Eskiden, sað siyasetçiler, el almak için Güniz Sokak’ta, Süleyman Demirel’i ziyaret ederlerdi.
Kendi içinde “tutarlý” bir davranýþtý bu.
Birtakým saðcýlarýn, sað siyasetin anýt ismi olan Demirel’i ziyaret etmelerinden daha doðal bir þey olamazdý.
Peki, sol siyasetçiler kimi ziyaret ediyor?
Solun anýt isimlerinden birini mi?
Hayýr...
Sað siyaset denildiðinde akla gelen isimlerden biri olan Hüsamettin Cindoruk’u.
Kemal Kýlýçdaroðlu, Enis Berberoðlu fýrtýnasý döneminde, Niþantaþý Hüsrev Gerede Sokaða gitmiþ, Hüsamettin Cindoruk’u ziyaret etmiþ, ondan el almýþtý.
Muharrem Ýnce de gitti...
Hüsamettin Cindoruk’u evinde ziyaret etti, bir süre baþ baþa görüþtüler, çýkýþta basýn mensuplarýnýn sorularýný cevapladýlar.
Çok verimli ve hayýrlý bir görüþme olmuþ...
Muharrem Ýnce böyle diyor...
Hüsamettin Cindoruk’un açýklamalarýndan anlýyoruz ki, Muharrem Ýnce “tavsiye” almaya gitmiþ ve çok da memnun ayrýlmýþ.
Cindoruk, görüþme sonrasý yaptýðý açýklamada, verdiði tavsiyeleri detaya döktü:
Cumhurbaþkanlýðý hükümet modeli bir felaketmiþ, þimdiden toplumun kahramaný olan Muharrem Ýnce bizi bu felaketten döndürmek üzere yola çýkmýþ, hepimiz onu desteklemeliymiþiz, Erdoðan’ýn “sivil darbe giriþimine” karþý onun yanýnda yer almalýymýþýz.
Koskoca Cindoruk, utanmadan, sadece “kaos” ve “darbe” üreten eski sistemi övdü... Halkoyuyla yürürlüðe girmiþ yeni anayasal modeli de “sivil darbe” olarak yorumladý.
Hiç utanmadý.
Çünkü utanmasý olmayan bir adamdýr.
Bir aralar “Menderes’in avukatý” diye pazarlanýyordu.
Merhum Aydýn Menderes deþifre edinceye kadar yýllarca bu payeyle dolaþtý, alkýþlarý topladý... “Hayýr, Menderes’in avukatý deðildim” demedi. “Düzeltme” yahut “tavzih” yoluna da gitmedi. Bunun siyasi getirisinden yararlanmaya çalýþtý.
Menderes’in avukatý olmadýðý gibi, Menderes’çi de deðildi.
Demokrat ve liberal hiç deðildi.
Bilakis, Demokrat Parti’ye karþý kurulmuþ “Hürriyet Partisi”nin bir müntesibiydi ve tipik bir Menderes düþmanýydý.
Baðrýndan Coþkun Kýrca gibi “üstün demokrat deðerler” çýkarmýþ Hürriyet Partisi, Menderes’i yeterince liberal olmamakla suçluyordu. Aldýðý ilk seçim yenilgisi üzerine, kendini feshedip CHP’ye katýldý. Yani, “çok liberalizm” beklenirken, “sýfýr liberalizme” ve “devletçiliðe” fit oldu.
Militarizme karþý olduðunu söyleyen ve “demokrasi” diye inleyen Cindoruk’u 12 Mart’ta göremedik.
12 Eylül’de de yoktu.
Hýrçýn ve cerbezeli “savunmacý” kiþiliðiyle ortalara dökülüp, Evren’in burnundan getirebilirdi. Suskunluðu tercih etti. (Rahmetli Turgut Özal’a yapmadýðýný býrakmamýþtý oysa... Çok günahýný almýþtý merhumun.)
Ne zaman ki darbenin etkisi geçti, siyasal yaþama dönüldü, birden ortaya çýktý.
Sonra ne olduysa oldu, bize ustaca “demokratmýþ gibi” yapan Cindoruk, “demokrat” ve “hukukçu” kimliðinden sýyrýlýp, bir baþka sýkýdüzenin kuyruðuna takýldý. 28 Þubat’çý oldu.
En önemli “demokrasi” baþarýsý þudur:
Bir dönem DP’de genel baþkanlýk yapmýþ bulunan Süleyman Soylu’yu partiden ihraç ettirmek için her melaneti sergilemiþ, kendisi o makama kurulunca, “Yerel seçimde oyumu CHP’nin Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný adayý Kýlýçdaroðlu’na verdim” diyerek, önceki baþarýlarýnýn üzerine tüy dikmiþti. Ýhracý gerektiren en aðýr suçu iþlediði halde, Demirel’in inayetiyle o makamda mahfuz tutulmuþtu.
HDP’li ve FETÖ’cü tutuklularý kurtarmak için yollara revan olan Kýlýçdaroðlu bu adamdan akýl almýþtý.
FETÖ’cülerin can düþmaný Orgeneral Metin Temel’in rütbesini sökecek Muharrem Ýnce de, ayný adamdan akýl alýyor!