Vahdettin ÝNCE
Vahdettin ÝNCE
Tüm Yazýlarý

Ýnkýlaptan inkýlaba

Malum, inkýlap deðiþim, dönüþüm, devrim demektir. Ýnkilab ise köpekleþmek anlamýna gelir.

Avrupa medeniyetinin en büyük hedefi dünyayý maddi ve manevi olarak büyük bir deðiþime tabi tutmaktýr. Asýrlardýr baþlayan bu süreç büyük bir hýzla ilerliyor. Fakat insanlýðý tükeniþe götüren bu yýkýmý durduracak potansiyele sahip yegâne güç de Ýslam'dýr. Batý da bunu bildiði için Ýslam'ý itibarsýzlaþtýrmak, gözden düþürmek, karalamak için var gücüyle saldýrýyor. Kimi ferasetsiz Müslümanlarýn olumsuzluklarýný abartarak medya gücünü kullanýp insanlarýn zihnine iþlediði gibi tamamen mizansen hadiselerle de yoðun bir kültür bombardýmaný gerçekleþtiriyor. Pýsmýþ, sinmiþ, mahcubiyetten sesini çýkarmayan bir Müslüman dünyada hedefine varmasý daha kolaydýr çünkü.

Gelelim Avrupa medeniyetinin iþleyen planýna.

Ýnkýlab-ý Kebir dedikleri Fransýz Devrimi olana kadar Avrupa içten içe kaynýyordu. Dünyanýn geri kalaný, özellikle Ýslam dünyasý ölüm sessizliðini andýran bir duraðanlýk içindeydi. Hayat durgunluðu kaldýrmaz tabii. Bu yüzden artýk kötü kokular da gelmeye baþlamýþtý. Ne olduysa Ýnkýlab-ý Kebir'den sonra oldu. Duraðanlýðýn ölümcül kesafetinden usanmýþ insanlýk doðal olarak bu geliþmeyi aydýnlýk bir geleceðin ayak sesleri olarak algýladý. Oysa Ýnkýlab-ý Kebir, Avrupa'nýn öteden beri dünyanýn geri kalanýna dair korkunç planýnýn startýydý. Plan, insanlýðý ebedi köleler haline getirecek bir yeniden üretme, hatta yeniden yaratma þeklindeydi. O gün bugündür hiçbir þey eskisi gibi olmadý. Tam da inkýlap adýna münasip bir altüst oluþ süreci baþladý. Tersyüz oluþ da diyebiliriz. Hala tevhidin etkisinde olan Ýslam âlemi gibi direniþ bölgeleri de kültürel istila ile birlikte ölüm yaðdýran bombalarla yerle bir edildi, hizaya getirildi. Ýnkýlaba direnmek mümkün deðildi.

Teknolojik üstünlüðü, dolayýsýyla göz kamaþtýrýcý zenginliði de arkasýna alan baþtan ayaða silahlý Avrupa kibri her þeyi yeniden üretmeye, diðer bir ifadeyle her þeyi tersyüz etmeye baþladý. En büyük direnç kaynaðý olan Tanrý inancý tasfiye edildi ilkin. Tanrýnýn öldüðü (!) ilan edildi. Sonra geleneksel toplumsal yapýlar ilmek ilmek söküldü. Ýnsanlarýn binlerce yýllýk tecrübeleriyle var ettikleri kabile, aþiret gibi sosyal koruma alanlarý geriliðin çukuruna itildi. Ýnsana ruhsal bir direnç kazandýran din mesela, müzeye dönüþtürülmüþ tapýnaða sýkýþtýrýldý, hayatýn büsbütün dýþýna atýldý. Aile kavramý temelden yýkýldý. Kadýn-erkek iliþkisi pespaye bir cinselliðe indirgendi. Bunlarýn tamamýna da özgürlük adý verildi.

Ýnsanlýðýn binlerce yýllýk hayat tecrübesiyle oluþturduðu ve dinin ahlak prensipleriyle beslediði geleneksel kurumlar ortadan kaldýrýldýktan sonra insanlar her türlü saldýrýya, her türlü telkine, her türlü ayartmaya açýk, savunmasýz, iradesiz bireylere döndüler.

Bu aþamadan sonra savunmasýz, iradesiz bireyin yaratýlýþýný bozma süreci baþladý. Þuanda dünya çapýnda etkin olan süreç budur. Tanrýdan, dinden, aileden, geleneksel kurumlardan özgürleþtirilen (!) bireyin kendi bedenini özgürleþtirmesi (!) yani yaratýlýþýný bozmasý süreci.

Geleneðin, insani iradenin baðýndan kurtulan insanlýk dur durak bilmiyor nitekim. Son zamanlarda cinsiyet deðiþtirmeler, hatta cinsiyetsiz eþtirmeler kesmemiþ olacak ki Avrupa'da bazý çiftliklerde "domuz insan"lar için çiftlikler açýlmýþ. Evinde, iþinde normal bir insan gibi davranan bazý kimseler hafta sonlarý bu çiftliklere gidip bir gün akþama kadar domuz gibi yaþýyorlarmýþ, manen domuzlaþtýktan sonra maddi olarak da domuzluðu tecrübe ediyorlarmýþ. Ýnkýlab-ý Kebir'in getirdiði deðiþimin tatminsizliði durmak nedir bilmiyor.

Bu da mý oldu diyeceðiniz bir geliþme daha var. Avrupa merkezlerinde "insan köpek" furyasý baþlamýþ. "Ben senin itaatkâr köpeðinim" diyen bazý insanlar boyunlarýna köpeklerinki gibi tasmalar geçirilmiþ halde meydanlarda, kalabalýklar içinde dolaþtýrýlýyorlar. Etraftakilere köpek gibi kuyruk sallama taklitleri yapýyorlar. Hýrlýyorlar, havlýyorlar.

Bir önceki yazýmýzda Ýblis'in büyük tehdidini hatýrlatmýþtýk: "Onlara emredeceðim ve onlar da yaratýlýþý deðiþtirecekler."

Aydýnlanma (!) diye baþlayan, Fransýz Ýnkýlab-ý Kebiriyle cihanþümul kisvesine bürünen Avrupa medeniyeti insanlýðý büyük bir Ýnkilaba (köpekleþmeye) doðru götürüyor.