farkında mısınız; son günlerde bir ‘koalisyon’ muhabbetidir gidiyor. Özellikle muhalefet partilerinin koalisyon güzellemelerinden geçilmiyor. 

Oysa, 1 Kasım’da da benzer bir tablo çıkarsa, 7 Haziran sonrasında kurulamayan ‘hangi’ koalisyonun, 1 Kasım sonrasında ‘nasıl’ kurulacağını izah edebilecek kimse var mı?

Daha birkaç ay önce “Koalisyonlar Türkiye’nin sorunlarını çözmez” diyen Sayın Kılıçdaroğlu ve “Birden fazla partinin bir araya gelmesi istikrar getirmemektedir. Kolaisyon, sorunların çözümünde yetersiz”diyen sayın Bahçeli’ye ne oldu ki, şimdi resetlenmiş ve yeni versiyon yüklenmiş gibi sürekli ‘koalisyonun nimetleri’nden bahsediyorlar?..

Hele diğerini hiç sormayın... 7 Haziran’da daha seçime bile gitmeden kimlerle koalisyon yapmayacaklarını sıralıyordu. Şimdi ise, inanmayacaksınız ama,”Biz tek başına iktidarı değil, koalisyonu arzu ederiz”diyor.

Siz meydanlarda bol keseden vaatler sıralıyor, sonra da, “Bunları biz kendi başımıza yapamayız, birileriyle yapalım” diyorsunuz.

Bu zaten samimiyet problemi olan bir tutum.

Ayrıca ‘ülke için her şeyi yapmaya hazırız’ anlamında sundukları bu söylemler, hiçbir pratik değeri olmayan ‘sinsi’ bir siyasi argümandan ibarettir.

Yani...

1 Kasım sonrasına yönelik olarak, “Herkesle koalisyon yapabiliriz” demelerinin hiçbir anlamı yok.

Çünkü...

7 Haziran sonrasında koalisyonu engelleyen bütün şartlar hâlâ ve aynen geçerlidir.

Bir kere, AK Parti dışındaki iki partinin hükümet kurabileceği bir sonuç bekleyen yok.

Peki MHP’nin, AK Parti’siz bir koalisyon kurulmasını engelleyen tutumunda bir değişiklik oldu mu?

Ben duymadım.

O halde hâlâ “AK Parti’siz bir koalisyon mümkün değil” demektir.

Peki AK Parti ile koalisyon kurulmasını engelleyen sebepler ortadan kalktı mı, yok...

O zaman Allah aşkına siz bu koalisyonu uzaydan getirdiğiniz partnerlerle mi kuracaksınız?

Halka neden dürüst davranmıyorsunuz?

Halk size “Be hey cahiller, madem onlar bu işi iyi yapamıyor neden yine onlardan ortaklık dileniyorsunuz? Gerçekten onlarsız olmuyorsa size ne gerek var?” demez mi?

Hem, “Sizsiz olmuyor” diyeceksiniz hem de, “Senin 12 yıldır yaptıkların yanlış. Gel birlikte bir restorasyon hükümeti kuralım ve bunları düzeltelim”diyeceksiniz.

“HDP hariç herkesle koalisyon kurabiliriz” diyen ama CHP ile birlikte bir yekun teşkil etmediği için aslında “Sadece AKP ile koalisyon kurabiliriz” demiş olan MHP ise AK Parti’nin bu güne kadarki siyasi geçmişini inkar etmek anlamına gelecek ‘şart’ların yanı sıra “Erdoğan’ı fanusa kapatmayı kabul ederseniz olur” diyor.

HDP ise barajı aşsa bile CHP ile ortaklıığı siyasi bir anlam taşımadığı ve HDP ile bir araya gelecek başka parti de olmadığı için zaten siyaseten ‘yok’ hükmündedir.

SONUÇ...

Gördüğünüz gibi sandıktan tek parti iktidarı çıkmadığı takdirde bizi bekleyen dönemin, 7 Haziran sonrası çözümsüzlüklerden hiçbir farkı yok.

Onun için bugün ‘müzmin muhalefet’in ‘koalisyon güzellemeleri’nin de siyasi bir karşılığı yok.

Siyaset, ‘yorulan’dan nöbeti devralmak ve yapılan ‘iyi şeyler’in üzerine yenilerini koymak için yapılır.

Bir inat uğruna milletin bütün kazanımlarını geri almak veya millî duruşun temsilcisi olan sayın Erdoğan’ı; bu kadar yıllık devlet tecrübesini heba ederek, Saray’da bir ‘biblo’ya dönüştürmeye çalışmak siyaset olamaz; olsa olsa bu millete ihanet olur.