Ýngiltere nire, Türkiye nire...

Bizim gazetenin internet sitesi iktibas etmiþ, edindiði izlenimi bir dostum soru olarak yöneltti: ‘’Ýngilizler ‘darbe’ iþinden anlar mý?’’

Güldüm. Ýngiltere’nin kendisi ‘darbe’ tehdidi altýna düþmüþtür...

Ýngiltere’ye 1970’li yýllarýn baþlarýnda iki kez uðradým, 1977-78’de Londra’da yaþadým. Doðal olarak ülkenin politik yapýsýyla da ilgilendim. Okuduðum alternatif dergilerden, ülkeyi iki kez (1964-1970 ve 1974-1976), sekiz yýl baþbakan olarak yönetmiþ Harold Wilson’un ‘devlet içinde devlet’ yapýlanmasý ve basýn iþbirliðiyle devrildiðini öðrendiðimde ne kadar þaþýrdýðýmý tahmin edersiniz...

Nasýl yani? ‘Demokrasinin beþiði’ diye bilinen Ýngiltere’de halkýn oyuyla seçilmiþ bir baþbakana ‘siyasi komplo’ mu yapýlmýþ? MI5 istihbarat örgütü mü ‘komplo’yu planlamýþ? Saygýn gazeteler çýkaran yayýncýlar, gazete yöneticileri mi onlara destek vermiþ? Amaç Wilson’u devirip yerine Prens Charles’ýn büyük amcasý Lord Mountbatten’i getirmek miymiþ? Komplocular bu iþi baþarmak için orduyu da mý planlarý içerisine katmýþlar? Wilson‘komplo’ tezgâhýný ancak istifa ederek mi aþabilmiþ?

“Hadi caným sen de” dediðimi hatýrlýyorum...

Oysa iddialarýn gerçek olduðunu bugün biliyorum. Sadece ben deðil Ýngiliz halký da biliyor... 2006 yýlýnda, Wilson’un istifasýnýn 30. yýldönümü vesilesiyle BBC ve ITV1 televizyonlarýnýn ayrý ayrý hazýrladýklarý ‘Harold Wilson’a yönelik komplo’ (‘The plot against Harold Wilson’) belgesellerinde açýk edilen yeni belgeler ve tanýklýklar kaçýnýlmaz biçimde gerçeðe iþaret ediyor: Wilson kendiliðinden gitmemiþ... Gitmesi saðlanmýþ... Gitmeseymiþ, baþýna daha büyük iþler açýlacaðýndan endiþeliymiþ...

Nasýl mý? Þöyle:

Wilson’a ‘gizli komünist’, hatta ‘KGB ajaný’ diye takmýþ Ýngiliz derin devleti... Anatoly Golitsyn adlý Sovyetler Birliði kaçkýný bir eski ajan, sýrf Wilson baþýna geçip baþbakan olabilsin diye Ýþçi Partisi’nin eski baþkaný Hugh Gaitskell’in KGB tarafýndan zehirlendiði hikâyesini anlatýp uyuyan sistemi uyandýrmýþ...

MI5’ta ‘Soðuk Savaþ’ nöbeti tutan ajanlar “Baþbakanýmýz komünist ve Rus ajaný” diye inanmakta ve onu yerinden etmek için çareler aramaktaymýþ... Daily Mirror gazetesiyle çok sayýda dergiyi çýkaran bir yayýn grubunun baþýndaki Cecil King ile yazarlarýndan Hugh Cudlipp onlara çýkýþ yolunu göstermiþ: ‘Darbe-i hükümet’...

Toplantý yapmýþlar. Saray’ýn bilim danýþmaný Sir Solly Zuckerman ile Kraliçe’nin dayýsý Lord Mountbatten’i de çaðýrmýþlar... Cecil King önce baþbakanýn vahim hatalarýný sýralamýþ ve ardýndan hükümetin hâkimiyetini yitirdiði, sokaklarda kan gövdeyi götürdüðü, askerlerin müdahale etmek zorunda kaldýðý bir kara tablo çizivermiþ... Sonra “Görev sizin gibi halkýn güvendiði birine düþecek Lordum” deyivermiþ...

Zuckerman“Bu yapacaðýnýz, vatana ihanetten farksýz” deyip odayý terk edince Mountbatten de onu takip etmiþ...

Ancak 1968’deki bu ilk darbe niyeti 1974’te yeniden canlanmýþ... Ýþi bir tatbikat bahanesiyle Heathrow Havaalaný’ný iþgale kadar götürmüþ darbe planlayýcýlarý...

Havaalaný iþgalini de içine alan kapsamlý tatbikattan hükümetin ve baþbakanýn haberi bile yokmuþ...

Baþbakanlýk o günlerde her þeye ‘komplo’ gözüyle bakanlarla doluymuþ... Wilson içine kapanmýþ, çok sadýk dostlarý dýþýnda kimselerle görüþmemeye, görüþse de onlarýn uyarýlarýna kulak asmamaya baþlamýþ... Kendisine getirilen çözüm önerilerini önemsememiþ, elinin tersiyle itmiþ...

Galiba ‘komplocular’ýn iþine gelen de muhataplarýnda beliren böyle bir ruh hali iþte...

‘Darbesiz darbe’ sonrasýnda Wilson’un uzun bir süre baþýna gelenleri kendine saklamayý tercih ettiði anlaþýlýyor. Oysa istifasýna yol açan günlerde Ýngiltere’de birbiri ardýna yaþanan anormallikler süreçte pek çok karanlýk nokta olduðuna iþaret ediyor...

Sonralarý konuþmaya baþladýðýnda ise, “Akli melekeleri yerinde deðil” demiþler erken bunama belirtileri baþgösteren Wilson için...

Ýngiltere ve ‘darbe’ sözcükleri bana bunlarý düþündürdü...